| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 yılı merkezî yönetim bütçesinin 10'uncu maddesi üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve ekranları başında bizleri izleyen yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2023 yılı, iktidar tarafından 2011 yılından itibaren her fırsatta dile getirilen "Yüksek hedeflere ulaşacağız, uçacağız, kaçacağız, şahlanacağız." yılı olarak bilinmektedir. 2023 yılına bir aydan kısa bir süre kala, bu hedeflerin tamamında hayal kırıklığı yaşatan sonuçlar elde edildiği görülüyor. Hâl böyleyken siyasi irade, gerçekleşmeyen hedefler için sadece bahaneler üretmek ve kendi beceriksizliğini örtme çabasına girişmektedir. 2 trilyon dolar olarak belirlenen millî gelir hedefimiz orta vadeli plana göre 867 milyar dolarda kalacaktır. 500 milyar dolar hedef koyulan ihracatımızın ise 2023 yılı itibarıyla 265 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Yüzde 5 olarak belirlenen işsizlik oranı son açıklanan verilere göre yüzde 10'un üzerinde gerçekleşmiştir. Tek haneli enflasyon hedefi bu hedefler arasında en büyük sapmayı yaşatan alandır. TÜİK'in ekim ayı verilerine göre enflasyon yüzde 85,5 olarak gerçekleşmiştir. AK PARTİ iktidarının başladığı dönemden daha kötü bir seviyeye ulaşmıştır. AKP iktidarının ülkeyi yönetme kabiliyetiyle birlikte hedef koyma ve bunları tutturabilme yetisi de maalesef, kaybolmuştur.
Değerli milletvekilleri, gerçekten ülkeyi yirmi yıl boyunca yönetip ekonomiyi yeniden bir kurtuluş savaşı verme noktasına getirmeyi başarı olarak bize sunamazsınız; diyelim ki derin bir aymazlığa düşüp sundunuz; inandıramazsınız. Faizi düşürenin Merkez Bankası, talimatı verenin büyük ekonomist Recep Tayyip Erdoğan olduğu bir ülkede, dolar ve eurodaki artışın sorumlusu dış güçler diye yutturamazsınız. Ekmeğe zam gelince "Obeziteyle mücadele ediyoruz." akaryakıta zam gelince "Yürümenin faydaları." kahveye zam gelince "Kahvenin kırkyıl hatırı yokmuş, kahve kalbe zararlıymış." manşetleri atan propaganda araçlarınızla vatandaşımızı bu yalanlara inandıramazsınız. Her fırsatta çıkıp "Eskiden yağ kuyrukları vardı, tüp kuyrukları vardı." diyerek bugün kotalı şeker satışlarının, zincirlenmiş yağ tenekelerinin olduğu bir manzarayı izleyemezsiniz.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde 5 şey var, sürekli değişiyor: AKP'nin dış politikası, döviz kurları, akaryakıt fiyatları, TÜİK Başkanı ve Merkez Bankası Başkanı. Hâl böyle olunca da iğneden ipliğe, domatesten patatese her şeye zam geliyor.
Size soruyorum: Yakın zamanda marketten alışveriş yaptınız mı? İnsanlar markette koşarak alışveriş yapıyor çünkü ürününü raftan alıp kasaya gelene kadar ürünün fiyatı değişebiliyor. Ev almak için pazarlık yapılıyor, tapuya gidene kadar ev fiyatları zamlanıyor. Araba için el sıkışılıyor, notere gidene kadar araba fiyatları zamlanıyor.
Sürekli 3 çocuk tavsiyesi yapan Sayın Cumhurbaşkanı, bebek bezi fiyatlarından haberdar mısınız, bilmiyorum. Evli çiftler bebek bezi fiyatlarını görünce çocuk yapmayı 1 kere değil 5 kere düşünmek zorunda kalıyor. Peki, böyle bir enflasyon düzeninde diyeceksiniz ki: "Ya, muhalefet bizi hep eleştiriyor, hiç mi bu ülkede fiyatı düşen bir ürün yok? Hiç mi enflasyona meydan okuyan bir ürün yok?" Elbette var, enflasyona meydan okuyan tek bir ürün var, Recep Tayyip Erdoğan'ın kitabı; satışa çıktığında 42 TL'ydi şu an 28 TL. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, vatandaşlarımız hayatlarından mutlu değil, sürekli "Ay sonunu nasıl getiririm?" düşüncesinden bunalıma girmiş durumdadır. Gençlerimiz geleceğinden umutsuz. Oysa, devletin görevi; sosyal olarak her türlü gelişmeyi ve buna uygun ortamı sağlamaktır, her türlü adaletsizliğin önüne geçilmesini sağlamaktır, toplumun barış ve huzur ortamında yaşamasını sağlamak için tedbirler almaktır, vatandaşların ekonomik olarak her türlü kalkınmasının ve işsizliğe yönelik olarak istihdam paketlerinin sağlanmasıdır. Yukarıda belirttiğim devletin görevleri; peki, sizin görevleriniz? Yandaşı ve Suriyelileri mutlu etmek, 5'li çeteyi kalkındırmak, vatandaşa hayal satmak, toplumu ayrıştırmak. Yaptıklarınız devlet sorumluluğuyla bağdaşmıyor. Bağdaşıyor mu? Elbette, hayır.
Değerli milletvekilleri, yirmi yıldır ülkeyi öyle bir hâle getirdiniz ki orta gelirliyi yoksulluğa, yoksulları açlığa sürüklediğiniz milyonlar yarattınız. Artık bu insanlar hayatta kalmak için çalışmayı değil, giderek zenginleştiği ve refaha eriştiği bir Türkiye istiyor. Gençler arkadaşlarıyla kafede bir kahve içmek için hesap yapmayacağı bir Türkiye hedefliyor.
Maliye Bakanı Nebati "Güvenin, inanın bize." diyerek milletin kalmayan sabrını istiyor. Vatandaş, aslında, sizden ne istedi? Refah içinde yaşamak istedi. Siz ne yaptınız? 2023 yılında kişi başına 25 bin dolar millî gelir sözü verdiniz ama geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan Samsun'da yaptığı açılışta 9.500 dolar millî gelire şükretti. Ne yazık ki Çin modeli ekonomi anlayışıyla Türk lirasını pul ettiniz, Türk insanına yazık ettiniz.
Değerli milletvekilleri, iktidarın çok övündüğü sağlık hizmetlerinin gerçek mimarları sağlık çalışanlarımızın bütçeden payına sadece alkış düştü, maalesef. Sağlık Bakanının daha önce sabit ek ödemenin emekliliğe yansıtılacağı yönündeki açıklamaları maalesef, gerçekleşmedi. Sağlık hizmetleri sınıfı kapsamında olan sağlık çalışanlarımızın teşvik ek ödeme kapsamındaki katsayıları üçte 1 gibi komik bir katsayı artışının ötesine geçemedi. Sağlık çalışanlarımızın maaş, promosyon süreçleri maalesef, tamamlanamadı. Türkiye'nin en kârlı kuruluşları olan bankalar, sağlık çalışanlarının promosyonu için çoğu ilde teklif vermeye gerek bile görmedi. Bakanlığın bu konuyu ivedilikle çözmesi gerekiyor. Nitelikli insan gücümüz ve Covid pandemisinin mücadele mimarları olarak sağlık çalışanlarımızın yoksulluk sınırının altında bir ücrete talim edilmeye çalışılmasını kabul edemiyoruz. Tek kalemde zamlı maaş talepleri bir an önce karşılık bulmalıdır diyorum.
Çok az kaldı diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)