| Konu: | (10/6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) No.lu Altı Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Evlilik Adı Altında Cinsel İstismara Maruz Bırakılması Olayının Araştırılarak Benzer Olayların Yaşanmaması ve Her Türlü Çocuk İstismarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 03.01.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; çocuk istismarının önlenmesine ilişkin komisyon kurulması üzerine partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, hukuki olarak 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Peki, çocuk istismarı nedir? Çocuk istismarı, bir çocuğa bir yetişkin tarafından fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır. Ayrıca, çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmaliyle aynı anlama gelir. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen; bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm kötü davranışlar çocuğa kötü muameledir."
Çocuk istismarı ve ihmali Türkiye'de ve dünyada önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk istismarı, çocuğun fiziksel ya da psikolojik gelişimini olumsuz olarak etkileyen davranışlardır. Çocuğun istismarı, 18 yaşın altındaki çocukların ya da ergenlerin anaları, babaları, onlara bakmak, gözetmek ve eğitmekle görevli öğretmen, usta, koruyucu aile fertleri, vasi kişiler ya da yabancı kişiler tarafından yapılan; bedensel veya psikolojik olarak sağlığına zarar veren; fiziksel, duygusal, cinsel ya da zihinsel gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlardır.
Çocuk istismarı, tek bir olay veya zaman içerisinde gerçekleşen bir dizi farklı olay olabilir. Çocuğun bir kez istismara maruz kalmasının ardından gerekenlerin yapılmaması istismarın sürekliliğine ve devamlığına sebep olmaktadır. Bu notumuz "Bir kereden bir şey olmaz." diyenlerin kulaklarına küpe olsun.
Çocuklar kolay güvendikleri veya korkutulabildikleri için istismara maruz kalabilmektedir. İstismarcının genellikle yakın çevreden olması ise istismarın ortaya çıkmasını güçleştirmektedir. Unutulmamalıdır ki istismarcıların çoğunluğu, yabancılar değil, çocukların çevresindeki ya da ailesindeki güvendiği ve tanıdığı kimselerdir. İstismarcı yetişkin bir kimse olabileceği gibi, istismara maruz kalan çocuk üzerinde otorite kurabilen ve genellikle yaşça daha büyük bir çocuk da olabilir.
Peki, istismar türleri ve belirtileri nelerdir diye baktığımızda, istismar türleri fiziksel, cinsel, duygusal ve psikolojik istismar olarak sıralanabilir. Fiziksel istismar, çocuğun sağlığını, gelişimini veya onurunu zedeleyecek şekilde fiziksel güç kullanılmasıdır. Bir çocuk zarar gördüğünde ya da zarar görme riski altında olduğunda fiziksel istismar meydana gelir. Cinsel istismar çocuk istismarı türleri içerisinde saptanması en zor olan istismar türü olup tek bir tanımı bulunmamaktadır. Çocuğun bir yetişkin ya da kendisinden büyük bir çocuk tarafından gelişimsel olarak hazır olmadığı davranışlar içerisinde ve karşı tarafın cinsel tatmini için kullanılması durumudur. Bu, her türlü cinsel içerikli konuşmayı, şakalaşmayı, teşhircilik ve röntgencilik gibi temas içermeyen istismar türlerini çocuğun cinsel organlarına dokunma gibi tüm davranışları ve eylemleri kapsamaktadır. Duygusal ve psikolojik istismar, çocuğun, kendisini değersiz, sevilmeyen, istenmeyen, işe yaramayan hissetmesine neden olan tutum ve davranışlarla karşılaşması sonucunda ortaya çıkar. Duygusal istismara neden olacak tutum ve davranışlar kapsamında, çocuğa değer vermemek, sözel saldırıda bulunmak, zorbalık ve tehditlerle korku aşılamak, duygusal gereksinimini hiçe saymak, olumlu duygular göstermemek, yaşıtlarıyla normal ilişkisine izin vermemek, izole etmek, duygusal etkileşimden mahrum bırakmak, sosyal yaşantıya katılmasını engellemek, bir odaya kapatmak, uygunsuz, yasal olmayan davranışlar öğretmek, hor görme, küçük görme, aşağılama ve tehdit etme davranışları ve diğer çocuklarla kıyaslayarak beceriksiz ve yetersiz olarak tanımlama gibi yaklaşımlar sayılabilmektedir. Yukarıda saydığım istismar çeşitlerinin hiçbirini ne duymak ne de görmek istiyoruz ama maalesef, günümüzde bu saydığım istismar çeşitleri duyduğumuzdan, gördüğümüzden çok daha fazla. Son zamanlarda çocuk ihmali ve istismarına yönelik birçok haber kamuoyuna yansımaktadır. Çocuk ihmali, çocuğun fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin bakım veren kimse tarafından karşılanmaması durumu olarak açıklanmaktadır. İhmal, çocuk istismarı kadar yaygın görülen ve çocuk üzerinde en az fiziksel, cinsel ve duygusal istismar kadar etki bırakan bir sorundur. Bununla birlikte, çocuk ihmali kamuoyunda yeteri kadar ilgi görmemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet Bakanlığının verilerine göre, 2021 yılında 20.459 dosyada çocuğa karşı cinsel istismar suçu işlendiği belirtilmiştir. Yine, TÜİK rakamlarına göre, 2021 yılında 117'si 15 yaşından küçük 7.190 çocuğun doğum yaptığı tespit edilmiştir. Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2017 yılından bu yana istismar verilerini kamuoyuyla paylaşmamaktadır. Peki, ülkemizde neden çocuğa karşı istismar olaylarında artış yaşanmaktadır? Türkiye'de yasal düzenlemeler genel olarak çocukları istismara karşı koruyan düzenlemeler olarak karşımıza çıkmaktadır ancak yasaların uygulanması konusunda siyasi baskılar, mahalle baskıları, tarikat baskıları; hâkimlerin tarafsız, korkusuz ve bağımsız olarak karar vermelerinin önüne geçmekte, bu işlemleri yapanların bu tür eylemleri de maalesef yanına kâr kalmaktadır.
Yapılan araştırmalar sonucunda da çıkan diğer bir sonuç: Son yıllarda giderek artan ve yaygınlaşan yoksulluk ve ekonomik bunalım, bu artışın en önemli nedeni. Yoksulluktan ve yoksunluktan toplumun ve ailenin en kırılgan kesimi başta çocuklarımız etkilenmektedir. Çocukları istismardan korumak ve çocuk istismarıyla mücadele etmek için neler yapılmalıdır? Devletin yetkili kurumlarının, çocuk ihmalini ve istismarını önleme konusunda ulusal eylem planı olmalı, başta devlet kurumları olmak üzere denetleme ve izleme mekanizması kurulmalıdır. Çocuk odaklı, eşit ve bilimsel politika yapılmasını teşvik ederek koruyucu, önleyici, destekleyici çalışmalar sürdürülmelidir.
Çocuğun çevresindeki yetişkinlere, çocuğa sevgi ve ilgi gösterirken çocuğun beden sınırlarına saygı duymaları gerektiği anlatılmalıdır. Çocuklar ve gençler, cinsellik ve kendi bedenlerini koruma, iyi ve kötü dokunuşu ayırt etme, yardım isteme, kendini ifade etme konularında desteklenmeli ve bilgilendirilmelidir. Çocuklara, beden sınırlarını koruma ve kim olursa olsun "Hayır." deme hakkına sahip olduğu söylenmelidir; bu konuda çocuklara, ailelere, topluma yönelik çocuk hakları, pozitif ebeveynlik, cinsel eğitim, cinsel sağlık, cinsiyet eşitliği gibi eğitimler sürekli uygulanmalıdır.
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji ve sosyoloji ve çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim alan öğrencilerin, çocuk istismarı ihbarı konusunda bilgilendirilmesi ve farkındalıkların artırılması gereklidir. Sosyal medya, telefon, tablet gibi dijital araçlar genellikle yabancılar tarafından çocukları istismar etme amacıyla kullanılabilmektedir. Yetişkinler bu dijital araçların güvenli kullanımıyla ilgili çocuklarını bilgilendirmelidir, gerekirse bu bilgileri eğitim kurumları, toplum merkezleri, danışmanlık merkezlerinden talep etmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda artan çocuk istismarları için yeterli araştırma ve soruşturma yapılmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYHAN EREL (Devamla) - İstismarın büyük ölçüde gerçekleştiği yurtlar ve kurumların iktidar eliyle korunduğu ve pek çok istismar olayının üzerinin kapatıldığı endişesi toplumda yaygındır. Çocuklarımız gerektiği şekilde korunmadığı gibi failler de yeterli cezalarla karşı karşıya kalmamaktadır. Bu durum toplumda infiale yol açmakta, devletin söz konusu kurum ve yurtları yeterince denetlemediği pek çok raporda sıklıkla dile getirilmektedir. Yüce Meclis bu konuda öncü olmalı ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
Çocuk gelecektir, aldatmayın; çocuk ışıktır, karartmayın; çocuk bir güneştir, söndürmeyin; çocuk bir umuttur, yok etmeyin; çocuk bir dünyadır, yakmayın; çocuklar çiçektir, soldurmayın, koparmayın diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)