GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:07.03.2013

AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yarın 8 Mart, öncelikle tüm kadınların Emekçi Kadınlar Günü'nü de bu vesileyle kutluyorum.

Görüştüğümüz kanun tasarısı bu ülkede yaşayan herkesi doğrudan ilgilendirmekte. Dolayısıyla kamuoyu da kendi hakları açısından tasarının yasalaşma sürecini dikkatle takip ediyor.

Tasarının 12'nci maddesi elektrik ithalat ve ihracatını düzenlemekte. Elbette, enerji üretmek, bu alanda dışa bağımlılığı azaltmak hepimizin hedefi. Ancak tüketici haklarına ve doğa haklarına değer veren demokratik devletler, elektrik üretimi ve dağıtımıyla ilgili politikalarını kamu yararı doğrultusunda belirliyorlar. Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinde kanunlarımızın Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlaması yönünde çalışmalar yapıyoruz. Bu tasarının da Avrupa Birliğinin konuya ilişkin düzenlemeleri ve direktifleri doğrultusunda hazırlanması gerekiyor.

Nüfusun arttığı, kaynakların azaldığı dünyamızda kalkınma politikaları belirlenirken artık öncelik doğanın korunması ve sürdürülebilirliği ve bundan devlet ve ilgili sektör sorumlu. Ancak, görüyoruz ki kanun tasarısında bu yönde ilkeler açıkça belirtilmediği gibi, çevre mevzuatına uyum için tanınan süre de 2018. Bu, şirketlerin telafi edilmeyecek doğa tahribatına sebep olabilecekleri kadar uzun bir süre.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının anlamı az miktarda elektrik üreten yüzlerce hidroelektrik santrali kurarak doğaya, ormanlara geri dönüşü olmayan zararlar vermek, dereleri kurutmak, buradaki canlı hayatı öldürmek, ülkemizi bir enerji üretim şantiyesine dönüştürmek şüphesiz ki değildir. Burada bir örnek vermek istiyorum: Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi Fırtına Vadisi bir doğa harikasıdır, eminim birçoğunuz da görmüşsünüzdür. Burası Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle korunması gereken bir bölgedir. Burada yağmur ormanları vardır, müthiş bir biyolojik çeşitlilik vardır. Bu ormanlar dünyada korumada öncelikli 100 alandan biri. Burada suyun ve doğanın ticaretleştirilmesine "hayır" diyen, mücadele eden insanlar var. Salarha Vadisi de bir içme suyu havzası. Kazım Delal'ın burada yaşayan on binlerce insanın içme suyu hakkı için sahip olduğu tek ineğini satıp dava açarak verdiği mücadeleyi umarım hepiniz biliyorsunuzdur. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, suya erişim hakkını korumak temel bir insan hakkı mücadelesidir. Bu tasarının mahkeme kararlarıyla durdurulmuş HES inşaatlarının devam etmesine neden olacağı da çok ciddi bir endişe konusudur. Millî iradeye verdiği önemi dilinden düşürmeyen iktidarın su hakkını ve yaşadığı ortamı korumak isteyen halkla mücadele etmesi en hafif ifadeyle düşündürücüdür.

Ülkemizde rüzgâr ve güneş enerjisinden geniş biçimde yararlanma  imkânı var. Bu varken ve tasarının bu yatırımları açıkça teşvik etmesi de geniş çevrelerce beklenirken maalesef tasarıda bu konuda da hiçbir destek yer almamaktadır.

Diğer yandan, dünyanın Fukuşima felaketinden sonra artık sırtını döndüğü, güvenliği garanti edilemeyen, atık sorununa çare bulunamayan nükleer enerji yatırımlarına, üstelik yöre halkları itiraz ve protesto ederken Akdeniz ve Karadeniz sahillerimizi açma noktasına geldik.

Tasarıyla ilgili itiraz edilecek pek çok konu var. Gene Avrupa Birliği direktiflerine dönersek, burada savunmasız ve incinebilir gruplar olarak tanımlanan, kesintisiz enerji arzı için tedbir alınması gereken gruplar var. Bunlar tasarıda dikkate alınmamıştır. Oysa özellikle engelli ve yaşlılar ülkemiz nüfusu içinde önemli yer tutmaktadır. Doğal afet, sel, deprem gibi acil durumlar için de herhangi bir düzenleme yoktur.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, özü itibarıyla, bir enerji piyasası ve borsası oluşturmak için hazırlanmıştır. Kamu yararının gözetilmesi gereken bu alanda tüketicinin ihtiyaçları ve doğanın korunması göz ardı edilmektedir. Biz bu tasarıyla ilgili itirazlarımızı sürdüreceğiz çünkü biz ucuz, kaliteli ve temiz enerji istiyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)