| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 15.12.2022 |
HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Bu onurlu kürsüden Kıbrıs'a, mavi vatana, can Azerbaycan'a, Batı Trakya'ya, Kerkük-Musul'daki soydaşlarımıza ve Türk Devletleri Teşkilatına da sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Sayın milletvekilleri, Sevr'le Osmanlı'ya giydirilmek istenen ateşten gömlek bugün de Türkiye Cumhuriyeti'mize giydirilmek istenmektedir. Yüz yıl önce Rum Pontus, Ermeni Taşnak-Hınçak, Kürk Teali, İslam Teali ve İngiliz Muhipleri gibi zararlı cemiyetler siyasi paylaşım hesaplarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına karşı çıkmışlardı. Bunların şimdiki uzantıları da Sevr hayalleriyle, memleketimize karşı emperyalistlerle iş birliği içindedirler. Büyük Önder'imiz ise bir avuç yurtsever arkadaşıyla "Manda ve himaye kabul edilemez." diyerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştu. Halkımız 1970'li, 1980'li yıllarda "ülkücü-devrimci" ya da "sağcı-solcu" diyerek kamplaştırılmıştı; bunu fırsat gören pusudaki emperyalistler 12 Eylül darbesini yaptırarak demokrasinin önünü kesip taşeron düşman Yunanistan'ı NATO'ya geri almışlardır; sonuç ortadadır. Bugün de halkımız suni olarak "Cumhur İttifakı" ve "Millet İttifakı" denilerek kamplaştırılmıştır; tam bu noktada, emperyalistler ve yerli yandaşları hareket geçmiştir. Yüz yıl önce manda ve himaye çözüm olmadığı gibi bugün de halkımızı ayrıştıran yamuk ittifakların vatanımız için çözüm olmayacağını görmeliyiz. Bu kamplaşmanın getirdiği kritik nokta, kimlik ve mezhep siyaseti hevesleridir; hâlbuki Büyük Önder'imiz yüz yıl önce bu tehlikeleri görüp laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Ulus devlet, üniter yapı yani Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ayarlarını daha da sıklaştırarak, birbirimizin kardeş olduğunu unutmadan, birbirimizi daha çok severek bu darboğazı aşabiliriz; yoksa, bu kafayla, eski tas eski hamam. Bu siyaset sonsuza dek gitmez!
Sayın milletvekilleri ve yüce Türk milleti; memleketimizi, Türk milletinin de gönlünden geçtiği gibi, hastalıklı ayrık otlarından kurtarmak için Memleket Partisiyle yeni bir başlangıç yapmalıyız. Kuvayımilliye kuvvetlerimizin bugünkü torunları olarak bizler de emperyalistlere, taşeronlarına ve de zararlı cemiyet artıkları olan yerli iş birlikçilerine karşı ulusal ve millî konularda birlik olalım.
Ulusal güvenlik, devletin, sınırları içinde kamu düzenini, hukukun üstünlüğünü, toplumsal güvenliği, devletin ve milletin tüm çıkarlarını, uluslararası anlaşmalarla belirlenen haklarını her türlü tehlikeye karşı koruyup kollamasıdır.
Türk Silah Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin sigortasıdır; milletimizi ve kendini korumaya muktedirdir; kimsenin korumasına ihtiyacı yoktur. Terörle mücadelede devletimizin yanındayız. Türk tarihine artık dünya coğrafyası dahi dar gelmektedir, Misakımillî uyanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti 1926'da Ankara Anlaşması'yla Irak'ın toprak bütünlüğü şartıyla Kerkük'ü ve Musul'u terk etmiştir, şartlar değişirse anlaşmanın gereği yapılmalıdır.
Sayın milletvekilleri, biz Memleket Partisi olarak doğruya doğru, eğriye eğri demekteyiz. Söz gelimi, savunma sanayisini, SİHA yapımını, mavi vatan, Libya ve Azerbaycan politikalarını destekliyoruz ancak sığınmacıların misafirliği çok uzamıştır, insani bir çözümle sığınmacıları ülkelerine göndermeliyiz.
Atatürk "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." demiştir. Buna göre halkımızın tercihleri Meclisimize doğrudan yansımalıdır. Kırk bir yıllık bir hekim olarak Meclisimizde gördüğüm tablo, birbirini alt etme ve kavga siyasetiyle halkı kamplaştırarak mevcut durumlarını korumaktan ibarettir. Bu ittifaklar "ipi tutan benden, sonrası tufan" mantığıyla, yıllarca bu koltuklarda kalabilmek için Türk milletini birbirine düşman etmişlerdir. Genel başkanlar baş seçici durumundadır. Durum böyle olunca halkımızın özgür iradesi Meclisimize tam olarak yansımamaktadır. Siyasi partiler ve seçim kanunları değişmeli, Türk milletinin egemenliği önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Sayın milletvekilleri, burada vurgulamak isterim ki Türkiye Cumhuriyeti hepimizindir ve hepimiz cumhuriyetimizin eşit vatandaşlarıyız. "Önce vatanım, sonra partim ve daha sonra naçizane ben." demelisiniz; vatan ile parti arasında çelişkiye düşerseniz Büyük Atatürk gibi vatanı tercih etmelisiniz. Milletvekilliği bir meslek değildir, sadece seçilerek gelinen temsil görevidir, vakti gelen emaneti şerefle bir sonrakine devretmelidir.
Yüce Türk milletine sesleniyorum: Beş senede bir önünüze gelen sandıkta hakkınızı çok iyi kullanınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Devamla) - Gelin, hep birlikte bu kısır döngüden kurtulup yüce Meclisi yenileyelim. Yıllardır Türkiye Büyük Millet Meclisinde öbeklenmiş çok değerli arkadaşlarımıza da "Artık yeter, buraya kadar." diyerek teşekkür edelim; artık onlar için huzur, sükûn, esenlik ve emeklilik vaktidir.
Son olarak, Memleket Partisi ne sağda ne solda, doğrudan Atatürk'ün yolunda, Kuvayımilliye ruhundadır. Ne Cumhur ne Millet, tek yol Memleket diyorum, yüce Meclisi ve Türk milletini saygıyla selamlıyorum.