| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 15.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Genel Kurulu ve halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Herkes sözünü söyledi, bütçenin sonuna doğru geliyoruz. Gönül isterdi ki bu bütçe yoksula, fakire fukaraya, işçiye, emekçiye bir parça da olsa bir alan açsaydı. Maalesef bu bütçede 468 milyar TL savunmaya ayrılmış yani savaşa ayrılmış. Biz, tabii ki cumhuriyetin 2'nci yüzyılında yeni bir yaşam, yeni bir inşadan vazgeçmeyeceğiz. Demokrasi değerlerinde bütünleştirmeye çalışacağız ve bunun için mücadele edeceğiz. Hamasi nutuklar, sloganlar bizi yolumuzdan döndüremez. Biz, aklıselimin yolunda siyaset yapanlarız.
Bakınız, Türkiye yüzyılda çok şey kaybetti, derin yaralar açtı. Bu yüzyıldan, geçen yüzyıldan, Türkiye'nin ilk yüzyılından çıkarılması gereken dersler vardır. Eğer bu dersleri çıkarıp önünüze bakarsanız, önümüze bakarsak yeni bir yaşamı inşa edebiliriz, yeni bir Türkiye'yi ve hakları gasbedilen diğer kimliksel, etnik, inançsal yaklaşımları, hepsini bu Anayasa'da barındırırız. Ama 2'nci yüzyılda da 1'inci yüzyıldaki inkâr asimilasyonunu referans alırsanız bu yüzyılda insanlara büyük acılar yaşatırız, ondan dolayı biz diyoruz "Bu yüzyıl çok önemlidir." Eğer tekçi ulus devlet anlayışından vazgeçip demokratik ulus paradigmasıyla hareket ederseniz, farklılıkları bir zenginlik olarak görürseniz yeniden inşa edersiniz. Bakınız, 1'inci yüzyılda olduğu gibi -ilk yıllarında- 2'nci yüzyılın da aynı şekilde tekerrür etmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz; büyük bir savaş, büyük bir gerilimden bahsediyorsunuz.
Bir önceki konuşmalarda da bahsedildi, diğer muhalefet partileri de iktidar partileri de bundan bahsetti; ben de bu konunun bir noktasına değinmek istiyorum. Bakınız "Partiya Yekitiya Demokrat" Salih Müslim'i hatırlarsınız hepiniz, PYD'nin şu anki Eş Başkanı, o dönemki Eş Başkanı da.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - PYD terör örgütü değil mi?
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Hani, şu an ikiniz birbirinizi suçluyorsunuz ya, yıl 2014, Sayın Grup Başkan Vekili. En son görüşme temmuz ayında. Salih Müslim aynı zamanda, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunudur. Çağırıyorsunuz buraya ve kırmızı halılar... Görüşmelere geliniyor burada, Rojava'yla ilgili, kuzeydoğu Suriye'yle ilgili fikir alışverişinde bulunuluyor. Ben o görüşmeyi de savunanlardanım. Bir devlet aklı ya da bir hükûmet aklı elbetteki görüşmeler yapmalıdır; en büyük güç diplomasidir, en büyük güç diyalogdur, en büyük güç konuşmaktır ve bu zemini oluşturmaktır.
Peki, en son Temmuz 2014 görüşmesinden sonra ne yaşandı? Millî Güvenlik Kurulunda hangi kararlar alındı, bu ülke nasıl bir savaşın çemberine katıldı? Bunu siz daha iyi bilirsiniz. Yani o dönem yapılan görüşmeler, Rojava'nın inşası, kuzeydoğunun inşası, Orta Doğu'da Kürtlerin geleceği ne olacak; bu noktada olumlu yaklaşsaydınız, sadece "Gelin, Esad'ı devirelim." anlayışı üzerinden cihatçı örgütler ile Kürtleri aynı potaya koymak istemeseydiniz işler bambaşka bir noktaya gelirdi. Siz 2'nci yüzyılı inşa edemeyeceksiniz çünkü iddianız yok, 1'inci yüzyılı inşa edenler etti zaten.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Bizimki yeni yüzyıl.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Yeni yüzyıl sizinki.
İşte yeni yüzyıl vizyonunuz sıkıntılı bir yüzyıldır; bu, vizyon değildir. Bakınız, vizyona ne koymuşsunuz? Vizyona, bu bütçede 468 milyar TL savaş bütçesini oluşturmuşsunuz. Siz, 50 milyon insan kaynağı olan ve ekonomik, sosyal, siyasal gücü olan bir halkı nasıl yok sayarsınız? Bakınız, işte, onu bitireyim ben. PYD'yle yapacağınız görüşmelerde şimdi ne yapıyorsunuz? Sahip çıkmıyorsunuz, bir terör örgütü olarak değerlendiriyorsunuz. Şimdi, çıkıp bizi de HDP'yi de bu noktaya çekmeye çalışıyorsunuz. Bakınız, yedi yıl önce de değişen bir şey yoktu, Kürtler Rojava'da cihadist örgütlere karşı savaştı; DAEŞ'e, IŞİD'e karşı savaştı. Siz, IŞİD'in, DAEŞ'in size komşu olmasını Kürtlere tercih ettiniz. Siz DAEŞ'le, IŞİD'le bir komşuluğa razı oldunuz ama Kürtlerle bu komşuluğu kabul etmiyorsunuz.
Bakınız, değerli halkımız, değerli Türkiye halkı bunu çok iyi bilmelidir: Bu savaş bir kör savaşa dönüşmüştür. Birileri buradan hamaset üreterek sizin rızkınızın, sizin ekonomik gelirlerinizin hepsini bu savaşa harcıyor. Nasıl bu savaşa harcıyor? Nurettin Canikli geldi, burada söyledi. Düşünün, bir F-16 uçağının akıllı mühimmat atması, 1 milyon 200 bin dolardan bahsediyor ya. Acaba bir uçağın kalkması, bomba atması, insanları öldürmesi kaç bin insanın ekonomisine katkı sunacak? Bunu buradan okumamız lazım. Savaşı biz ekonomiyle ilişkilendirmeliyiz. Gerilim siyaseti, ötekileştiren siyaset, inkâr ve asimilasyon siyaseti sizin sofranızdaki ekmeği azaltıyor, ekmeğin parçasını düşürüyor, bir taraftan da ocakları söndürüyor. Bu, sadece Türkiye'nin sorunu da değildir. Kürt meselesi aynı zamanda ulusal ve global bir sorun hâline gelmiştir. Bakınız, Saddam Hüseyin de bunları yaptı. Saddam Hüseyin, Irak'ta 1980'lerden 1989'lara kadar 180 bin insanı, Kürt insanını öldürdü. Halepçe'de katliam yaptı, Enfal'de katliam yaptı. Bunları ben sadece Türkiye için söylemiyorum, tüm dört parçada yaşayan Kürtler için söylüyorum çünkü Kürtlerin ülkesi dört parçaya bölünmüş.
Bakın, şimdi de İran'da görüyorsunuz, İran'a iyi bakın. Kadınlar öncülüğünde bir hak arayışı vardır. İran'da ilk günden itibaren yaklaşık üç aydır olaylar devam ediyor, mücadele devam ediyor; 460'ın üzerinde sivil insan öldürülmüştür. Şimdi, ne yapıyor İran? İran, şimdi -o gösterilere, eylemlere- demokratik hak talebinde bulunan gençleri, kadınları tutuklayıp idam ediyor idam, İran rejimi idam ediyor. Siz ne yapıyorsunuz? Siz de insanları tutuklayarak otuz yıl, müebbet hapis cezası veriyorsunuz. Bakınız, bu insanlar şimdi çıkıyor. İnsanlar otuz yıl zindanlarda kalmış ve tahliye olan onlarca insan vardır. Bu sorun çözülüyor mu peki? Ölümle, savaşla, çatışmayla bu sorun çözülüyor mu? Düşmanlıklar daha da artıyor. Her insan kaybı, artan bir düşmanlık meselesidir. Bir aileden yaşanan bir kayıpta o aileyi topyekûn karşınıza alıyorsunuz. Tabii, bu tarafta ölen insanlar da vardır. Bu taraftaki ailelerde de o düşmanlık duygusu gelişiyor. Temel mesele biraz böyledir. Biz, 2'nci yüzyıl...
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Türkiye Yüzyılı, Türkiye.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Tabii ki, HDP'nin de bir yaklaşımı vardır, demokratik ulus temelinde demokratik cumhuriyeti esas alan bu ülkenin... Artık cumhuriyetin demokratikleşmesi gerekiyor; öyle, geride kalan yüz yıl önceki anlayıştan bir an önce vazgeçmeniz gerekiyor. Öyle "Türkçü, milliyetçi duygularla biz bu işi bastırırız..." Çünkü dünya değişti, bakınız, Avrupa'da sınırlar ortadan kalktı, sınırlar flulaştı artık; bu işlerin böyle çözülmeyeceğini sizin de bilmeniz gerekiyor. Biz bunun için mücadelemizi yürüteceğiz. Önümüzde de bir seçim süreci vardır, bu seçim sürecinde halkımızın en doğru tercihi yapacağına da inanıyoruz. Tüm halkımızı da demokratik siyasette ısrara ve partisine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Tüm halkımızı en derin duygularla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)