| Konu: | (2/4580) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/197) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 03.01.2023 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tüm mevkidaşlarıma ve halkımıza adaletli bir yıl diliyorum; sadece adaletli olması her şeyi çözecek, emin olabilirsiniz.
"Fil de canlı karınca da/Kimi yerde kimi dalda/İyi kötü bu dünya da/Adaletsiz zalim dünya." diyor Mahzuni Şerif. Biz adaletsizliği neredeyse yaşam biçimi hâline getirdik, örnekleri çok fazla anlatılabilir ama yaşamımızın içine sindirmiş olduğumuz, özellikle bu ülkenin bugüne kadar gelmesi için emek veren insanlarımıza reva gördüğümüz adaletsizliği kısmen de olsa çözmesi için bir kanun teklifi verdim. Teklifin içeriği şu: Bu ülkede asgari ücret belirlendiğinde, hiçbir emekli maaşı, ücreti -o arasındaki makas gibi açılmış olan alanlar dâhil olmak üzere- SGK'li, BAĞ-KUR'lu, Emekli Sandığına önce tabi olan memur falan ayrımı olmaksızın hiçbirinin maaşı asgari ücretin altında kalmasın. Asgari ücret de matah bir ücret değil ama şu anda sizinle konuşabileceğimiz ancak bu. Çünkü asgari ücreti bu ülkede ortalama ücret hâline getirdiniz. Yüzde 50'den fazla insan asgari ücret alır hâlde hatta yüzde 70'i, 75'i buluyor asgari ücrete yakın alanlarla beraber; tablo bu şekilde.
Bir vatandaşımızın ifadesiyle anlatacağım. Vatandaşımız diyor ki: "Bu ülkeye buzdolabını on beş yıl önce getirdiklerini söyleyenlere ne olursunuz Parlamentoda söyleyin, bizim evimizde kırk yıldır buzdolabı var ama bugün buzdolabının içine koyacak herhangi bir şey bulamıyoruz." (CHP sıralarından alkışlar) Bizi getirdiğiniz nokta bu arkadaşlar, yoksullukla beraber, baş başa bıraktığınız bir ülkede yaşıyoruz.
Şimdi, bugün müjde veriyorsunuz: "Ya, aslında yüzde 16 artırmamız lazımdı da emekli maaşlarını Sayın Cumhurbaşkanımız lütfediyor, yüzde 25'e çıkarıyor." Ne anlatıyorsunuz siz ya? Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Kafa mı buluyorsunuz? Normal zamanda bunu söylediğiniz zaman ne anlama geldiğini bu millet anlamıyor mu?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Siz de belediyelerde yüzde 40 yapın.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Yüzde 16 artıracaklarmış da yüzde 25 lütfediyormuş Sayın Cumhurbaşkanı da... Bırakın bunları. Parlamentodan daha büyük bir irade var mı? Var mı? (CHP sıralarından "Yok!" sesleri) Kanunla düzenlenmeyecek mi bunlar? Varsa isteğiniz, dileğiniz bu milleti az da bu çukurdan çıkarma, bu yoksulluktan nefes alacak bir yere taşıma; buyurun, hep beraber bu kanunu geçirelim. Size şu soruyu soruyorum: Emekliye asgari ücret düzeyinde bir ücreti çok mu göreceksiniz yoksa bugün "Az da olsa bunu verelim." mi diyeceksiniz? Gelin, beraber kararını verelim. (CHP sıralarından alkışlar)
Size bunun için bir gerçekliği daha hatırlatayım: Hani, siz iktidara geliyordunuz ya, o yıllara falan buradan "tu kaka" diyorsunuz ya; o yıllarda en düşük emekli maaşı asgari ücretten yüksek. 2002 yılında asgari ücret 186 lirayken emeklinin en düşük ücreti 213 lira. Bir sonraki yıl asgari ücret 200 lira civarına çıkarıldı, en düşük emekli maaşı 332 lira.
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Onu da yaparız, onu da yaparız.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Siz bozdunuz düzeni. Yeni hesaplama yöntemleri getirdiniz. Şimdi asgari ücretin yarısı kadar bir emekli maaşı lütfediyorsunuz, müjde veriyorsunuz millete; bırakın bu işleri.
Parlamentoda ya bu kararı beraber alacağız ya ekranları başındaki milletimiz görecek, sizin kime çalıştığınızı görecek. (CHP sıralarından alkışlar) Siz, varoşlarda sıkıştırılmış bir hayatı yaşamak zorunda bıraktığınız insanların karşısında bu milletin kaynaklarını yandaşa nasıl aktardığınızın hesabını bizimle beraber çıkıp oralarda vereceksiniz. Ya bu kararı alalım ya yüreğiniz yetiyorsa beraber Bahçelievler'de, Başakşehir'de, Bağcılar'da akşamları emeklilerin domates artığı toplayanlarına beraber anlatalım; var mısınız, var mısınız?
Şimdi, bu milleti yoksullaştırdınız, karşısına da bir hikâye yazdınız, dediniz ki: "Allah yoksulu sever." Allah kimi seveceğini iyi bilir ama sizi sevmeyeceği kesin. (CHP sıralarından alkışlar) Burada parmaklarınızı kaldırdıktan sonra arkada son model arabalarınıza binip huzur içerisinde gidebilecek misiniz, soruyorum size şimdi.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Siz Murat 131'e mi biniyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Ya bu milleti açlığa mahkûm edeceksiniz ya o son model arabalarınızla bu millete sırtınızı dönerek sokakta bırakmaya devam edeceksiniz. Ya bu kanunu geçireceksiniz ya bu kanunun benzerini siz getireceksiniz, birlikte geçireceğiz ya da sizi sokağa çıkarmayacağız, haberiniz olsun, sizi sokağa çıkarmayacağız! (CHP sıralarından alkışlar) Bu millete daha fazla açlığı reva göremezsiniz, yoksulluğu reva göremezsiniz, aklıyla dalga geçemezsiniz, kaynaklarımızı peşkeş çekemezsiniz, halkımızı yok sayamazsınız; hodri meydan! (CHP sıralarından alkışlar)