| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 21.12.2022 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 381 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine İYİ Parti Grubum adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
AK PARTİ Hükûmetleri, sağlıkta sorunları biriktire biriktire içinden çıkılmaz hâle getirmiştir. Görüşülmekte olan kanun teklifinin 5'inci maddesinde SGK'nin tıp fakültelerine olan ödemelerinin faturaları incelenmeden ödenmesi ve mahsuplaşmasından bahsedilmektedir. Tıp fakültelerinin birinci görevi, hekim ve uzman hekim yetiştirmektir; beş dakika arayla hasta muayene etmenin birinci çaresi, hekim yetiştirmek için tıp fakültelerinin sayısını artırmak ya da kontenjanını artırmak; ikincisi ise şehir hastanelerinin rantına son vermektir.
Tıp fakültelerinde çalışan öğretim üyelerinin ücretlerinin 1,5 mislini şehir hastanelerinde, devlet hastanelerinde veriyorlar. Bu yüzden tıp fakülteleri, çalıştıracak hekim bulunmakta zorlanıyor. Tıp fakültelerini bitirenler, akademik kariyerle uğraşmadan çalışma alanı olarak devlet hastanelerini seçiyorlar. Tıp fakülteleri, öğretim üyesi yetiştirmekte zorlandıklarını dile getirmektedirler.
Ayrıca son olarak, Sağlık Bakanlığının muayenehane hekimlerine özel hastanede ameliyat yapmalarına ilişkin imkânları sınırlandırması nedeniyle hekimlerin önüne bir engel kondu. Hükûmet kendi yapmadığı, yapamadığı, tıp fakültesinde çalışanların ve diğer hekimlerin özlük haklarını iyileştirme fırsatını da engellemiş oldu.
Hükûmetin hep aklında olan, tıp fakülteleri hastanelerini Sağlık Bakanlığına bağlamak. Tıp fakülteleri, eğitim kurumlarıdır; davul birinin elinde çomak birinin elinde olamaz. Tıp fakültelerinin hastaneleri onların uygulama alanlarıdır, öğrenci ve uzman, daha sonra da akademik personel burada yetişir. En üst basamak sağlık kurumları olarak, hastalıklara tıp fakülteleri çare arar. Tıp fakültesi hastanesinin Sağlık Bakanlığına devri, olsa olsa yeni bir Türk uygulama sistemi, yeni bir AK PARTİ garabeti olabilir.
Tıp fakültelerinin ikincil işleri hizmettir; hizmet de eğitim içindir. Tıp fakültelerinin temel amacı, rutin hasta tedavisi olamaz. Tıp fakülteleri, âdeta sosyal hizmet kurumları olarak çalıştırılmaktadır. Üçüncü basamak hastanesidirler; gelen hastalıklara çare bulmak zorundadırlar. Burada bir problem yok. Tıp fakültelerinin taktığı her kalp pilinden 10 bin lira zararı vardır; ortopedide kullanılan malzemeler böyledir, başka branşlarda kullanılan malzemelerin pek çoğu böyledir. Tıp fakültesi, SGK'nin kendisine ödediği bedelin üzerinde bir mahsupta bulunamıyor, talepte bulunamıyor. SGK, tabii ki kalp pilinin fiyatını biliyor ama haksızlık yapıyor; SGK burada ödeme yapmıyor. Yine SGK'nin listesinde fiyat olarak ne yazarsa ilaç parasını ancak SGK ondan ödüyor, hâlbuki tıp fakültesi, kullandığı pek çok malzemeyi Devlet Malzeme Ofisinden alıyor. Devlet Malzeme Ofisi, devletin ofisidir, orada geçen fiyat neyse odur ve normalde bu fiyatları SGK'nin de kabul etmesi lazımdır ama SGK bu fiyatları kabul etmiyor ve kendi fiyatı neyse ondan alıyor. Bir tarafta Devlet Malzeme Ofisi pahalı ilacı alıyor, tıp fakültelerine satıyor ama tıp fakültesi bunun karşılığını, bedelini maalesef alamıyor. Sayın milletvekilleri, devlet kurumları arasında böyle bir zorbalık olabilir mi? Tıp fakültelerinin SGK'den aldığı tedavi bedeli, ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Son iki yılda pandemi olduğu için Maliye Bakanlığı tıp fakültelerinin ödeneklerine ses çıkarmadı, ödedi. Bu yıl da seçim olduğu için ödüyor ama bunların hepsi yapay durumlardır.
5'inci madde, tıp fakültelerinin can suyu olacaktır ancak tıp fakülteleri, kurumların insafına kendini bırakarak varlığını devam ettiremez. Tıp fakültelerinde SGK fiyatlandırması, ikinci basamak sağlık kurumları fiyatlandırmasının dışında bir fiyat olmak zorundadır; ikisinin aynı fiyatta olması doğru değildir. Sağlıklı çözüm, konunun taraflarının bir araya getirilip kurumu ayakları üstünde duracağı bir mali yapıya kavuşturmak olabilir. Tıp fakültelerinin mali yapılarındaki eksiklik, kaliteli hekim yetiştirmelerine engel oluyor. Masraflı, riskli ameliyatlardan tıp fakültelerinin hekimleri kaçınıyorlar. Tıp fakülteleri rutin hizmetten öteye dünya tıp bilimine katkıda bulunarak yeni buluşlar yapmazsa sadece taklitçi olabiliriz. Ülkemizde sağlık turizmi canlandırılmak isteniyorsa bu istek, büyük oranda dünya tıbbına yenilik katarak olunabilir.
5'inci madde, bir palyatif pansuman tedavisidir. Hükûmetin ortaya koyduğu günü kurtarma çabaları, ülkemizi hak ettiği seviyeye getirmekten çok çok uzaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Hükûmetin bildiği tek bir şey var. "Biz her şehre bir üniversite yaptık, her yere bir tıp fakültesi yaptık." Batı ülkelerinde nasıl? Almanya'da tıp fakültesi sayısı 38, Fransa'da 40 ve İngiltere'de 38, bizde ise tıp fakültesi sayısı 120; sayı çok, her yerde tıp fakültesi var ama kalite, maalesef istenen seviyede değil. Türk tıbbının, dünya tıbbına öncülük yapmasına engel olunmaktadır.
Hepinizi saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)