GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:40
Tarih:16.12.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 yılı bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Bugün, malum, bütçenin son günü. Bu bütçe yirmi bir gün bilfiil Plan ve Bütçe Komisyonunda, on bir gün de Genel Kurulda tartışıldı. Aslında bu tartışmalarda bizim zamanımızın önemli bir kısmı da özellikle AK PARTİ tarafının veya daha geniş ifadeyle Cumhur İttifakı tarafının söylediklerini düzeltmekle geçti. İşte, zaman zaman "mevsimsel düzeltilmiş" kavramı nedir, onu anlatmaya çalıştık; zaman zaman yanlış rakam verdiler, rakamları düzelttik; zaman zaman da pek analiz yapmadılar ama analiz yaptıklarında da oradaki yanlışları düzelttik. Uygulamadaki, politikalardaki yanlışlıkları düzelte düzelte geçti. Şimdi, dolayısıyla, ben de şöyle bir düşündüm -hani bugün Sayın Kesici de fıkra anlattı- yani "Bu görüşmeleri özetleyen bir fıkra var mıdır?" diye düşündüm. Muhtemelen hepimiz duyduk bunu ancak buraya çok iyi uyduğunu düşünüyorum, aklıma şu geldi: Bir gün hoca camide kurban mevzusunu, kurbanı anlatıyormuş "Hz. Davut (AS) Cenab-ı Allah'a yalvarmış: 'Ya Rabb'i, bana bir kız çocuğu ver, sana onu kurban edeceğim.' demiş. Cenab-ı Allah lütfetmiş, ona bir kız çocuğu vermiş. Ondan sonra, kız çocuğunun ismini de Ayşe koymuş. Sonra gel zaman, git zaman, tabii, kurban etme vakti gelmiş; çocuğu yatırmış, kurban edecek, gökten Azrail (AS) gelmiş, efendim, bir keçi getirmiş." derken artık cemaatten biri dayanamamış. "Ya, hoca, sen ne anlatıyorsun?" demiş. Hoca "Ne oldu? Anlatıyorum işte, bir yanlışım varsa düzelt kardeşim." demiş. "Ya, hoca, Allah aşkına, bunun neresini düzelteyim? Hz. Davut değil, Hz. İbrahim; kız çocuğu değil, erkek çocuğu; Ayşe değil, İsmail; Azrail değil, Cebrail; keçi değil, koç." demiş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şimdi, hikâye aynen bu. Ağabey, düzeltmekten biz duman olduk burada ya! Düzeltmekten duman olduk, kendimizi anlatmaya hiç fırsatımız olmadı. Dolayısıyla, tabiri caizse -teşbihte hata olmasın- biz şeytan taşlamaktan tavaf etmeye vakit bulamadık; o yüzden bugün tavaf vakti. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Ben bugün kendi çözümlerimizi anlatacağım. Tabii, burada çözümlerimizi anlatırken de... Tabii, biz geçmişte de çözümlerimizi anlattık yani zaman zaman ikaz ettik, hataları, hata olarak gördüklerimiz varsa onları düzelttik, "Yanlış var, bakın, riskler çoğalıyor." dedik, onları söyledik; hiç aldırmadılar. Mesela, bakın, bugün -emin olun bu şekilde, söylediğim şekilde- WhatsApp'tan bir mesaj gelmiş, beni takip edenlerden birisi "Başkanım, sen 2016 yılının 8'inci ayının 19'unda bir konuşma yapmışsın. Ya, bugün aynı şeyler gerçekleşti." demiş. Oradakini çok kısa bir şekilde okuyacağım. Varlık Fonu, daha o zaman kanunu çıkıyor, uygulamaya girmedi, diyorum ki: "Sayın Bakanın birisi 'Biz Fonla gerekirse para piyasalarına müdahale edeceğiz.' dedi. Bu çok tehlikeli bir laf arkadaşlar yani Merkez Bankası olan bir ülkede 'Para piyasalarına ben bu Fonla müdahale edeceğim.' demek çok tehlikelidir -özellikle söyledik bunları- bu laflardan kaçınmak lazım. Yani eğer böyle bir şey yaparsak -yani yaparsanız anlamında diyorum- para piyasasına, maliye politikasına ciddi müdahaleleri bu Fonla yaparsak bu önemli silahı kendimize karşı acımasızca kullanmış oluruz ve Türkiye'nin felaketi olur."

Arkadaşlar, bakın, bu bir ikaz; ya keşke birazcık, birazcık dikkate alsaydınız bugün bunları yaşamayacaktık. İşte, 128 milyar doları nasıl harcadınız? Bu operasyonla harcadınız. Kamu bankları Varlık Fonunda; Varlık Fonu, kamu bankaları, Hazine üçgeninde harcandı ve bugün, işte, Elitaş da "Varlık Fonundan, 128 milyar dolardan niye bahsetmiyorsunuz?" diyor ya; yahu, sonuçlarından bahsediyoruz, onu anlayamıyor musunuz Sayın Elitaş? Yani şu anda yaşadığımız enflasyon, yaşadığımız ikiz açık, işte, bu yaptığınız 128 milyar dolarlar, bu Varlık Fonları, bu kurduğunuz, Hazineye kurduğunuz kumpasın bir sonucu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, dolayısıyla, yine geçeceğiz dedik de az önceki konuşmaları dinleyince yine tavafa başlayamadık. Şimdi, burada, arkadaşlara söyledim, ya şu ikiz açık... Türkiye, tarihinde ilk kez -son dönem için söylüyorum- ikiz açık yaşıyor, nedir? Bütçe açığı ve cari açık. Parası rezerv para olmayan hiçbir ülke ikiz açığı kaldıramaz arkadaşlar, bu bir felakettir ülke için. Bunu anlarsınız, anlamazsınız, analiz edersiniz, edemezsiniz; Allah'ın sopası yok, işte enflasyonun bir yılda 66 puan artması bundan oluyor, Türk parasının bu kadar değer kaybetmesi bundan oluyor, yaşadığımız sıkıntıların tamamı bundan kaynaklanıyor. Bakın, 2017 yılından itibaren demişim ki Türkiye ikiz açık sarmalıyla karşı karşıya olma riski içerisinde; anlatmışım, 2018'de söylemişim, 2019'da, 2020'de... Ondan sonra girilmiş mi? Kısmen biraz çıkılmış, şimdi aynı şeyleri yine söylüyoruz. Keşke bunlara bir miktar kulak assaydınız, memleket açısından çok iyi olurdu değerli arkadaşlar.

Şimdi İYİ Partinin ekonomik programını size izah etmeye çalışacağım. Programımızı 4 ilke üzerine oturttuk değerli arkadaşlar. Bunlardan 1'inci ilkemiz: Hukukun üstünlüğünün hâkim olması, demokrasi standardımızın yükseltilmesi. 2'nci ilkemiz: Her alanda liyakat ve ehliyetin esas olması, düzgün işleyen bir kamu yönetiminin kurulması. 3'üncü ilkemiz: AB'ye tam üyelik perspektifi, itibarlı dış politika. 4'üncü ilkemiz: Ekonomik coğrafyanın nimetlerinden ülkemizi faydalandırmak.

Bu ilkeleri de dikkate alarak iki seçim dönemi için yani on yıl için hedefler ortaya koyduk. Şimdi İYİ Partinin 2033 yılı makroekonomik hedeflerini size anlatmaya, izah etmeye çalışacağım. Yıllık ortalama, on yıl boyunca her yıl yıllık ortalama yüzde 6,5 gayrisafi yurt içi hasıla büyümesi hedefliyoruz. Toplam faktör verimliliğinin -birazdan detaylarını anlatmaya çalışacağım- yıllık büyümeye katkısının en az 2 puan olmasını hedefliyoruz. Kişi başı geliri 10 bin-12 bin dolar artırarak bugünkü seviyesinden 20 bin doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz; dolayısıyla orta gelir tuzağına yakalanmış Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler arasına sokmayı hedefliyoruz. Sanayinin millî gelir içindeki payını yüzde 30'ların üzerine taşımak ve uzun süre de orada tutmak diğer bir hedefimiz. Katma değer üreten, insana yatırım yapan ve geliri adil bölüşen bir Türkiye oluşturmayı hedefliyoruz. İstihdam hedefimiz on yılda 12 milyon ilave istihdam sağlayarak Türkiye'nin toplam istihdamını 40 milyonun üzerine taşımaktır. Fiyat istikrarını sağlamış bir Türkiye hedefliyoruz; ilk iki yıl içerisinde enflasyonu yüzde 10'un altına çekmeyi, takip eden yıllarda da yüzde 5 seviyesinde tutmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir cari işlemler dengesi hedefliyoruz; cari açık seviyemizi yüzde 1, 2'lerde tutmak, cari açığın finansmanının uzun dönemli, ucuz, bugünkü gibi ne idiği belirsiz değil itibarlı kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz. Kamu maliyesi hedefimiz ise genel devlet açığının millî gelire oranını yüzde 2 seviyesinde tutmaktır ama bugünden farkı hem açığı düşürmek, daha da önemlisi, istikrarı sağlayabilmek için maliye politikasında faiz dışı fazla veren bir bütçe hedefliyoruz.

Bu hedefleri gerçekleştirmek için kapsamlı bir ekonomik program uygulayacağız. Uygulayacağımız programla güven artacak, belirsizlik azalacak ve Türkiye'nin yaşadığı bu yapısal tıkanma ancak kapsamlı bir programla aşılabilir. Programı 2 aşamalı olarak düşünebiliriz. 1'inci aşaması onarım aşaması yani vatandaşa, sanayiciye, tüccara, çiftçiye nefes aldırma aşaması, bunun devamı olarak yani bir anlamda bu onarım aşaması: nefes alma, kötüye gidişi durdurma, istikrarı sağlama aşaması. 2'nci aşaması ise yapısal dönüşüm aşaması yani buradan kastımız da refah artışı, kalkınma, küresel güç Türkiye idealini gerçekleştirmek.

Bu programda 5 ana taşıyıcı kolon olacak değerli arkadaşlar, ekonomi programımızın 5 ana taşıyıcı kolonu olacak. Bunlardan 1'incisi sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme, 2'ncisi esnek bir kamu maliyesi çerçevesi -bunların detaylarını açacağım- 3'üncüsü ekonomide iç ve dış dengeyi aynı anda sağlayacak para, kur, kredi ve rezerv politikası; 4'üncüsü nitelikli iş gücü, 5'incisi güçlü kurumsal altyapı.

1'inci kolon, bu 5 taşıyıcı kolondan 1'inci kolon çerçevesinde neler yapacağız? Önce, çok kısa bir sorun tespiti yapayım: Dalgalı, dengesiz ve kalitesiz bir büyüme yapımız var. Toplam faktör verimliliğinin büyümeye katkısı çok az hatta kimi yıllarda negatif. Üretim ve ihracatın teknoloji düzeyi çok düşük. Yüksek büyüme yıllarında yüksek cari açık veriyoruz. Mal ve finansman açısından dışa bağımlılığımız azalmadı, tam tersine arttı. Enerji bağımlılığı hâlâ çok yüksek düzeyde. İş gücünün beceri uyumsuzluğu problemi var. Ücretler çalışanlar açısından düşük fakat işveren açısından yüksek görülüyor. Türkiye hâlen demografik fırsat penceresinde; genç nüfusumuzu avantaja çevirmek için doğru adımlar atarsak, geleceğin mesleklerini, becerilerini onlara aktarıp istihdam sağlayabilirsek yüksek bir büyüme sağlayabiliriz. Bu büyüme istihdamı da beraberinde getireceği için sürdürülebilir olur, kalkınma hedeflerine yardımcı olur.

Yargıyı bağımsız kılarak, demokrasimizin standardını yükselterek, etkin işleyen bir kamu yönetimi tesis ederek, iş ortamını ıslah ederek, eğitim ve sağlık reformları yaparak toplam faktör verimliliğini artıracağız. Ekonomideki kaynak tahsisine müdahale ederek kaynakları üretime ve üretken yatırım alanlarına yönlendireceğiz. Böylece sanayinin millî gelir içindeki payını yüzde 30'un üzerine taşıyacağız ve uzun süre burada tutacağız. Büyümede kalite sorunu üzerine yoğunlaşacağız. Özellikle son yıllarda tutarlı ve istikrarlı bir şekilde -ünlem işaretiyle söylüyorum- ücretlerin millî gelir içerisindeki payı düşmüştür, bunları artıracağız. Ne Osmanlı İmparatorluğu ne de Türkiye Cumhuriyeti bundan önceki sanayi devrimlerini yakalayamadığı için istenilen gelişmişlik seviyesini de yakalayamadı maalesef. Şimdi, önümüzde merkezinde dijital dönüşümün olduğu Sanayi 4.0 var. Ülkemizin bu dönüşüm fırsatını kaçırma lüksü yok.

İşte, biz, Türkiye'nin küresel rekabetteki yerini ilk 20'de konumlandıracak bir sanayi dönüşümü sağlayacağız. Peki, bunu nasıl yapacağız? İmalat sanayisi kolları başta olmak üzere, bütün sektörleri Sanayi 4.0'a uyumlu hâle getirip özel sektörün dijital dönüşüm sürecini yönetecek arayüzler kuracağız. KOBİ'lerin e-ticaret platformlarıyla birbirleriyle entegrasyonunu sağlayacağız. Bugün, firmalarımız üretim kapasitelerini artırmak için yatırım yapmak istediklerinde paranın önemli kısmını makine, teçhizat ve arsaya harcıyorlar; firmaların arsa ve inşaat maliyetlerini zamana yayıp daha fazla makine ve teçhizata yatırım yapmasını sağlayacak bir emlak sanayi modelini hayata geçireceğiz. Bütün dünyada teknolojiyi üreten sektörlerin başında malum savunma sanayisi gelir. Bizde ise savunma sanayimizin geliştirdiği teknolojileri diğer stratejik alanlarla kullanabileceğimiz bir kurumsal altyapı yok, biz, bu altyapıyı geliştireceğiz. Aynı zamanda, kimya, yenilenebilir enerji, eğitim ve bilişim teknolojileriyle yaşam bilimleri gibi stratejik sektörlerde girişimcilik ve inovasyon faaliyetlerini destekleyecek fonları kuracağız. Yatırım iklimini iyileştireceğiz. Bilgi ekonomisine geçişin altyapısını hazırlayacağız. Bu kapsamda, stratejik sektörlerde yerli ve yabancı yatırımcılara güçlü teşvik ve destekler vereceğiz. Teknoloji Kampüsleri Projesi'yle geleceğin meslekleri ve sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak teknoloji odaklı yüksekokullar açacağız. Veriyi daha iyi işleyecek bilgi teknolojileriyle sanayiyi entegre edeceğiz. Yurt dışındaki girişimciler ve bilim insanlarıyla iletişimi güçlendirerek bilimsel ve ekosistemi genişleteceğiz, zenginleştireceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada Sanayi 4.0'la beraber tarım alanında da baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Bu teknolojileri çiftçimizle tanıştıracak, yeni fiyat ve destek modelleriyle sürdürülebilir bir tarım ekosistemi yaratacak ve en nihayetinde gıda fiyatlarını düşürüp gıda güvenliğini artıracak büyük bir tarım projesine ihtiyaç var. Biz buna "Tarım 4.0" diyoruz. Peki, Tarım 4.0 projesiyle neleri yapacağız? Ulusal tarım master planını uygulamaya koyacağız; neyi, nerede, nasıl, ne miktarda, ne için ve nasıl bir katma değer yaratarak üreteceğimizi hem çiftçimize hem de sanayiye önceden söyleyeceğiz. Tarımdaki yeni teknolojileri üreticiyle buluşturacağız. Bilgi ve veri temelli tarım-gıda değer zincirini oluşturmak için teknoloji ve inovasyon stratejisi geliştireceğiz. İklim değişikliği ve kuraklığa karşı önlemler almak için Türkiye iklim değişim modeli kuracağız. Su kaynaklarını korumak ve yeni su kaynakları yaratabilmek için su kaynakları koruma alanları oluşturacağız. Verimli tarım arazilerinde sanayi bölgesi kurulmasına, plansız kentleşmeye, tarım ve orman bölgelerinde maden arama faaliyetlerine son vereceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Kazanç odaklı bir tarımsal üretim modeli sunacağız. Ekim ve üretim sezonu öncesi tarımsal ürünlerin eşik fiyatını açıklayacağız; ürün daha fazla ederse aradaki farkı fark fiyat olarak ödeyeceğiz. Bu modelle bütünleşmiş bir sigortacılık sistemini yaygınlaştıracağız. Fiyatın eşik fiyatın altına düşmesine izin vermeyecek, müdahale fiyatını devreye sokacağız. Yani eşik fiyatı sınır olarak belirleyip ürün fiyatının onun altına düşmesine izin vermeyeceğiz. Hayvansal ürünler için referans fiyatını garanti edeceğiz, bu fiyatın uygulanmasını sağlayacağız, ne çiftçiyi ne de ürününü sahipsiz bırakmayacağız. Piyasaları düzenleyeceğiz, dengeleyeceğiz, denetleyeceğiz. Bu amaçla ilk icraat olarak bu görevleri yerine getirecek olan Türkiye tarımsal ürünler düzenleme kurulunu oluşturacağız.

Türkiye'nin en stratejik sektörlerinden biri olan turizmde devamlı geriye gidiyoruz. Bu kadar yüksek bir potansiyel arsa rantı uğruna bilinçsiz ve beceriksizce atılmış adımlarla yok ediliyor. Turizmde çevreye dost, Türkiye'yi kum ve güneşten ibaret görmeyen, bütün bölgeleri kapsayan bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır. Peki, biz bunun için ne yapacağız? Turizmi yerinden yöneteceğiz, alan yönetimleri kuracağız. Turizmciler, kentin turizminin yönetilmesinde söz sahibi olacaklar, kamu ile turizm sektörü el ele çalışacak, ortak akılla sektör yönetilecek. Bürokrasi azalacak, bölgelerdeki turizm planlamalarını sürdürülebilir bir anlayışla yöneteceğiz. Hızlı tren ağlarıyla turizm bölgelerini birbirine bağlayacağız. Turizmde kişi başı geliri artıracağız. Turizmde kaynaklarını çok tüketen, çok turist ağırlayan ancak az kazanan ülke olmayacağız. Turizmdeki haksız vergileri kaldıracağız. Konaklama vergisini şehir vergisine dönüştürüp oranını turizmciyle yeniden belirleyeceğiz; şehirden toplanan, o şehre harcanacak. Tanıtım Ajansı için alınan parayı turizmci sigorta fonuna dönüştüreceğiz.

Beceriksiz ve yandaş enerji politikaları milletimizin belini bükmektedir. Enerji Bakanlığı ve EPDK âdeta yolsuzluğun merkez üssü hâline gelmiştir. Pahalı, rekabetçi olmayan enerji alım anlaşmaları ve lisanslarını gözden geçireceğiz. Ülkemizin enerji bağımlılığını azaltacak, ucuz ve güvenli enerji üretimini teşvik edeceğiz. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimine ağırlık vereceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; programımızın 2'nci ana taşıyıcı kolonu, esnek bir kamu maliyesi çerçevesi. Bu kapsamda, kamu maliyesi yönetim politikalarımız kapsamında maliye politikasını keyfiyetten uzaklaştıracak, kural bazlı yürüteceğiz. Merkezî yönetim bütçe kapsamını genişleteceğiz. Meclisin bütçe hakkını güçlendireceğiz. Mali izleme ve saydamlık komitesi oluşturacak, hesap verebilirliği güçlendireceğiz. Kamu İhale, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol, Kamu Borç Yönetimi Kanunlarını günün ihtiyaçlarına ve şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine göre yeniden yapılandıracağız. Bütçe harcamaları politikaları kapsamında harcama programlarını tek tek gözden geçireceğiz. Önceliğini yitirmiş ve israfa neden olan harcama programlarını tasfiye edeceğiz. Teşvik sistemini, sanayide yapısal dönüşümü ve katma değerli üretimi sağlayacak şekilde gözden geçireceğiz. Tarımsal destekleri, gübre, tohum ve enerji maliyetleri başta olmak üzere girdi bazlı ve üretim esaslı olarak yeniden yapılandıracağız. Kamu-özel iş birliği anlaşmalarını gözden geçirerek kamuya olan yükünü azaltacağız. EYT mağduriyetini gidereceğiz. İstihdam teşviklerini sadeleştireceğiz. Düşük gelir gruplarının orta gelire yakınsamasını hedefleyen, yoksulluğu azaltan ve orta sınıfı güçlendiren sosyal destek mekanizmaları oluşturduk. Rüzgârgülü Projesi'ni, Ulusal Ebeveynlik Programı'nı, bakım ekonomisi programını, asgari gelirlilere ücretsiz kira sigortasını, tüm gençlere ve ihtiyaç sahibi kadınlara maddi destek sağlayacak İYİ Yaşam Gelir Modeli'ni hızla hayata geçireceğiz. Büyük yatırım projeleri için mali alan oluşturacağız.

Ülkemizin yeterli kaynağı var, bütçe kapsamında yirmi yılda 2 trilyon 600 milyar dolar vergi toplanmış değerli arkadaşlar, yirmi yılda 2 trilyon 600 milyar dolar. Bunun sadece 300 milyar doları yatırımlarda kullanılmış değerli arkadaşlar yani yüzde 11'i. Yani tek tek sayın hepsini, şu konuşulan bütün yatırımları sayın, 300 milyar dolar. Az önce İsmail Bey ulaştırma sektörünü söyledi, ben toplam merkezî yönetim bütçesi yatırımlarını söylüyorum -Strateji Başkanı orada, rakamları kontrol edebilir- 300 milyar dolar; 2,6 trilyon dolar vergiye karşılık. Sadece vergi mi? Bakın, ben bir şey daha söyleyeyim, bu yirmi yıllık dönemde dış borcumuz 116 milyar dolar artmış, bunu da koy üzerine, iç borç da 136 milyar dolar artmış, faiz yükümlülükleriyle birlikte söylüyorum. Özelleştirmeden 77 milyar dolar önceki kazançları satmışız, 328 milyar dolar da borçlanma ve özelleştirmeden gelen kaynak var. Yani şu: Verginin hiçbiri yatırımda kullanılmamış, sadece borçlanmadaki artış ve özelleştirmelerden elde ettiğimiz 328 milyar doların bile altında bir yatırım yapılmış. Bakmayın böyle tek tek saydıklarına, başka bir iktidar olsaydı bunun 10 kat fazlasını yapardı bu ülkede. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla Türkiye'nin kaynakları var. 3 milyon kilometre fiber optik kablo yatırımı; 2,5 milyon hektar yeni, 2 milyon hektar yenileme olmak üzere, toplam 4,5 milyon hektar tarım arazisinde modern sulama yatırımı yapacağız. Her şehre ve bütün OSB'lerde limanlara demir yolu ağlarını öreceğiz. Mevcut 13 bin kilometre demir yolunu önce 17 bine, sonrasında 27 bin kilometreye çıkaracağız ve bütün bunları bütçe kaynaklarıyla yapacağız.

Vergiye ilişkin politikalarımız kapsamında vergi sistemini artan oranlı güçlendireceğiz, vergi adaletini tesis edeceğiz. Kentsel rantları vergilendireceğiz. Faiz başta olmak üzere, menkul sermaye kazançlarını daha fazla vergilendireceğiz. Servet vergilerinin hesabında değerleme sistemini etkinleştireceğiz. Ticaret ve üretim üzerinde ciddi yük oluşturan işlem vergilerini azaltacağız. Çalışanların vergi ve sosyal güvenlik yükünü kademeli olarak indireceğiz. Vergi harcamalarını, istisna ve muafiyetlerini gözden geçireceğiz. İşletmelerin öz kaynak kullanımını destekleyecek vergi düzenlemeleri yapacağız. İhracatta KDV iade sistemini etkinleştireceğiz. Kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele edeceğiz. Bu kapsamda Artagan Projemizi hızla hayata geçireceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Bütçenin finansmanına ilişkin politikalarımız kapsamında, kamu borç yönetimi stratejisini orta-uzun vadeli bir bakış açısıyla yeniden belirleyeceğiz. Hazinenin güçlü likidite politikasını sürdüreceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Usta, ilave süre veriyorum.

ERHAN USTA (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hazine-kamu bankaları, Hazine-Merkez Bankası çapraşık ilişkilerine son vereceğiz. Devletin aldığı mal ve hizmetlerin bedelini zamanında ödeyeceğiz, milleti mağdur etmeyeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; programımızın 3'üncü taşıyıcı kolonu ise ekonomide iç ve dış dengeyi aynı anda sağlayacak para, kur, kredi, rezerv politikası. Yüksek enflasyonun yanı sıra belirsizliklerin arttığı bir dönemde finansal risklerin son derece yükseldiğini ikaz ederek bu kısma başlıyorum. Bakın, bir ikaz daha; Türkiye'de finansal riskler aşırı bir şekilde yükseliyor değerli arkadaşlar; çok kısa bir süre içerisinde bununla ilgili ciddi sıkıntılar çekebilir Türkiye, bu gidişi sürdürürlerse. Tam kapsamlı enflasyon hedeflemesi rejimi uygulanacaktır. Enflasyon hedefi Merkez Bankası ve Hükûmet tarafından birlikte belirlenecek, belirlenen hedefi sağlayacak araçları uygulama konusunda Merkez Bankası bağımsız olacaktır, gerçek anlamda dalgalı kur sistemi hayata geçirilecektir. Güçlü rezerv politikası uygulanacaktır. Merkez Bankasının döviz piyasasına müdahaleleri enflasyon hedeflemesi rejiminin prensipleriyle uyumlu hâle getirilecektir. Kamu bankaları aracılığıyla döviz piyasasına müdahale uygulamasına son verilecektir. Döviz alım ve satım ihaleleri uluslararası iyi uygulamalara paralel bir şekilde şeffaf ve öngörülebilir olacaktır. Maliye politikası enflasyonla mücadeleye uygun şekilde yürütülecektir. Kamu bankalarının yeniden esas faaliyet alanlarına yönelmesi sağlanacaktır. Bankacılık sektöründeki adil rekabet şartlarını bozan, kamu bankaları ile diğer bankalar arasında fark yaratan uygulamalara son verilecektir. Finansal sistem içinde sermaye piyasalarımız maalesef çok zayıftır; sermaye piyasalarını geliştireceğiz. Esnafımız ve çiftçilerimiz için öngörülebilir, istikrarlı, sübvansiyonlu kredi uygulayacağız.

4'üncü kolonumuz ise nitelikli iş gücü. Maalesef bugün Türkiye sadece beyin göçü vermiyor, nitelikli iş gücünü de yurt dışına kaçırıyor. Nitelikli iş gücü olmadan kalkınma olmaz. Türkiye'de özellikle yükseköğrenim politikasının çağın gerisinde kalmasından dolayı beceri, uyumsuzluk problemi olduğu çok açıktır. Türkiye'nin yüksek vasıf, düşük beceri problemi vardır. Bu problemleri ortadan kaldırarak geleceğin mesleklerini ve becerilerini gençlerimize kazandıracağız. Mevcut iş gücümüze sertifika programlarıyla nitelik kazandıracağız; iş gücüne yeni katılacak gençlerimizi de kabiliyetlerine göre, etkin yönlendirme programlarıyla eğiteceğiz. Bu çerçevede, üniversitelerimizi, meslek yüksekokullarımızı ve İŞKUR'u modernize edeceğiz.

Son kolon da değerli arkadaşlar, 5'inci kolon güçlü kurumsal altyapı. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Burada biz sadece bir Anayasa değişikliği değil; bağımsız yargısıyla, Parlamentosuyla, demokratik kurumlarıyla, iyi işleyen kamu idareleriyle, etkin denetim mekanizmalarıyla yeni bir sistem öneriyoruz. Devletin ve toplumun gücünün dengede olduğu bir yönetim inşa edeceğiz. Sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının yandaş olmak zorunda kaldığı dönemi bitireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Usta, üç oldu.

ERHAN USTA (Devamla) - Kaç dakika daha var?

BAŞKAN - Tamamlayalım.

ERHAN USTA (Devamla) - Bir beş dakika daha verirseniz...

Devleti ayakta tutan, güçlü kurumlardır; kamu idarelerinin itibarını artıracağız. İşe alma, terfi ve yükselmede ehliyet ve liyakat esas olacaktır; bu çerçevede, mülakat sistemini kaldıracağız.

Eğitim başta olmak üzere her alanda milletimiz için fırsat eşitliğini sağlayacağız. Karar mekanizmalarına tüm paydaşların katılımını sağlayacağız.

Ekonomi yönetimini yeniden yapılandıracağız; bu kapsamda, Hazine ve Maliyeyi birbirinden ayıracağız, strateji ve planlama teşkilatını kuracağız. TÜİK'in özerk çalışmasını sağlayacak, asla müdahale etmeyeceğiz. Bağımsız düzenleyici otoritelerin siyasi erkle olan ilişkilerini yeniden düzenleyerek bağımsızlıklarını güçlendireceğiz. Varlık Fonunu tasfiye edeceğiz, portföyündeki kamu işletmelerini eski statülerine kavuşturacağız. Yeni bir KİT yönetişim kanunu çıkartacağız. KİT'lerin müdebbir bir tüccar gibi davranmalarını sağlayacağız.

Denetim sistemine ilişkin politikalarımız kapsamında Sayıştayın denetim alanını genişleteceğiz, kurumun ve denetçilerin bağımsızlığını güçlendireceğiz. İç denetim ve kontrol sistemini geliştireceğiz. Teftiş kurullarının görev tanımını netleştirerek bağımsız hareket etmelerini sağlayacağız. Büyük yolsuzluk alanlarına ilişkin merkezî düzeyde özel bir denetim birimi kuracağız. Vergi uzlaşma müessesesini ıslah edeceğiz. Siyasi amaçlı vergi ve SGK denetimlerine son vereceğiz. İşini düzgün yapan mükellefler rahat olsun, mala çökme dönemini bitireceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri...

Sayın Başkanım, bir iki dakikam olacak mı acaba? Siz ne derseniz, pazarlık yapmıyorum.

BAŞKAN - Beş dakika oluyor, burada bitirirsek memnun olurum.

ERHAN USTA (Devamla) - Şöyle çok kısa yani hazırlamış olduğum metin bitti ama...

BAŞKAN - Son bir dakika tamamlamak üzere.

ERHAN USTA (Devamla) - Hani müflis tüccar -İsmail Bey dedi ya- eski defterleri karıştırırmış, ya, yine duramadılar. Hani "Hep düzelttik, düzelttik." dedik ama bugünküleri düzeltme imkânımız olmadı. Bakın, arkadaşlar, çok kısa, 2002 ile bugünün göstergelerini söyleyeceğim. TÜFE devraldığınız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Devamla) - Başkanım, bir iki dakika içerisinde özetleyeceğim.

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Devamla) - TÜFE 29,7, bugün 84,4; ÜFE 30,7 2002 yılında devraldıkları Türkiye'de, bugün yüzde 136; arada bir yüzde 157 yaptı, bütün zamanların en yüksek enflasyonudur. Şimdi, ihracat arttı, ya ihracatın öbür ayağı ithalat ve ondan sonra da işte turizm geliri bilmem ne, biz buna "carı açık" diyoruz. Sizin devraldığınız Türkiye'de 2002 yılında ne kadardı cari açık biliyor musunuz? Sadece 600 milyon dolardı; bakın, 1 milyar dolar bile değil, millî gelire oranı ise 0,3'tü, bugün Hükûmet şu anda 47 milyar dolar diyor ama 50 milyar doları aşacak. 1 milyar doların altında devraldığınız cari açığı 50 milyar doların üzerine çıkardınız. Cari açık ile büyüme arasında bir ilişki vardır. Devraldığınız Türkiye 2002 yılında yüzde 6,4 büyüyordu arkadaşlar yani hani sıfır büyümeyle, eksi büyümeyle olsa cari açık düşük olabilir, 6,4 büyüyen Türkiye; bugün, bu yıl da yüzde 5 büyüyor yani büyüme de geçmişte daha yüksek. Kamunun faiz dışı fazlası 3,3...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Devamla) - Bitireyim Başkanım.

BAŞKAN - Yedi dakika oldu.

Buyurun.

ERHAN USTA (Devamla) - O zaman çok fazla vaktimiz kalmayacak, bunları daha sonra söyleriz.

Şunu söylüyorum: Değerli arkadaşlar, bütün ekonomik göstergelerde, maalesef, üzülerek söylüyorum, bakın, yıllarını bu işe vermiş bir eski bürokrat olarak söylüyorum, ciğerim yanarak söylüyorum, bugün 2002'nin çok gerisinde bir Türkiye ekonomisi var.

Bütçe görüşmeleri bugün sona eriyor. Seçim sonrasında iyi'lerin iktidarında bu bütçelerin tercihlerini değiştireceğiz, bu bütçeyi üretim ve kalkınma bütçesi hâline getireceğiz, bu bütçeyi AK PARTİ'nin unuttuğu esnafın, çiftçinin, sanayicinin, emeklinin, çalışanların, gençlerin ve kadınların bütçesi hâline getireceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Milletimiz müsterih olsun, ülkemizin üzerindeki karabulutların dağılmasına, güneşin doğmasına, iyi'lerin iktidarına çok az kaldı.

Bu bütçeye ret oyu kullanacağımızı ifade ediyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)