| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 15.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk demokrasisi adına tarihî ama bir o kadar da karanlık bir güne dün hep beraber şahitlik ettik. Dün yalnızca bir Belediye Başkanı değil, 16 milyon İstanbul'un iradesi, halk egemenliği mahkûm edilmeye çalışıldı. Verilen bu karar demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin yok sayıldığının ve millet iradesinin açık bir şekilde gasbedildiğinin göstergesi. 3Y'yle mücadele vaadiyle gelmiştiniz. Yolsuzluk ve yoksullukla ilgili karnenizi bütçe boyunca konuştuk. Şimdi de yasaklar konusundaki maharetinizi gösterdiniz. Artık net bir şekilde anlaşılıyor ki tarih boyunca 3Y'yle anılacaksınız. Adaletin elbet bir gün yerini bulacağına olan inancımızla milletin iradesine vurulan bu prangayı reddediyoruz.
Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bu maddeyle hazine garantili dış borç limitleri üzerine konuşuyoruz. Maliye Bakanlığının paylaştığı son rakamlara göre hazine garantili dış borç miktarı 16 milyar doları geçmiş durumda. Çoğunlukla KÖİ projeleri için verilen bu hazine garantilerinin hem borç hem de ödeme noktasında hazinemizde yarattığı tahribatı defalarca bu kürsüden konuştuk. O sebeple ben bugün şanslı seçilmişlerden olamayan; o sebeple, değil garanti, destek bile alamayan vatandaşlarımızdan, çiftçilerimizden bahsedeceğim.
Kıymetli milletvekilleri, pandemi süreci ve sonrasında Rusya-Ukrayna savaşı tarım ve gıdanın stratejik önemini ortaya koydu. Bu dönemin mottosu "kendine yeterlilik ve gıda milliyetçiliği"dir. Biz de aynı şekilde tarımımızı korumalıyız. Çiftçimize sırtınızı dönüp "Paramız var ki ithal ediyoruz." dediğinizde "Yapmayın, tarım stratejiktir." demiştik. "Paranız olsa da ithal edemeyeceğiniz bir dönem gelebilir." dedik, geldi. Tarımsal verimliliği yüksek, biyoçeşitliliği zengin ve üretim teknolojisiyle birleştirebilen ülkeler yeni dönemin belirleyicileri olacaktır. Bu durumla dalga geçen bakanlarınıza rağmen artık petrol zengini ülkeler yok, gıda zengini ülkeler var. Bunu görmemeniz bizim değil, sizin vizyon eksikliğinizdir. Tam da bu vizyonla Atatürk "Köylü velinimetimizdir, bu soylu unsurun refahını düşüneceğiz." demişti ancak siz bu vizyonu anlayamadığınız için bugün tarımda varlık içinde yokluk yaşatıyorsunuz. Doyuyoruz ama beslenemiyoruz, üretiyoruz ama kazanamıyoruz; buna daha fazla da tahammülümüz kalmadı.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener il il dolaşıyor; fakirliği, açlığı, çiftçinin, esnafın sorunlarını, bodur ve obez çocukların acı gerçeğini ülke gündemine taşıyor, çözüm önerilerini sıralıyor, dinlemiyorsunuz.
Döneminizde nüfusumuz 25 milyon, açık kapı politikalarınızla baktığımızdaysa nüfus 35 milyon arttı ancak bu verimli topraklarda üretim sürekli azalıyor çünkü tarımda sürdürülebilirliğimiz düştü ve tarım nüfusu da yüzde 16 geriledi. İktidarınızda çiftçi sayısı 500 binin altına düştü, her geçen ay da azalmaya devam ediyor. Anadolu boşalıyor, genç kalmadı, doğum oranı sıfır olan köylerimiz var, köylerimize artık gelin gelmiyor. Ülkemizin en verimli tarım arazilerine sahip olan şehrim Mersin bile çiftçilerin üretimi bıraktığı iller arasında 3'üncü sırada yer alıyor. Bu da yetmedi, on beş yılda 3,5 milyon hektar tarım arazisi bile isteye tarla vasfından çıkartıldı, göz göre göre ranta kurban edildi yani. Çiftçilerimiz çaresizlikten elindekini bırakıp şehirlere göçüyor. Bu durum tarımdaki iş gücü eksikliğine, tarım alanlarının boşalmasına ve hayvancılığın da azalmasına sebep oluyor. Diğer yandansa kentlerdeki çarpık yerleşim işsizliği arttırıyor. Ne köye ne kente, sadece müteahhide faydanız var. "Kırsalı kalkındıracağız." diye yola çıkıp, köylerimizi üretim merkezi olmaktan çıkartıp küçük ve orta ölçekli çiftçiyi gıdanın başladığı yere, toprağa küstürdünüz.
Kıymetli milletvekilleri, bugün tarımda küresel liderliği konuşacakken biz OECD ülkelerinin arasında gıda enflasyonundaki liderliğimizi konuşuyoruz; günlük artışları bile artık takip edilemez hâle gelen girdi maliyetlerini, hibelerin kesilmesini, son dönemde marketçiliğe soyunan Tarım Kredi Kooperatiflerinin düzensizliğini, sadece sloganı "çiftçi dostu" olan Toprak Mahsulleri Ofisinin üreticiyi yüzüstü bırakmasını, çiftçi borçlarını ve azalan üretici sayısını, yaş ortalaması 60'a merdiven dayayan çiftçiyi konuşuyoruz. Bakın, bu çok önemli bir sorun. Tekrar ediyorum: Kırsal nüfus gün geçtikçe yaşlanıyor. Bu, tarımda iş gücü eksikliği demek, tarlaların ekilmemesi, gıdaya erişimin azalması demek. Yeni tarım düzeninde rakiplerimiz sürdürülebilir arz güvenliğine yönelirken siz nihayet "Tarımda başıboşluk bitecek." diyorsunuz. Keşke ama nerede! Biz tarımı stratejik sektör, millî güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Köyleri yeniden bir yaşam ve üretim merkezi hâline getirecek Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi Projemiz de tam da bunun için.
Sorunların çözümüne yönelik bütüncül yaklaşımın birinci adımıysa elbette ki planlama. Bu iş, orasını burasını yamamakla maalesef olmuyor. Bugüne kadar üretim planlamasını birbirinden kopuk proje hazırlamaya indirgediğiniz için ülke, tarımsal proje çöplüğüne dönmüş durumda. Başarısız projeler arasında başarılı olabilecekler de maalesef yok olup gidiyor. Üretim planlaması, ülke ihtiyaçlarını, tüketici, çiftçi, sanayici, ihracatçı taleplerini göz önünde bulundurur. En önemli öge veridir ancak iktidarınızda tarımda gerçek veriye ulaşmak maalesef imkânsız; ilk buradan başlayacağız ve Türkiye tarım büyük veri sistemini uygulamaya koyacağız. Bu sayede, etkisiz ve işlevsiz destekleme modellerinin yerini etkin desteklemeler alacak. Havza bazlı üretimle, etkin planlama, ürün deseninin belirlenmesi, verimlilik artışı, biyoçeşitlilik ve su kaynaklarının korunmasını sağlayacağız. Tarıma sizin gibi palyatif çözümler aramıyor, tarım, gıda ve kırsala ait bir toplam değer oluşturmaya odaklanıyoruz.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ısrarla dile getirdiği Ulusal Tarım Master Planı çerçevesinde bilimsel ve gerçekçi bir kırsal kalkınma hamlesini gerçekleştireceğiz. Çiftçilerimizin borçla ekip daha büyük borçla hasat ettiği dönem artık geride kalacak; yüksek gelir elde edecekleri, kazanç odaklı bir sistem kuracağız. Sezon öncesinde ürün bazlı eşik fiyat belirleyerek çiftçinin maruz kaldığı fiyat ve gelir belirsizliğini de ortadan kaldıracağız; her çiftçimiz ne ekeceğini, ne kazanacağını bilecek. Tarımsal destekleri çiftçi tarlasını sürmeden vereceğiz.
Mersin Ziraat Odasında Sayın Ayfer Yılmaz'la açıklamıştık. İktidarımızda, ilk sene, çiftçiye mazot ve gübre bedava olacak. Kuracağımız tarım organize sanayi bölgeleriyle, lojistik, sanayi ve pazarlama faaliyetlerini entegre edeceğiz; böylece, endüstriyel pazarda güçlü bir şekilde var olacağız. Mersinli ve Türkiye'deki tüm üreticilerimiz bol bol üretip az az kazandığı narenciye, şeftali, üzüm gibi ürünlerini hak ettiği fiyattan satacak. Mersin'imizin ve ülkemizin yaylalarında yetişen tıbbi aromatik bitkilere gereken teşvikler verilerek oluşturulan katma değerli ürünlerle üretici kazanacak, Türkiye kazanacak. İyi tarım politikalarımızla, sürdürülebilir ve iklim dostu tarım uygulamalarıyla çağı yakalayacağız. Yeşil tarım ekosistemleri geliştirilerek toprak ve fiyat verimliliğini artıracağız, kırsal ve Sanayi 4.0 entegrasyonuyla da çok güçlü bir kırsal altyapı kuracağız. Taşımalı eğitimi kaldıracağız, evlatlarımız köylerinde okullarına gidecekler. Mevsimlik tarım işçilerini sigorta kapsamına alacağız, primlerini beş yıl boyunca ödeyeceğiz. Köyler yeniden üretim ve cazibe merkezi hâline gelecek. Tarımı kârlı ve gençler tarafından tercih edilen bir iş kolu hâline getireceğiz. Her karış tarım arazisini en verimli şekilde kullanacağız. Toprak çiftçide olduğu gibi gelir de çiftçide olacak ve nihayetinde stratejik sektör olarak gördüğümüz tarımda küresel oyuncu olacağız.
Ezcümle, buradan sabrın ne olduğunu en iyi bilenlere, çiftçi kardeşlerime de seslenmek istiyorum: Döktüğünüz helal alın terinin karşılığında hak ettiğiniz gibi yaşayacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım, çok kısa.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Bu cennet topraklarda yokluğun içerisinde bırakacağımız tek bir insanımız yok. Domatesleri yollara döktüğünüz, limonunuzun dalda kaldığı, tohum ekip dert biçtiğiniz, binbir emekle aldığınız traktörünüzü hacze kaptırdığınız, hayvanlarınızın icradan satıldığı günler bitecek. İyilerin güneşiyle beslenen topraktan refah ve bolluk filizlenecek, çokça kazanacak, hakça bölüşeceğiz ve birlikte büyüyeceğiz. Umudunuza sahip çıkın çünkü çok az kaldı.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)