| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 07.03.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 426 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, konu elektrik kanunu olunca Anadolu'daki ve özellikle de milletvekili olduğum Tokat ilindeki çiftçi kardeşlerimiz ve yine, hidroelektrik santralinin kurulmakta olduğu bölgelerdeki insanlarımız bu kanunla ilgili olarak bizleri arıyorlar. Çiftçilerin özellikle söylemeye çalıştıkları şudur ki sulama birlikleri vasıtasıyla şu anda ödenmeyen elektrik borçları vardır. Dün maddenin geneli görüşülürken Sayın Bakana sormuş olduğumuz soruda, çiftçilerin sulama birliklerine olan borçlarıyla ilgili herhangi bir yapılandırma yapılacak mıdır veyahut da borçları ödemeyenle ilgili neler yapılacaktır diye sorduğumuz zaman, tabii üzüldüğümüz bir cevapla karşı karşıya kaldık. Herhangi bir şey yapılamayacağını ifade ettiler. Bu durum insanlar üzerinde çok büyük bir sıkıntı yarattı ve belki onlarca insan bu noktada yeniden üzüntü içerisine girdiler.
Bakınız, sulama birlikleri elektrik borçlarını ödeyemiyor. Sulama birliklerinin üzerinde çok ağır yükler var. Üzerlerinde personel var, çeşitli işte geçmişe matuf borçlar var, borçlar katlanarak gelmiş ve o borçların artık bırakın ana parasını yani faizinin bile ödenmesi, hiçbir şekilde ödenmesi mümkün değil. Buna mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor. Diyeceksiniz ki: "Ödeyen vatandaşların suçları nedir?" Doğru, ödeyen vatandaşların suçlarıyla ilgili olarak ona bir şey demek istemiyorum ama en azından ödenmemesinden dolayı tarlasını sulayamayan ve hakikaten çok zor durumda olan insanlar var. Anadolu'nun birçok vilayetinde şu anda çok ciddi manada göçler vardır.
Bakınız, bu kanunla beraber elektrik fiyatlarında düşme beklenirken veyahut da elektrik fiyatları, acaba bazı kalemleri düşürülebilir diye beklenirken, kanunun içerisine bakmış olduğumuz zaman, işte TRT katılım payından tutun da kayıp kaçağa kadar bir sürü ek ücretlerin olduğunu görüyoruz. Ama vatandaş için bunlar çok önemlidir sayın milletvekilleri. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 998,6 liradır, yine yoksulluk sınırının da 2.995 lira olduğu, asgari ücretin de 800 lira olduğu bir zamanda her hâlde o elektrik faturalarındaki 40 liranın, 50 liranın veya 60 liranın ne kadar önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz. Yani çiftçi kardeşlerimiz hem elektrik faturalarını, evlerindeki faturayı ödeyemiyorlar, aynı şekilde de tarlarında ve bahçelerinde kullanmakta olduğu işte o sulama suyundaki elektrik faturaları yine ödenmiyor.
Bu mealde Hükûmetten çok şey bekleniyor. Bakınız "Çiftçi desteklenecek." deniyor. Eğer çiftçi desteklenecekse bu desteğin her hâlde reel manada olması gerekmektedir. Yani eğer siz çiftçinin kullanmış olduğu elektrik fiyatlarını düşürürseniz veya mazottaki fiyatı düşürürseniz veyahut da işte ilaçtaki, tohumdaki KDV ile ÖTV'yi düşürürseniz, işte o zaman çiftçi desteklenmiş olur ama şu an itibarıyla çiftçiler elektrik parasını bile ödeyemiyorlar.
Tabii, bunun yanında ikinci bir konumuz da, Kelkit Vadisi'nde şu anda 29 tane HES projesi mevcuttur değerli arkadaşlar. Sayın Bakanlığa sormuş olduğumuz yazılı önergemizde, işte, verilen cevapta yaklaşık olarak, neredeyse Kelkit Irmağı'nın ve beraberinde Yeşilırmak'ın her bareminde, her bölümünde onlarca HES yani 29 tane HES bulunmaktadır. Tabii, hidroelektrik santrallerine karşı olmak veyahut da elektrik üretimine karşı olmak diye bir şey söz konusu değildir. Ancak, bu HES santrali projelerine en azından, ruhsat verilirken ÇED raporlarının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Gerçi, bu kanunda özellikle ifade etmek isteriz ki bu kanun görüşülürken Çevre Komisyonuna bu kanun gönderilmedi. Burada da, işte, özellikle bu elektrik enerjisi elde edilen yerlerdeki çevre uyumlarının 2018 yılına kadar uzatılmış olduğu ve 2018 yılına kadar yapılması gerektiği ifade ediliyor. Hâlbuki burası doğru değildir. Güneş enerjisinin, hidroelektrik santrallerin, rüzgâr santrallerinin kurulduğu ve elektrik enerjisinin elde edilmiş olduğu ortamda herhâlde ÇED raporları daha önemlidir veyahut da çevre uyumu daha önemlidir.
Dünkü konuşmamda da ifade etmeye çalıştım. Şu anda, rüzgâr santrallerinin kurulmuş olduğu yerlerde çok ciddi manada sıkıntılar vardır. Bakınız, rüzgâr santrallerinin kurulduğu çevrenin etrafında 2-3 kilometrelik mesafede hayvanlar yaşayamamaktadır, kuşlar yaşayamamaktadır, çok ciddi manada sıkıntılar olduğu görülmektedir. Tabii, diyeceksiniz ki "Rüzgâr santralleri kurulmasın mı?" Tabii ki kurulsun. "Güneş santralleri kurulmasın mı?" Tabii ki kurulsun. Ama çok ciddi manada etütler yapıldıktan sonra bunların kurulmasının herhâlde daha farklı mana ifade etmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Yani sonuçta, bazı şeyler yapıyoruz ama beraberinde de bazılarını yıkmakta olduğumuzun da şuurunda olmak mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.