| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 21.12.2022 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teklifin 1'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 2003'te "Ne banka bırakacağız ne fabrika ne de enerji dağıtımı, hepsini özelleştireceğiz." demişti. Dediğinizi de yaptınız, tüm kamu kaynaklarını satıp savurdunuz. Sadece Türkiye Denizcilik İşletmesine bağlı limanların özelleştirilmesinde 725 milyon dolar zarara uğradık. Şimdi de eğer bu madde yasalaşırsa, 18 limanın işletme hakkını devralan ve aralarında Katarlı QTerminals'in de bulunduğu şirketlerin otuz, otuz altı ve otuz dokuz yıl olan işletme süreleri, yeni bir ihaleye çıkılmadan ya da pazarlık yapılmadan, açılmış davalardan da kayıtsız şartsız feragat edilmek şartıyla kırk dokuz yıla uzatılacak. Derince Limanı, Antalya Limanı, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünün özelleştirilen 5 limanının işletmesi için de durum benzer. Limanlar on yıllarca aynı şirketlere peşkeş çekilmiş olacak yani zaten peşkeş çektiğiniz limanları, rant sağladığınız şirketlere kalıcı olarak vermek istiyorsunuz.
Anayasa Mahkemesi ağustos ayında verdiği kararda "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir." diyerek bu maddenin kamu yararına aykırı olduğunu tescil etti. Ayrıca, mevcut özelleştirme sözleşmesinin tarafları dışında ihaleye katılma imkânının engellenmesinin serbest rekabet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığını tespit etti. Ayrıca, yeni ihaleler yapılmaksızın sözleşme sürelerinin uzatılmasının devleti zarara uğratacağını, limanların gerçek değerlerine ulaşılamayacağını da tespit etti AYM. Ancak Ekim 2022'de, Anayasa'ya aykırı davranarak aynı maddeyi tekrar getirmeye çalıştınız, yine kamuoyu baskısı ve mücadelemiz sonunda geri çekmek zorunda kaldınız. AYM'nin verdiği iptal kararına karşın limanlarla ilgili düzenlemenin 4'üncü kez getirilmesi artık, Anayasa'ya aykırı olmanın ötesinde, bir Anayasa suçu hâline dönüştü.
2021 itibarıyla dünya ticaret hacminde deniz yolunun payı yüzde 60'la 11 trilyon doları geçiyor. Dolayısıyla bu düzenlemeyi, ortaya çıkan rantı sermayeye kaynak transferinde kullanmak için istediğiniz çok açık. Giderayak rant kapılarını açık tutmaya çalışıyorsunuz. Limanların yerli ya da yabancı şirketlerce işletilmesi kayıt dışılığın ve kontrolsüzlüğün de önünü açıyor aynı zamanda.
Dünya kamuoyunun bildiği gibi, Mersin Limanı uyuşturucu trafiğinin merkezi hâline getirildi. Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu, Türkiye'nin transit rota niteliği taşıdığını, iç pazarda satışından daha çok, yasa dışı uluslararası ticaretin önemli bir aktörü olduğunu ve Mersin başta olmak üzere uyuşturucu yakalamalarının en çok limanlarda yapıldığını gösteriyor.
Öte yandan, özelleştirdiğiniz limanlar kontrolsüz de bırakılıyor. Azeri, Rus, Gürcü, Çeçen, Sırp mafya grupları elini kolunu sallaya sallaya ülkeye yerleşip, cadde, sokak ortalarında birbiriyle hesaplaşıp çatışıyorlar. Yani hepimiz her an namlunun ucunda olabiliriz.
Yapılması gereken, limanların tümünü kamulaştırmak ve böylelikle Türkiye'nin uyuşturucu ticaretinde transit ülke olmasının da önüne geçmek. Özelleştirmelerle, limanlarda çalışan işçiler de işten çıkarıldı; iş yükü ve iş güvenliğinin olmaması iş kazalarının artmasına neden oldu. Ama tabii, umurunuzda olan işçiler değil; yandaş, yandaş, yandaş ve rant.
"Vatan" diyorsunuz ya her lafınızda, işte, o vatan, Katar'a, ona buna peşkeş çekilmeyen limanlardır, demir yollarıdır; halkına hizmet sunan, geliri adaletli olarak dağıtabilen devlettir. Limanları peşkeş çekip ülkeyi uyuşturucu merkezi hâline getirenler vatanseverlikten söz etmesinler. Gerisi lafügüzaf.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)