| Konu: | Siyasi yargı pratiklerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 20.12.2022 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz pazar günü Kadıköy'de düzenlenen hasta mahpuslara adalet nöbetinde polis, mahpus yakınlarını darbetti 26'ncı Dönem Şırnak Milletvekilimiz ve İstanbul İl Eş Başkanımız Ferhat Encu'ya tokat atacak cüreti buldu. İşkenceci polisler hakkında hemen işlem başlatmak yerine olayın kamuoyu tarafından bilinmesini sağlayan gazeteci gözaltına alındı. Gazetecinin kamerasındaki darp görüntülerini silme ve karartma telaşıyla yargıda kötü muamele görünmez kılınmaya çalışılıyor. O tokadı ne polisleriniz ne de siz hiçbir mecradan, halkın kalbinden silemezsiniz. İktidar neredeyse tüm toplumun farklı konularda mağdur ve adalet nöbetinde olduğu ülkede tarafsız veya bağımsız bir yargı olduğunu iddia ediyor. Yaşandıkları dönemin üzerinden altı yıl geçtikten sonra siyaset gündemiyle köpürtülen Kobani kumpas davası ve Gezi davası siyasetin yargıya müdahalesini çıplak gözle görebileceğiniz 2 dava. Dokuz yıl önce Gezi direnişinde milyonlarca yurttaş ballı ihalelere, ranta, kayırmaya itiraz ettikleri için sokaklara çıktı, demokratik ve sivil bir toplum talebini yüksek sesle dile getiren forumlarda buluştu. Talepleri ve itirazlarıyla iktidara da sorumluluk yüklüyordu ancak iktidar sokağa çıkan milyonlarca insanı çapulcu, terörist ilan etmeyi "organizatör" diye suçladıkları ve iki yıl önce aynı davadan beraat eden Mücella Yapıcı, Can Atalay ve arkadaşlarını on sekiz yıl, Osman Kavala'yı da müebbet ağırlaştırılmış hapisle cezalandırmayı tercih etti. Bu isimler üzerinden kamuoyuna sokağa çıkılmasının sonunun belli olduğu mesajı veriliyordu.
Yine, Kobani kumpas davası eski hâkimi Bahtiyar Çolak'ın kendilerini derin devletin ticari ayağı olarak tanıtan "ata dedeler" suç örgütüne üye olduğu ortaya çıktı. Hakkında beş bin altı yüz yıla kadar hapis istenen Çolak görevden alındı. Normal koşullarda Çolak'ın yürüttüğü yargılama faaliyetleri kuşkulu bulunarak davada yaptığı işlemlerin yenilenmesi gerekir değil mi? Ama öyle olmuyor. Dava hâlâ onun verdiği kararlarla devam ediyor. Peki, Çolak'ın kendisi adil bir şekilde yargılanacak mı? Buna bile inanmak mümkün değil. "Kimyasal silah kullanımı iddiaları bağımsız heyetlerce araştırılmalı." diyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın duruşması önümüzdeki cuma günü. Millî Savunma Bakanının "Heyet gönderdik ve araştırma yaptık." dediği yani aslında neredeyse Şebnem Hocanın söylediğini yaptığı bir durumda cuma günü bağımsız ve tarafsız yargınızı görmek istiyoruz. "15 Temmuzun sorumlusu" diye Harp Okulu öğrencileri müebbet hapis aldı; onlara emir veren komutanlar dışarıda. Bank Asya'ya para yatıranlar içeride, bankayı kuranlar dışarıda. Şenyaşar ailesi altı yüz elli günü aştı adalet nöbetinde ve hâlâ, o faillere haksız tahrik indirimi uygulanırken aile her gün cezalandırılıyor. Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun 2014'te kaldığı hücrede intihar ederek ölüp ölmediğini bilmiyoruz. Niyetim iddialar hakkında konuşmak değil ama bizi ilgilendiren konu ülkede hâkim olan adalete güvensizlik duygusu. Baba Süreyya Karabulut, yaşatılan yargı faciasından sonra katilin intihar süsüyle kaçırılmadığından emin olmak için fotoğraf yerine mezardaki kişiyi görmesi gerektiğini beyan etti. İşte, adaletin sağlandığına dair şüphemiz bu kadar büyük aslında. Gülistan Doku'nun kaybolmasında baş şüpheli Zaynal Abarakov martta gözaltına alınıp ifade verdikten sonra adli kontrol ve yurt dışı yasağı konularak serbest bırakılmıştı. Ancak Abarakov'a ulaşılamadığı için adli kontrol şartının tebliğ edilemediği ve yedi aydır yerine getirilemediği ortaya çıktı ve Gülistan Doku bin günü aşkındır kayıp. Trans kadın Hande Buse Şeker'in evinde tecavüz edildikten sonra silahla öldürülmesi davasında Hande'nin tam da böyle bir olay yaşanmasından korktuğu için taktırdığı kameranın görüntüleri sayesinde katil polis Volkan Hicret'in haksız tahrik ve iyi hâl indirimi talepleri reddedilmiş, müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Ya, o kamera olmasaydı o polis cezalandırılacak mıydı? Musa Anter'in, Hrant Dink'in, Tahir Elçi'nin Maraş katliamının, 19 Aralık cezaevi katliamının gerçek katileri bulundu mu bu ülkede? Ama biz suçluyu biliyoruz. Devletin geleneksel karartma ve cezasızlık politikası. Böyle bir ülkede mi yaşamak istiyorsunuz? Böyle kirli bir yargı siyasetinin sürdürüldüğü ülkede hangi yurttaş mutlu olabilir? Siz siyasetçiler sadece adrenalin yükseltmek için mi varsınız? Bizim karşımıza sakın "bağımsız ve tarafsız yargı" diyerek çıkmayın. Direnmekten vazgeçmeyenler olarak saraylarda tarumar ettiğiniz hukuku elbet yeniden inşa edeceğiz.
Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)