| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 21.12.2022 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde, bildiğiniz gibi, çokça konuşuldu esasında. Gece yarısı 200 milyar liralık bir borçlanma yetkisi uygun olmayan bir komisyona getirilmiş, bu şekilde hâlledilmiş orada ve buraya geldi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii ki devletler borçlanır, burada bir sorun yok yani devlet borç ihtiyacındaysa borçlanır. Borçlanma amacı, bütçe açığıyla ilgili olabilir veya uzun vadeli veya kısa vadeli faizlerle ilgili olabilir. Bu, Hazinenin bileceği iştir ve Hazine istediği zaman da borçlanır; burada bir sıkıntı yok fakat sıkıntı nerede? Sıkıntı şurada: Siz "bütçe hakkı" dediğimiz ve meclislerin varlık sebebi olan bir ilkeyi çiğneyen bir biçimde bu işi yaptınız, bizim itirazımız o. Yani ne yaptınız? Bakın, bir kere, şöyle söyleyeyim: Yanılmıyorsam 279,5 milyar Türk lirası bir borçlanma limitiniz vardı fakat kasım ayı itibarıyla görüldü ki bu 385 milyara çıkmış, aralıkta da bir 97 milyar var; toplamda 485 milyar civarında bir açık olacak. Size ne kadar limit verilmişti? 275 civarında. Yani siz esasında yüzde 75 bir sapmayla bu yılı bitirmiş oluyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bu, esasında sizin bu ülkeyi yeteri kadar etkili bir şekilde yönetemediğinizin bir işaretidir. Kaldı ki Meclisi baypas etmenizi de doğrusunu isterseniz size yakıştıramıyorum. Özellikle "Gazi Meclis" diye her konuşmada bu ifadeyi kullananların Gazi Meclisi baypas etmesini de nasıl açıklamak lazım gelir, bunu da sizlere bırakıyorum değerlendirmeniz için.
Değerli arkadaşlar, esasında, dolayısıyla da bu maddeyle ilgili olarak çok bir sıkıntı yok ama şöyle bir durum var: Dün, burada, partimizin Eş Genel Başkanlarının bir ilçe binasına gitmesiyle ilgili olarak bir tartışma oldu ve bu tartışmada ben şaşırarak gördüm ki Sayın Tunç buna itiraz etti. Buna şöyle bir gerekçe ifade etti: "Ya, herkes istediğini söyleyebilir, anayasal haktır fakat millî çıkarlara uygun olması gerekir." dedi. Değerli Tunç, millî çıkarları siz mi tanımlayacaksınız?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bu şekilde söylemedim.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Bakın, ben size söyleyeyim, millî çıkarlar söz konusu olduğu zaman, siz bunun farkında olmayabilirsiniz ama emin olun, aslında millî çıkarlara aykırı bir yönetim uyguluyorsunuz Türkiye'de. Yani esasında, gerçekten, baktığınız zaman... Mesela, bir örnek vereyim size, çok basit bir örnek vereceğim size: 2020 yılının ikinci çeyreğinde zenginlerin gayrisafi millî hasıladan aldığı pay yüzde 43 idi, iki sene sonra yani 2022'de bu kaç oldu biliyor musunuz? Yüzde 54 oldu. Yoksullar da yüzde 37 alırken yüzde 25'e düştü. Yani siz "millî çıkar" diyerek esasında zenginlerin çıkarını artıran bir iş yapmışsınız. Bunu amaçlamamış olabilirsiniz ama sonuç olarak Türkiye'de, örneğin gelir dağılımının bu anlamda bozulmasına neden olacak olan bir iş yapmışsınız.
Kaldı ki sadece o da değil yani bakın, ben size şunu söyleyeyim, geçenlerde yaptığım konuşmada yine kullanmıştım: Kürtlerin yoğun yaşadığı illerdeki kişi başına gayrisafi millî hasıla rakamlarına samimi olarak bakın, bir de o illerin dışındaki 66 tane ilin kişi başına ortalama gayrisafi millî hasıla rakamlarına bakın ne görüyorsunuz? Yarı yarıya görüyorsunuz değerli arkadaşlar ve bu, yıllardan beri böyle. Siz diyorsunuz ki şimdi: "Efendim, biz millî çıkarlara uygun davranıyoruz." Kusura bakmayın ama millî çıkarlar sizin tanımladığınız çıkarlar değil. Ben mesela çok rahatlıkla söyleyebilirim ki siz esasında Türkiye'yi bölmektesiniz, bölmektesiniz hem zenginler ve fakirler olarak bölüyorsunuz hem Kürtler ve Türkler olarak bölüyorsunuz ve bunun da farkında değilsiniz sanki yani bilmiyorum, belki aranızda farkında olanlar da olmuş olabilir.
Değerli arkadaşlar, şunu söyleyeyim: Bir şeyi anlamaya çalışmak çaba ister, enerji ister ama inanmak öyle değil, inanırsanız çok rahatlarsınız, biter.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Soruyu sormak ve sorunun cevabını aramak diye bir derdiniz olmaz ise inanırsınız ve inanarak da rahatlarsınız ve ben sizde bu rahatlığı görüyorum değerli arkadaşlar, Türkiye'nin sorunlarını düşünmüyorsunuz. Mesela bir örnek vereyim -bir dakika içinde ne kadar özetleyebilirim bilmiyorum ama- Halkların Demokratik Partisinin nasıl bir felsefeye sahip olduğunu dahi bilmiyorsunuz, radikal demokrasi fikriyatını bilmiyorsunuz çünkü bilmeniz için okumanız lazım, okuduğunuz zaman göreceksiniz ki Halkların Demokratik Partisi, çağımızın en demokratik ilkelerini savunan bir partidir ve siz bize "terör, terör" diyorsunuz. Neden diyorsunuz biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Ben size söyleyeyim: Bu "Cambaza bak." demek gibi bir şey "Kürtlere bakın, teröre bakın." diyorsunuz ama öte yandan -lafın gelişi- malı götürüyorsunuz değerli arkadaşlar. Bugün bu konuştuğumuz maddeler de esasında bunun açık kanıtıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)