GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik faturalarına ve bir ayda çift elektrik faturası gelmesine, TÜM KAMU-DER'in yaptığı basın açıklamasına, sorunları hâlâ devam eden bazı çalışanlara, atama bekleyen öğretmen ve sağlıkçılara, EYT meselesine, asgari ücretin önemine ve 381 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:6
Birleşim:41
Tarih:20.12.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İyi bir hafta diliyorum bütün arkadaşlarımıza. Genel Kurulu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, biliyorsunuz, vatandaş bu elektrik faturalarının altında eziliyor. Özellikle esnafımız çok sıkıntıda yani Türkiye bugüne kadar elektrik faturasını yatıramadığı için, ödeyemediği için kepenk kapatan esnaf görmemişti; sağ olsun, AK PARTİ memlekete bunu da gösterdi. Aynı zamanda, tabii, vatandaş da -normal hane halkları da- bu konuda çok sıkıntı çekiyorlar.

Şimdi, bunların üzerine yani yüksek zamların, yüksek elektrik faturalarının üzerine bir de son günlerde karşılaştığımız bir olay var, bununla ilgili ciddi şikâyetler alıyoruz: Bir ayda çift fatura gelme meselesi başladı. Bilmiyorum, AK PARTİ Grubunun bu konudan haberi var mı? Yani aynı ayın içerisinde iki defa fatura geliyor. Bu konuyu araştırdık ve ciddi bir şikâyet de geldi; normalde dağıtım şirketleri, özel şirketler "3 nedenle; sayaç değişimi, borçtan kesilme ve abonelik yenilemede olabilir." diyor. Bunların hiçbirinin olmaması durumunda dahi ciddi bir çifte faturalama var. Ben bugün Enerji Bakanına bir soru önergesi de verdim bu konuda; bakalım, kendisinden bir cevap bekliyoruz ancak bu konunun da mutlak surette üzerinde durulması lazım. Yani elektrik temel, insani bir ihtiyaçtır; vatandaş elektriği zaten karşılayamazken ikinci faturayı karşılaması diye bir şey mümkün değildir. Bu nedir, ne değildir? EPDK bu dağıtım şirketlerini denetlemiyor mu diye sormak istiyorum.

Diğer bir konu, cumartesi günü memleketim olan Samsun'da TÜMKAMU-DER yani kamu çalışanları, kadro alamayan kamu çalışanları bir basın açıklaması yaptılar, orada bir toplantı yaptılar; biz bunu destekliyoruz. Bugüne kadar zaten taşeronlarla ilgili hususları sürekli gündeme getirdik. Başlangıçta bir kısım taşeronlar kadroya alındı fakat önemli bir kısmı alınamadığı için ciddi bir haksızlık doğdu, işte KİT'lerde çalışanlara, belediye işletmelerinde çalışanlara veya kiralık araç şoförlerine, hastane çalışanlarına kadro verilmemişti; bu talebi devam ettiriyoruz.

Onun dışında, sözleşmeli personelden kadroya geçirilenlere ilişkin Sayın Cumhurbaşkanının yakın zamanda bir açıklaması oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Bu tabii, bizim verdiğimiz mücadelenin bir sonucudur ve orada çok büyük bir mücadele verdik, katkı verdik, bunu destekledik ancak burada da yine haksızlık yapıldı yani yine bir kısım sözleşmelilere kadro verilmedi. Yani şu işi adaletli bir şekilde yapmak lazım, bunu anlamak mümkün değil. Niye devleti yönetenler çalışanlar arasında adaletsizlik yapar? Bu meseleyi hem taşerondan kadroya geçişlerde hem de sözleşmeli personelde gördük. Dolayısıyla, artık şu sıkıntıları bitirelim ya, insanlar işine gücüne baksın, yani sözleşmelilerden kadro verilemeyenler, taşeronlardan kadro verilemeyenler... Mesela nedir? İşte, hastane bilgi yönetim sisteminde çalışanlar, yemekhane personeli, kiralık araç şoförleri, radyoloji, laboratuvar, sterilizasyon, diş protez, fizyoterapist, biyolog, Karayolları yol bakım çalışanları, sosyal tesis çalışanları, Millî Eğitim çalışanları var -KİT'leri söylemiştim- çağrı merkezinde, enerji çalışanları; bunların hepsinin kadrosunu vererek insanların işine odaklanmasını sağlamamız lazım. İnsanlar mücadele etmekten, hak aramaktan işini yapamaz duruma geldiler; bunu hiçbir şekilde kabul etmek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Diğer yandan, yine sorunlar devam ediyor, usta öğretici meselesi var, fahri Kur'an kursu öğreticileri var, vekil imamlar var; bunların özlük haklarının iyileştirilmesi lazım yani bunları mutlak surette yapmamız gerekiyor. Sosyologların sözleşme cetvelinde yer almaması sorununun çözülmesi lazım. Atama bekleyen sağlıkçı, öğretmen var, bir yandan öğretmen ihtiyacı var, bir yandan atama bekleyenler var fakat devlet, daha doğrusu Hükûmet paraları başka bir yere harcıyor, ondan sonra bu insanların atamaları yapılmıyor. Biz bu konuların takipçisi olmaya devam edeceğiz, bu konuda mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz ama Hükûmetten de bu konularda artık adım atmasını bekliyoruz.

EYT meselesi... Nihayet mücadelemiz sonuç verdi ve artık bir açıklama yapıldı. Nasıl bir şey yapılacağını henüz bilmiyoruz ama en azından "çift maaş" deyip "olmaz", "çift dikiş" deyip "olmaz" diyenler şimdi, artık, belli bir noktaya geldiler fakat burada da bir adaletsizlik yapılmadan bir çözüme gidilmesi gerektiğini özellikle kanun Meclise gelmeden vurgulamak istiyorum.

Şimdi, diğer bir konu, bugün asgari ücretin 3'üncü toplantısı olacak sanırım. Asgari ücret önemli arkadaşlar yani Avrupa ülkelerindeki gibi çalışanların yüzde 3'ü, yüzde 5'i asgari ücretle maaş almıyor bu ülkede...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Avrupa ülkelerindeki gibi yani yüzde 3'ü, yüzde 5'i falan değil, bizim çalışanlarımızın yüzde 60'a yakın kısmı -muhtemelen biraz daha üzerinde- asgari ücret ve asgari ücrete çok yakın bir ücret alıyorlar dolayısıyla asgari ücret ortalama ücret olmuştur. Şu andaki asgari ücretin açlık sınırının epeyce bir altında olduğunu hepimiz biliyoruz. Yeni açıklanacak asgari ücretin alım gücündeki düşüşü hiç olmazsa bir miktar telafi etmesi lazım yani bu şeyle Hükûmetin davranması lazım. Bir de şunu söyleyelim: Yani, Hükûmet "Asgari ücreti artırdık." diyor, biraz yüksek artırınca böyle bir propaganda yapıyor. Hükûmetin arttırdığı filan yok yani devletin asgari ücretin fazla arttırılmasında aslında katkısı var, devletin gelirlerine katkısı var. Niye? İşte, sosyal güvenlik primini daha yüksek ücretten daha fazla alıyor, bu yükü işveren çekiyor ama burada da adaletli bir şey yapmak gerekiyor. Yani, bizim, İYİ Parti olarak 9.600 lira asgari ücret teklifimiz var ama bir taraftan da işverenin de bu zorluğunun göz önünde bulundurularak onlara da bir destek verilmesi suretiyle ve üç ayda bir güncelleme yapılması suretiyle bu asgari ücret meselesinin çözülmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım, teşekkür ederim.

Son konu olarak, bugün bir kanun teklifi gelecek. Bu konuda, burada, biliyorsunuz özellikle 2 tane madde var, 3 taneydi; bunlardan bir tanesi olan zeytinlik meselesini çıkardılar. Limanlar ve bu sendikalar meselesi var. Şimdi, bakın, yani bu olacak iş değil, bunu anlamak mümkün değil. Yani AK PARTİ giderayak seçimi kaybedeceğini biliyor, birilerine verdiği sözleri herhâlde tutma adına yağmalama ve talan zihniyetine burada devam ediyor. Anayasa Mahkemesi -bu kanun daha önce de çıktı, itiraz ettik ama bize rağmen çıkardılar- iptal etti. Şimdi yeni bir kanun teklifi geliyor burada Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerinin hiçbiri karşılanmıyor. Bu kabul edilebilir mi ya? Yani süresi en yakında bitecek olanın altı yılı var; kırk yıl sonra sözleşme süresinin bitecek olanın dahi süresini uzatıyor ve hiçbir yarışma yaptırmadan bunu yapıyor. Buna olan itirazlarımızı, direncimizi bu kanun teklifi görüşülürken şiddetli bir şekilde sürdüreceğiz.

Son konu olarak da sendikalar meselesi de aynı şekilde. Bu, yüzde 2 baraj meselesi haksızlıktır. Yani bu, insanları sarı sendikacılık yapmaya insanları teşvik etmektir, bunu da hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi, son kez açıyorum.

Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Çalışanlar arasında hangi sendika üyesi olduğuna bakarak işte, birisine 750 lira, birisine 250 lira gibi bir para verilmesi adaletle de, hakkaniyetle de, Anayasa'yla da, yasayla da, vicdanla da bağdaşan bir şey değildir. Dolayısıyla bu konuda da direncimizi sürdüreceğiz ve AK PARTİ Grubunu da ve MHP Grubunu da -Cumhur İttifak'ını- bu konuda onları sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Çalışanlar arasında bu ayrımı yapmayalım, sendikalar arasında bu ayrımı yapmayalım ve burada adaletli bir şey yaparak birisine ne veriyorsak diğerine de aynı şekilde verelim. Bu memleketin huzuru açısından ben bunun önemli olduğunu düşünüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.