| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Sayın milletvekilleri, az önce Sayın Akbaşoğlu yerel yönetim seçimleri sonrasındaki oylardan bahsetti. Efendim, ilk seçimde 29 bin fark varmış da birtakım usulsüzlükler yapılmış ve o oy 13 bine düşmüş. Yahu Allah'tan korkun, 10 bine düşse ne olur, 3 bine düşse ne olur! 800 bin farkı nereye koyacaksınız, 800 bin fark? (CHP sıralarından alkışlar) 800 bin farkı kim sağladı biliyor musunuz? İstanbul'da yaşayan AK PARTİ'li namuslu seçmenler sağladı, MHP'li seçmenler sağladı, HDP'li seçmenler sağladı, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." diyenler sağladı. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Seçim Kurulunun kararına gerekçe neydi onu söyledim. Bak, kararına gerekçe neydi onu söyledim. Yüksek Seçim Kurulu hukuka, yasaya aykırılık nedeniyle seçimleri iptal etti.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sen, otur, derdine yan! 800 bin fark... (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, o seçimde Ekrem İmamoğlu 54,2 oy almıştı, daha bu ayın başında yapılan anketlerde 59,60 oy aldı; oturun derdinize yanın, bu da size dert olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bugün Türkiye'de yeni bir demokrasi ayıbı yaşanmıştır, âdeta bir darbe yapılmıştır. Yirmi yıllık AKP süreci içerisinde karanlık emellerine hizmet etmek üzere sık sık siyasi darbe yapmayı alışkınlık hâline getirenler, 15 Temmuzdan sonra bu alışkanlıklarını FETÖ yöntemiyle daha da çoğaltarak bugün de hayata geçirmişlerdir. (CHP sıralarından alkışlar) Evet, siz, ceza vererek Ekrem İmamoğlu'nu susturacağınızı mı zannediyorsunuz? Siz, onu siyasetin dışına iteceğinizi mi zannediyorsunuz? İnanın değerli milletvekilleri, o, daha kararlı, daha inançlı, şahinleşerek siyaset yapmaya devam edecek. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü bizim yüreğimizde büyük bir yurtseverlik var, biz 85 milyon insana aynı gözle bakıyoruz. Bakın, şair ne demiş: "Nice belalardan vurup çıktı bu yürek./Daha nice belaları göğüsleyecek./Artık namuslu olmak yetmiyor./Namusun mihenk taşında vuruşmak gerek." (CHP sıralarından alkışlar)
Siz, Ekrem İmamoğlu'na bu cezayı kestiniz de asıl cezalandırdığınız İmamoğlu değil. Bakın, kimlerin hakkını gasbettiniz? O seçim günü sandıkları çalmayın diye sabahlara kadar sandıkları, torbaları bekleyenlerin hakkını, alın terini gasbettiniz; siz, o seçimde 800 bin oy fark atan İstanbullu, onurlu, şerefli, haysiyetli seçmenin oylarını gasbettiniz, haksızlık ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Bununla da sınırlı değil; bakın, mahkeme kararlarının ilk cümlesi nedir? Der ki: "Bu karar millet adına alınmıştır." Bu karar öyle mi? Bu karar saray adına alınmıştır, saray adına, tek adam zihniyetinin ürünüdür bu karar. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bir bakıyorsunuz, AKP'liler kendi geçmişlerini belli bir milat koyarak yürürler. Açın Cumhurbaşkanlığı sayfasını, biyografisinde şu var: Kendisinin ve partisinin siyasi tarihini aldığı cezayla başlatan bir AKP Genel Başkanı göreceksiniz. Yani bir şiir okuduğu için mağdur edebiyatı yaratarak onu kullanıp buraya gelen -ki biz cezaların, hukuksuzluğun hepsine karşıyız- ama bugün fütursuzca içine sindirerek, genç bir siyasetçiye bu cezayı vermeyi içine sindirebiliyor. İşte bu da AKP zihniyeti, AKP'nin karanlık bir odak olduğunun somut göstergesi. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yargı kararının altında bağımsız yargı, adalet duygusu, kanunlar ve Anayasa yok; sadece o şahsın, sarayda oturanın imzası var. Yoksa, bugün, adliyedeki o cezanın altına imza atanlar -namuslu ve şerefli savcı ve hâkimleri bir tarafa bırakıyorum- zavallılıklarını bir kez daha tarihe yazdılar ve tarih, bu siyasi kararları alanları asla affetmeyecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Ekrem İmamoğlu ne yaptı? Aynı anda 10 yerde metro inşaatı başlattı ve yüz elli günde 150 açılış yaptı. Siz seçimi kaybettiğiniz günden itibaren öfkeyle, nefretle, kinle bir kıskançlık krizine girdiniz. Ya, yeter artık, kaybetmeyi de sindirin çünkü bu kayıp bir başlangıç, daha ne kayıplar göreceksiniz. Önümüzdeki seçimlerde Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul halkıyla aldığı başarının çok daha büyüğünü... Öyle bir yenilgi yaşatacak ki İstanbul size, bütün Türkiye sizi şaşkına çevirecek ve bu anlayış, bu ceberut iktidar tarihin çöplüğüne gömülecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Ekrem İmamoğlu ne yaptı? Ekrem İmamoğlu, yandaş derneklere verdiğiniz belediye binalarını halka geri aldı. Ekrem İmamoğlu ne yaptı? Ballı ihalelere, hormonlu burslara, eş dost, akraba atamalarına, sayısız makam arabasına, kişiye özel hediyelere, milyarlarca liralık ranta ve yolsuzluklara son verdi. Onun için canınız yandı, onun için kıskançlık kriziniz büyüyüp devam ediyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Tarihte adı "Payitaht" "Dersaadet" "Darülhilafe" olarak tanınan İstanbul'u, yeniden cumhuriyetin demokrasisine ve halka verdiği için sonuçları hazmedemediniz ama biz "Bunlar gelirse yönetemez." diyenlere halkın belediyesi nasıl yönetilir gösterdik. Nasıl mı? Siz 19 trilyonluk bir bütçeyi çarçur ettiniz, buharlaştırdınız. Başka ne yaptınız? Beşiktaş saldırısında, 15 Temmuzda ve nihayet pandemide İstanbul ve Ankara Belediyelerinin halka yardım için açtığı bağış kampanyasını üç gün içinde içinize sindiremediniz, durdurdunuz ve o paraların hepsini iç ettiniz, gasbettiniz; haram, zıkkım olsun o paraları gasbedenlere. (CHP sıralarından alkışlar)
Vatandaş size güvenmediği için İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin açtığı o kampanyalara bağış yaptı. Neymiş? Devlet içinde devlet olmazmış. Kim diyor bunu? Süleyman diyor. Bakın, lafı diyene bakın! Yahu siz mafyatik yöntemlerle bu ülkeyi perişan ettiniz. 10 yaşındaki çocuklara kendi ellerinizle verdirdiğiniz -mafya yöntemleriyle- o uyuşturucu bizim gençliğimizi perişan etti. Onları perişan edenler Allah indinde inşallah perişan olur. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, öyle bir şey var ki değerli milletvekilleri, kendinden olmayanları, eleştirenleri hemen teröristlikle, sürtük olmakla, vatan haini olmakla suçluyorlar. Ben, şimdi, size 2 farklı vatan hainliği tanımı yapacağım. Bir tanesi ne diyor biliyor musunuz? "Vatan, çiftliklerinizse/Kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,/Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,/Evet, ben vatan hainiyim./Siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz ben vatan hainiyim." demişti gözü açık giden "Memleket! Memleket!" diyen Nazım Hikmet, bu vatan hainliği tanımını yapmıştı. (CHP sıralarından alkışlar)
Başka bir tanımı var, bunu lütfen iyi dinleyin. Bakın, bu tanım ne diyor? "Vatanı satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak ülkenin maddi, manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur." Bakın, bakın. "Vatanı satmak, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur." Bakalım, ortada birlik, beraberlik, kardeşlik görebilen var mı? Ortada ayrımcılığın ve ötekileştirmenin daniskası var. Kötü yönetim var mı? Var. Yolsuzluk var mı? Var. Yüksek enflasyon var mı? Var. Bunlar saymakla bitmez. Demek ki vatan haini olmak için yüksek enflasyon, ayrımcılık, ırkçılık, faşist anlayış yapmak gerekiyormuş. Peki, bunu kim söyledi? Bunu kim söyledi, biliyor musunuz? "Vatan haini" tanımını 2015 yılında sarayda valilere yemek veren Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Alın size vatan haini!
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)