| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Türk yargısı önemli bir karar verdi. Dünyanın en büyük metropol şehirlerinden birinin başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ve siyasi yasak, hiç şüpheniz olmasın, dünyada hukukun üstünlüğünde 140 ülke arasında 116'ncı sırada olan ülkemizi çok daha gerilere çekmiştir. Bu karara sevinenler olabilir ama şunu bilin ki siyaset hiçbir zaman yargı eliyle tanzim edilemez, süreç bu şekilde yönetilemez. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Adalet Bakanı "Ben yargıya talimat vermem." "Önemli davalarda benim konuşmam doğru değil." diye birkaç gündür söylemlerde bulunuyor. İktidar sözcüleri de "Biz yargıya müdahalede bulunamıyoruz." diyor. Acaba durum gerçekten öyle mi?
Değerli milletvekilleri, Mustafa Kemal Atatürk "Adalet gücü bağımsız olmayan bir devletin, devlet hâlinde varlığı kabul olunamaz." der. Devletin varlığı ancak adaletle mümkündür. Eğer adalet yoksa o ülkenin devlet olarak varlığını sürdürmesi söz konusu değildir.
Şimdi ben bugün burada sizlerle bazı konuları paylaşmak istiyorum, karşı çıkacak arkadaşlarıma da hodri meydan diyorum. Bakın, bir Fetullah Gülen darbe girişimini hep beraber yaşadık ama hâlâ ders alınamadığını görüyorum, büyük bir üzüntüyle görüyorum. Keşke ülkeleri yönetenler yaşanan üzücü olaylardan ders alabilseler, geriye doğru baktıklarında çıkardıkları dersleri ileriye doğru bir daha yapmama kararlılığını gösterebilseler ama öyle olmuyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ daha önce de Adalet Bakanıydı. Bakın, onun zamanında neler olduğunu ve bugün yaşadığımız olayın, bu kararı alan hâkimlerin nasıl bu hâkimliklere getirildiğini sizlerle paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlarım; tahammül edilmez ve hepimizin karşı koyması gereken bir tablo.
Değerli milletvekillerim, 2011 yılında TÜBİTAK'ta, birdenbire bir kararname çıktı, bütün başkan ve yönetim kurulları değiştirildi; TÜBİTAK altüst edildi. TÜBİTAK'ın daha sonra Ergenekon, Balyoz ve kumpas davalarında verdiği birçok raporla birçok insanın hayatı karartıldı. 15 Temmuz Fetullahçı darbe girişiminden önce namuslu bir savcı çıktı, düzgün bir savcı çıktı, daha o zaman FETÖ darbe girişimi yok ve bir iddianame yazdı, dedi ki: "2011 yılında çıkarılan kararnameyle FETÖ TÜBİTAK'ı ele geçirmiştir." Bu kararnamenin altında şimdiki Cumhurbaşkanının ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın imzası vardır. FETÖ'nün TÜBİTAK'ı ele geçirirken siyaseti nasıl kullandığını savcı ifade etti, iddianameye yazdı. Bu iddianameyi savcı yazdıktan sonra görevden alındı -savcı ve savcılar- değerli arkadaşlarım. Daha sonra, 2016'nın başında Hükûmet bir kanun tasarısı sundu, birçok AKP'li milletvekili arkadaşım da bunu imzaladı. O kanun teklifinde, orduda Fetullah'ın örgütlendiği dönemdeki subaylardan sonra gelenleri yani Fetullah'ın örgütlenmesine olanak bulamadığı dönemlerin erken bir tasfiyesi için erken emeklilik kararı alınan bir kanun tasarısı getirdiler ve Atatürkçü subayları tasfiye eden bir kararname, kanun Meclise geldi ve bu kanunu getiren iktidara karşı yine, savcı bir dava açtı. Dedi ki savcı: "FETÖ 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK'den, Türk Silahlı Kuvvetlerinden tasfiye etmek için 3 devreyi birden toplu olarak emekli edecek bir kanunu siyasi iktidara yaptırmıştır." Bu savcı da görevden alındı değerli arkadaşlarım. Bakın, FETÖ'nün gücü hâlen devam ediyor, FETÖ'ye karşı mücadele eden savcılar var ama daha, iktidarın göremediği bir süreci yaşıyoruz. Derken, darbe oldu, darbeden sonra Akıncılar iddianamesi... O gün, 15 Temmuzda Meclisteydik hepimiz. Başımıza bombaların yağdırıldığı o akşamın iddianamesini düzenleyen savcı, bu sefer, iddianameyi düzenlemeden önce gitti Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ'a iddianameyi gösterdi, Bekir Bozdağ iddianameyi inceledi ve ancak onun onayından sonra -o iddianame- siyasi iktidarla bir ilişki kurulmasına fırsat verilmeden mahkemeye dava açıldı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Bekir Bozdağ ne diyor? "Ben mahkemelere talimat vermem; o, bizim işimiz değildir, karışmayız." diyor. Öyle olmadı değerli arkadaşlarım ve 24 Aralık 2016'da Adalet Bakanlığı hâkim almak için, savcı almak için bir sınav yaptı. Yazılı sınav yapıldıktan sonra 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle yazılı sınav şartı kaldırıldı ve mülakata dönüştürüldü.
Değerli arkadaşlarım, bugünkü hâkimlerin nereden geldiğinin, bu kararların nasıl alındığının işte altyapısı oradan başladı. FETÖ'nün hukukçuları gitti, iktidarın hukukçuları gelmeye başladı ve -karşımıza mülakatla alınan- iktidar partisinin ilçe başkanları, ilçe yönetim kurulu üyeleri, milletvekili adayları, belediye başkanları yazılı sınav dikkate alınmaksızın mülakatla hâkim yapıldı.
Şimdi, ben bunların isimlerinin hepsini buradan teker teker okurum, şu anda hepsi hâkim ya da savcı. Şöyle söyleyebilirim: İktidar partisinin Zonguldak Gençlik Kolu Başkanı hâkimdir şu anda. Giresun İl Yönetim Kurulu üyesi hâkimdir. Kırıkkale İl Başkan Yardımcısı hâkimdir, Kırşehir Kaman adayı hâkimdir, Trabzon İl Başkan Yardımcısı hâkimdir, Tokat merkez ilçe yöneticisi hâkimdir. Elimde yüzlerce hâkim ve savcının adı var değerli arkadaşlarım; hepsi burada.
Şimdi, Sayın Bekir Bozdağ ve iktidar sözcülerine söylüyorum ve soruyorum: Sizler kendi partinizin mensuplarını hâkim ya da savcı yaparken zaten onlara daha sonra talimat vermek için değil, baştan işi bitirerek alıyorsunuz ve onlar da zaten alındıkları görevin gereğini yapıyorlar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bugün de bu kararı veren hâkim, daha önceki hâkim değiştirilerek atanmış bir hâkimdir.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Muhtemelen CHP'lidir.
LEVENT GÖK (Devamla) - Daha önceki hâkimin basındaki bütün açıklamalarını duydunuz "Ben bu kararı vermek istemiyorum ama baskı altındayım." diyen; kamu vicdanın yaralandığı bir günü konuşuyoruz.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - CHP'lidir o, AK PARTİ'li değildir.
LEVENT GÖK (Devamla) - Devletin ve adaletin sürmesi adaletin tecellisiyle mümkündür. Bunlara hiçbiriniz gözünüzü kapamayınız. Bugün gülersiniz, bu karara sevinirsiniz ama bu karar gelir ayaklara dolaşır değerli arkadaşlarım.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Bu karara en çok CHP seviniyor Başkanım, AK PARTİ sevinmiyor.
LEVENT GÖK (Devamla) - Burada, yıllar önce, rahmetli Kamer Genç FETÖ'cülere karşı sizleri uyardığı zaman -ben de hatırlıyorum- onun üzerine yürünmüştü ama değerli arkadaşlarım, zaman, geliyor, geçiyor, uyaranları haklı gösteriyor. Şimdi, konuşmamın başında ifade ettim, ne diyor Mustafa Kemal Atatürk? "Adalet gücü bağımsız olmayan bir devletin, devlet hâlinde varlığı kabul olunmaz." Konfüçyüs ne diyor? "Adalet, Kutup Yıldızı gibidir, geri kalan her şey onun etrafında döner." Bugün Türkiye'de bu verilen kararla, bundan sonra başlayacak tartışmalarla adalet büyük bir yara almıştır. Ülkemiz, hem kendi içinde hem de dışarıda çokça tartışılan bir ülke hâline gelmiştir. Hukukun üstünlüğünde son derece gerilere gideceğimizi ben görüyorum. Bu karara sevinmeyin, bu karara alkış tutmayın.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - CHP buna seviniyor ama, AK PARTİ sevinmiyor.
LEVENT GÖK (Devamla) - Bu karar övünülecek bir karar değil, dövünülecek bir karardır.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)