Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 75 |
Tarih: | 07.03.2013 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, öncelikle Ankara'da bir yangın sonucu iş yerlerini kaybeden tüm esnaf arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. En kısa zamanda hem yerel yönetimlerin hem Bakanlığın kendilerinin iş yerlerine kavuşması konusunda gerekli duyarlılığı göstermesini burada hasseten rica ediyorum.
Verdiğimiz önergeyle ilgili olarak da özellikle bir şeyin altını çizmek istiyorum. Dağıtım şirketleri bundan sonra sayaçları kendi mülkiyetine alacak. Kendi mülkiyetine alırken, onlar bu sayaçları iz bedelle kendi mülkiyetlerine geçirecek ve bunların karşısında onların yasal altyapısını oluşturmuş oluyoruz ancak parasıyla sayacını alıp iz bedelle dağıtım şirketine vermiş tüketicinin hakkını bu yasada açık bırakıyoruz. Onun için, bu verdiğimiz önergeyle diyoruz ki: Bundan sonra, sayacın mülkiyeti dağıtım şirketine geçtiğine göre, sayaç bakım, tamir ve benzeri tüm masrafları dağıtım şirketinin kendisi üstlenmelidir çünkü bundan sonra sayaç değişiklikleri yapıldığında, gene yatırım programı içerisinde, o tüketici kendi mülkiyetinde olmasa da o sayacın bedelini ödemek durumunda kalacaktır. Onun ötesinde, onun hukuki altyapısı da en azından bundan sonra elektrik faturalarına gelen bu bedellerin alınmayacağının bu kanuna dercedilmesidir. Bu eksikliği giderme doğrultusunda bir teklif verdik.
Ayrıca, bu konunun başka bir yanı var: Sayacı dağıtım şirketine verdikten sonra ne gibi bir durum ortaya çıkacak? Bugüne kadar milyonlarca sayaç Türkiye'de üretiliyor ve değiştiriliyor. Sayaçla ilgili üretim yapan birçok fabrikamız var. Bu fabrikalar hem ülke içi piyasaya mal üretiyorlar hem uluslararası dış ticaret yapma fırsatı buluyorlar. Şimdi, biz bu insanları, bu fabrikaları, bu fabrikada çalışan insanları tümüyle dağıtım şirketlerinin insafına terk ettik. Dağıtım şirketleri kendi tedarik şirketleri vasıtasıyla "Ben Türkiye'deki fabrikalardan sayaç almıyorum." dediği zaman, "Ben Çin'le anlaştım, ucuz ve uygun fiyatla buldum." dediği zaman, Türkiye'deki bütün sayaç fabrikaları stop etmiş olacak demektir, o işçiler sokakta kalacak demektir.
Bununla ilgili olarak, bu Komisyonda, bütün bunların tedbirinin alınması konusunda teklif ve önergeleri getirdik. Dedik ki: "Bu bir sektör. Türkiye'de, aldığınız karar, sonuç itibarıyla bir ekonomik karar olarak bir kısmı yok ediyor, bir kısma avantaj sağlıyor. Burada adil olmak zorundasınız ve herkesin hakkını koruyacak ve ülke sanayicisinin bu sektörden yok olmamasını sağlayacak bir tedbiri almak bu Bakanlığın görevidir."
Yani dağıtım şirketinin hak ve menfaatini korumak nasıl Bakanlığın göreviyse, bugüne kadar bu ülkede sayaç üretmiş fabrikaların da hak ve menfaatlerini korumak zorundayız, aynı -az önce dediğim gibi- tüketicilerin de hak ve menfaatini korumak zorunda olduğumuz gibi.
İşte, bu önergemizi bu gerekçelerle verdik ama tüm bu gerekçeleri doyuracak, bunun karşısında sayaç sanayimizi ayakta tutacak bir tedbir alamadığımızı üzülerek görmüş olmaktan son derece müteessirim.
Bu anlamıyla, ben burada bu konuyu bir kez daha Bakanlığın dikkatine sunuyorum. Onlara bu sektörün ayakta kalması için destek vermeleri gerektiğini söylüyorum. Sanayi Bakanlığıyla ve diğer bakanlıklarla irtibata geçerek bu sektörde çalışan binlerce işçinin, bu sektördeki fabrikaların hak ve menfaatlerini korumak hepimizin görevidir.
Bu duygularla önergemizin kabul edilmesini istiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)