| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 15.12.2022 |
CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Yaklaşık iki aydır hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de burada bakanlıklarımızın bütçelerini görüşüyoruz. Aslında Plan ve Bütçe Komisyonu bakanlık bütçeleri üzerinde siyasetle ilgili siyasi konuşmaların yapıldığı yer değil; tam tersine, daha teknik konuşmaların yapılması gereken yer ama bugün Genel Kurulda, tabii, doğal olarak bütçe üzerine siyasi konuşmalar da yapma ihtiyacı hissettik. Zaman zaman, dönem dönem gerginlikler oldu, fiziki müdahaleler oldu, kavgalar oldu, atışmalar oldu, laf atmalar oldu ama sonuç itibarıyla 2023 bütçesinin sonuna geldik.
Bir de geçmişte bu Mecliste görev yapan, hükûmetlerin başında olan, siyasi partilere genel başkanlık yapmış -Allah hepsine rahmet eylesin- siyasi partilerimizin genel başkanları vardı. Yani, bir ülkede başbakanlık yapanlar, cumhurbaşkanlığı yapanlar yalnızca yönettikleri bütçelerle anılmazlar; aynı zamanda, siyasette bıraktıkları izlerle de anılırlar ve siyasette bıraktıkları izler de onlar için ve onların o düşüncelerini kendisinden sonra savunacak insanlar için de önemlidir.
Mesela kimlerdir ve bunların temel özellikleri, ortak değerleri nedir? Bu siyasetçilerde, bu liderlerde üç temel özellik vardır: Bir, iyi devlet adamlarıydı; iki, iyi siyaset adamlarıydı; üç, iyi gönül adamlarıydı. Kimdi bunlar? İşte, Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkanlık yapmış İsmet İnönü; meydan savaşlarıyla adı tarihe geçmiş ve aynı zamanda Lozan Sözleşmesi'yle "Lozan'ın fatihi" diye bilinir. Yine, Adnan Menderes; yani Türkiye demokrasisinde "demokrasi şehidi" diye anılmış ve şu anda bütün siyasi partilerin, bütün ideolojilerin saygı duyduğu, hürmet duyduğu, ölüm yıl dönümünün anıldığı ve tarihe iz bırakmış birisi. Süleyman Demirel; barajlar kralı. Necmettin Erbakan; ağır sanayiyi Türkiye'ye getiren, söylem olarak getiren ve Türkiye'deki muhafazakârlığın lideri. Alparslan Türkeş; Türkiye'de Türk milliyetçiliğinin lideri. Bunun gibi geçmişte Türk siyasi tarihine iz bırakmış ve iz bırakırken de aynı zamanda devlet adamlığı kimliğiyle bugün bile anılan bu siyasetçilerin hepsini rahmetle ve saygıyla anıyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Turgut Özal da var.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Gelelim günümüze. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle Türkiye'de adaletsizliğin ve hukuksuzluğun olduğu bir dönemde Ankara'dan İstanbul'a yürüyerek "hak, hukuk, adalet" diyerek dünya tarihine geçti. (CHP sıralarından alkışlar) İnanın ki ben Cumhuriyet Halk Partisinin, sol bir partinin, sosyal demokrat bir partinin milletvekili olarak burada, -Allah rahmet eylesin hepsine- Süleyman Demirel'i, Bülent Ecevit'i, Necmettin Erbakan'ı, Alparslan Türkeş'i saygıyla ve hürmetle anıyorsam belki otuz yıl, kırk yıl, elli yıl sonra bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun adı da bu kürsülerden "hak, hukuk, adaleti arayan Genel Başkan" olarak alınacaktır ve ben bunları söylerken kendi adaylığımla ilgili kaygı duyan bir milletvekili olarak söylemiyorum. Benim adaylığımla ilgili ne bir beklentim ne bir sorunum yok. Bunu inanarak söylüyorum.
Bir de yine tarihimizde, tarihe kötü iz bırakan liderler de var. Mesela kim? Kenan Evren. 12 Eylül faşist yönetimiyle bir sürü insanı çağasından, çocuğundan, yurdundan etti, işinden etti, ekmeğinden etti. Faşizan baskılarla bu ülkede faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar yaşandı. İşkencelerden bir sürü insan geçti sağ-sol ayrımı olmadan. Yaşadığı dönemde her yerde millî kahramandı, gittiği yerde on binler karşıladı, adı okullara verildi; hatta Ankara'nın bir ilçesinin adı "Evren" yapıldı -hâlen daha da Evren ilçesi- yaşadığı dönemde insanlara bu kadar eziyet ettiği hâlde. Ama öldükten sonra, inanın, Cumhurbaşkanı sıfatıyla, resmî törenle gömülmeseydi tabutunu taşıyacak 4 kişi yoktu, sivil olarak yoktu. Yani bu ne demek? Demek ki önemli olan büyük bütçeler yönetmek değil, önemli olan büyük projelere imza atmak değil. Önemli olan ne? Yurttaşlarınızın anayasal yurttaşlık haklarını korumak, özgürlük alanlarını açmak, her yurttaşımızın yasal haklarının teminatı olmak. (CHP sıralarından alkışlar)
Buradan nereye geleceğim? Sayın Cumhurbaşkanımız AK PARTİ'nin Genel Başkanı; Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2001 yılında partisini kurarken özellikle yasaklar, yokluk ve yolsuzlukla ilgili Türkiye'ye bir çıkış yaptı; vatandaş da inandı, oyunu verdi ve o günden bugüne kadar da ülkemizin başında dönem dönem Başbakan, dönem dönem de Cumhurbaşkanı olarak görev yapmakta. Peki, geldiğimiz noktada aynı yerde misiniz? Mesela, Sayın Cumhurbaşkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde faşist zihniyetin, baskıcı zihniyetin yönlendirmesiyle siyasi yasak aldı, değil mi? Peki, siyasi yasağını kim kaldırdı?
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Cumhuriyet Halk Partisi.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi kaldırdı. Ne diye kaldırdı, hatırlayın o günleri? O günlerde Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Deniz Baykal "Bir siyasi partinin genel başkanı, kendi adıyla, oy pusulasında seçime girmiş ve Türkiye'de 1'inci parti olmuşsa siz onun Başbakanlık hakkını elinden alamazsınız, siz onun seçme ve seçilme hakkını elinden alamazsınız." dedi ve bu Parlamento Sayın Cumhurbaşkanının siyasi yasağını kaldırdı. Eğer bugün, bu kürsülerde oturuyorsanız milletvekili olarak, eğer Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ bugün bu ülkede Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa işte bu sırada oturan Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri sayesinde. (CHP sıralarından alkışlar) Niye? Çünkü biz insanların yurttaşlık haklarına ve anayasal haklarına önem veririz. İster aleyhimizde olsun ister karşımızda olsun, bizim için önemli olan onun yurttaşlık hakkıdır.
Ama geldiğimiz noktada dün, İstanbul'da bir ağır ceza mahkemesi İstanbul Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'yla ilgili, kullanılan bir ifadeden dolayı siyasi yasak getirdi. Peki, ne oldu yasaklara, sizin yasakların Türkiye'de kaldırılmasıyla ilgili söylemlerinize? Ne oldu, ne oldu, niye bu noktaya geldiniz? Çünkü AK PARTİ kurulduğu zihniyette değil, saadet zincirine dönüştü.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Aynen.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Yani AK PARTİ, artık Türkiye'de insanların sorunlarıyla, yurttaşlık haklarıyla, yolsuzluklarla, yoksullukla ve yasaklarla uğraşan bir parti değil. Tam tersine, bunları kendisine kalkan eden ama diğer taraftan da kendi iç dünyasında saadet zinciri kuran bir parti.
Peki, AK PARTİ, tarihin bir gününde nasıl anılacak? Bakın, 1 Mart tezkeresini yaşadık; AK PARTİ'nin ilk sınavıdır. 1 Mart tezkeresinde, o şanlı, şerefli askerlerimizin başına çuval geçirildiği hâlde nota bile veremedik. İşte o günler anlatılacak tarihte bu kürsülerde. 2004 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Yahudi madalyasını aldı ve yine, 2004 yılında Büyük Orta Doğu eş başkanlık unvanını aldı.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - BOP, BOP.
GÜRSEL EROL (Devamla) - 2008 yılında Ergenekon, Balyoz davalarının savcısı oldu. 2009 yılında çözüm sürecinde Habur Sınır Kapısı'na, terör örgütü üyelerinin ayağına Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemeleri götürüldü ve çadır mahkemeleri kuruldu. 2010 yılında Mavi Marmara'da 10 vatandaşımız şehit oldu, ağzımızı dahi açamadık. Ve en kötüsü şu; bence en kötülerinden biri bu diyeyim: 2015 yılında Süleyman Şah Türbesi'nin türbesini kaçırdık, orada yatan Süleyman Şah'ın mezarını taşımak zorunda kaldık. Hâlbuki Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı dünya üzerinde hangi noktada şanla, şerefle asılırsa gerekirse orada on binlerce askerimizin şehit edilmesini göze alır, o bayrağın orada dalgalanmasını sağlarsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Türbeyi bile kaçırdık. Arkasından, "15 Temmuz Destanı" diyorsunuz ya; önemli olan, bu ülkede darbeye sebebiyet ve gerekçe oluşturarak müdahale etmek değildir, bu yönetimdeki aczinizdir. Önemli olan, ülkeyi bu noktaya getirmemektir, darbe yapılacak aşamaya getirmemektir. Bunlar tarihin dönemi içerisinde sürekli konuşulacak. Cemal Kaşıkçı olayı... Ne oldu Cemal Kaşıkçı'ya?
Sayın Bakanım, yan yan bakma, ne oldu Cemal Kaşıkçı olayına? Rest çekmiştik.
VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Merak etme, düz bakıyorum.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Rahip Brunson meselesine ne oldu? Rest çekmiştik, değil mi? Şimdi, bunlar da tarih boyunca tarihte konuşulacak.
Şimdi, AK PARTİ'nin göremediği, belki de algılamadığı bir şey var; siyasi partiler gelip geçicidir, devlet kalıcıdır. Şimdi, 1'inci parti olarak siz buradanız, biz 2'nci parti olarak yanınızdayız ama 2023 yılında yapılacak ilk seçimde biz burada olacağız, siz bizim yanımızda 2'nci parti olarak olacaksınız.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Çok beklersiniz, çok!
GÜRSEL EROL (Devamla) - Seçimden sonra da hâliniz ne olur, onu bilmiyorum. Yani birlikte olur musunuz, olmaz mısınız, başka yerlere dağılır mısınız; onu da bilmiyorum. Ama biz, bütçe görüşmelerinde sizin muhalefet partili milletvekillerine davrandığınız gibi davranmayacağız; sizi dinleyeceğiz. Sizi niye dinleyeceğiz? Tabii ki bir milletvekilinin, bir muhalefet partisinin milletvekilinin ilinin sorunlarını, taleplerini, beklentilerini Mecliste, Plan ve Bütçede gündeme getirmesinden daha doğal ne olabilir? Siz dinleyeceksiniz, iktidar dinleyecek ve biz önümüzdeki seçimden sonra, Sayın Bakanım, sizi dinleyeceğiz, size hakaret etmeyeceğiz, sizin gönlünüzü kırmayacağız ve sizi dinleyerek burada bütçenin geçmesi için, sağlıklı bir bütçenin oluşması için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Beni de dinlemenizi rica ediyorum; lütfen tamamlayalım.
GÜRSEL EROL (Devamla) - Bir dakika...
Bir de Sayın Milletvekilim, insanların hayatında her dönemle ilgili arkadaşlıkların, dostlukların ayrı önemi vardır. Mesela, çocukluk arkadaşlarınızı unutamazsınız; tahsil, eğitim hayatınızdaki arkadaşlarınızı unutamazsınız; askerlik arkadaşlarınızı unutamazsınız; bunların hayatınızda bir anısı vardır. Aynı dönem burada milletvekilliği yapıyoruz, bu çok anlamlı aslında. Aynı dönem milletvekilliği yapıyoruz, birbirimize yumruk atıyoruz; böyle bir şey olabilir mi? Ama biz birbirimizi sokakta gördüğümüz zaman, havaalanında gördüğümüz zaman, buradaki restoranda gördüğümüz zaman birbirimizin yüzüne bakarken utanmamalıyız. Tabii ki düşüncelerimiz birbirinden farklı olacak, tabii ki hepimiz birbirimizden ayrı şeyleri savunacağız ve düşüneceğiz ama nezaketi, saygıyı hiçbir zaman elimizden kaçırmayacağız diyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)