GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) No.lu Altı Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Evlilik Adı Altında Cinsel İstismara Maruz Bırakılması Olayının Araştırılarak Benzer Olayların Yaşanmaması ve Her Türlü Çocuk İstismarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:44
Tarih:03.01.2023

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; çocuk istismarlarının önlenmesine yönelik araştırma komisyonunun kurulması hakkında söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, ashaptan bir zat Peygamber Efendimiz'i Hazreti Hasan'ı öperken görür, içinde bulunduğu kültür sebebiyle bunu yadırgayan sahabe Allah resulüne şöyle buyurur: "Benim 10 çocuğum var, şimdiye kadar hiçbirini sevgiyle öpmedim." Bunun üzerine Peygamber'imiz "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." buyururlar. Yine Peygamber Efendimiz bir hadisişerifinde "Çocukları hakkıyla sevmek ve onları korumak cehennemden kurtuluşa vesiledir." ifadelerini kullanmıştır. Aynı şekilde, Türkistan'dan Anadolu'ya Türk töresinde de çocuklar aileye verilmiş emanetlerdir. Emanete sahip çıkmak, onu korumak ve ocakta yani ailede eğitimini sağlamak hayati bir görevdir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluş yıl dönümünü çocuklara armağan etmiştir. Büyük Atatürk çocuklar hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: "Çocukları sağlıklı ve bilgili yetiştirilmeyen uluslar temeli çürük binalar gibi çabucak yıkılırlar."

Çizmeye çalıştığım bu çerçeve bir millî ve manevi değerler manzumesidir. Yüce dinimiz İslam'ın yüce Peygamber'ine göre merhametin anahtarı, cehennemden kurtuluşun ve ahlaki erdeme ulaşmanın yolu çocuklarımıza gösterilecek iyi muameleyle onları korumaktır. Büyük Atatürk'e göre de milletimizin temeli çocuklarımızın sağlam ve sağlıklı olmasından geçmektedir ancak bugün geldiğimiz tabloda bu değerler manzumesinden ne kadar uzak olduğumuz ortadadır. Çocuk istismarı olarak genellenecek fiillerin hızla arttığı, toplumda infial yarattığı bir zamanı yaşıyoruz. Nasıl bir zamanı yaşıyoruz ki ailelerin evlatlarını inançlı olsun, ahlaklı olsun diye gönderdikleri vakıflarda çocuklar istismar ediliyor ve nasıl bir idare altındayız ki çocukları korumak yerine, iktidarın değirmenine su taşıyan sözde dinî grupları korumayı seçen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bence AK PARTİ iktidarının bu meselelere bakışını en güzel özetleyen ifade Karaman'daki Ensar Vakfı hadisesinden sonra konuşan Aile Bakanı Sayın Ramazanoğlu'nun sözleridir. Aynen aktarıyorum: "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için geçerli olmaz. Ensar Vakfının hizmetlerini takdir ediyoruz." Konuşmasına "sıfır tolerans" diye başlayan Sayın Bakanın bir vakfı koruma içgüdüsüyle sözlerini sürdürmesi manidardır ve ayıptır. Aynı şekilde, yakın zamanda yaşadığımız 6 yaşındaki bir evladımızın evlendirilmesi hadisesinde de Sayın Bakan Yanık meseleden 2020 yılından beri haberdar olduklarını, mağdur evlatlarımıza destek olduklarını ifade etmiştir. Peki, şüpheliler yani bu evladımızı istismar eden vicdansızlar ne zaman tutuklanmıştır? Konu kamuoyuna yansıyınca ve Twitter'da gündem olunca tutuklanmışlardır. Yine, Diyanet, toplumda infial olana kadar önce sessiz kalmış, sonra ise zayıf bir açıklama yapmıştır. Olay ciddileşmeye, toplum tepkisi artmaya devam edince de cuma hutbelerinde çocuk yaşta evlendirmelerin yanlışlığına dair bir hutbe verilmiştir. Buradan iktidara sesleniyorum: Çocuk yaşta evliliklerin engellenmesi için neden daha önce etkili bir Diyanet kampanyası yürütülmemiştir? Diyanet neden üstüne basa basa hutbeler okutmamıştır? Neden hâlâ yüzlerce yıl önce yazılmış fıkıh kitaplarının işaret ettiği yaş kalıpları, günümüzde ilmihâl kitaplarında değişmez hükümler gibi sunulmaktadır? Bütün bunlar akıl tutulmasıdır, bütün bunlar İslam'ın aydınlık yüzüne rağmen çürümüş zihniyetlerin sonucudur. Bu zihniyet, dün kadına şiddetin en evrensel kalkanlarından İstanbul Sözleşmesi'nin hukuksuzca iptalini sağlamıştır; şimdi de aynı zihniyet "Lanzarote Anlaşması" olarak bilinen çocukların cinsel sömürü ve cinsel istismara karşı korunmasına ilişkin Avrupa sözleşmesini iptal ettirmek istemektedirler. Diyaneti parselleyen holdingleşmiş cemaat ve tarikatların bir kısmı şimdi bunun için mesai yapmaktadırlar. Bu gruplara fırsat verilirse Taliban'ın Afganistan'da yaptığı gibi kız çocuklarının okumasını yasaklamak için de mesai yapacaklardır, eminim.

Sayın milletvekilleri, İslam, adalet dinidir; İslam, hakkaniyet dinidir; İslam, ahlak dinidir; İslam, bütün zamanlara hitap eden evrensel bir dindir ve nihayet, İslam, çocuklarımıza bütün değerlerin üstünde değer veren bir dindir. Zorda kalan Diyanetin -benim de tebrik ettiğim- cuma hutbesinde ifade ettiği gibi "Kız çocuklarını aile kurumu sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak büyük bir günah ve ağır bir vebaldir." Alkışlanacak bir hutbe. İslam dinî, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen müşrikleri lanetleyerek, onların çürümüş zihniyetlerini yıkarak gelmiştir. 21'inci yüzyılda kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi demek, evlilik sorumluluğunu alamayacak hâldeyken evliliğe zorlanması demektir. Bugün çocuklarımızı diri diri toprağa gömmenin anlamı çocuk istismarıdır.

Kıymetli milletvekilleri, bütün siyasi parti gruplarıyla birlikte bir araştırma komisyonu kurulacaktır, yüce Meclisin bütün gruplarını tebrik ediyorum ancak araştırmak ve tespit yapmak işin sadece bir kısmıdır; önemli olan, icraattır ve eylemdir. Bu çatı altında defalarca bunun benzeri komisyonlar kurulmuştur. Ensar Vakfı hadisesinden sonra bir komisyon kurulmuş, hatta 2018 yılında dönemin Hükûmet Sözcüsü Sayın Bekir Bozdağ 6 bakandan oluşan bir komisyonun kurulduğunu, bunun çocuk istismarlarına yönelik tedbirleri ortaya koyacağını ifade etmiştir. Peki, sonra ne olmuştur? 2021 yılına bakalım; çocuğa cinsel istismar suçundan 2021 yılında 20.459 yeni dosyanın açıldığı ceza mahkemelerinde 2020 yılından devredenlerle de beraber toplam 29.822 dosya karara bağlanmıştır. Kararların 16.161'ini çeşitli ceza kararları, 6.992'sini ise beraat kararları oluşturmuştur. Bizim grubumuz adına konuşan Sayın Hüseyin Filiz ve Sayın Ayhan Erel'in de gündeme getirdikleri gibi, TÜİK verilerine göre 2021 yılında 7.190 çocuk annenin doğum yaptığı bilgisi de elimizde bulunmaktadır. 2018'de kurulan o 6 bakanlı komisyon demek ki havaya bakarak ıslık çalmış, demek ki bakanlık makamlarında oturup sinek avlamıştır. Elimizi yüreğimize koymalıyız, bu işte hepimizin sorumluluğu vardır. Vicdanların oluk oluk kanadığını görmeliyiz; yazıktır, günahtır ve ayıptır. Hep canlar yanınca mı akıllar başa gelecektir?

Saygıdeğer milletvekilleri, dünyada maalesef çocuk istismarı konusunda kötü bir karne vardır. Vatikan'dan gelen istismar haberleri, uluslararası internet şebekelerinin çocuk pornosu sektörü, organ mafyalarının çocuk kaçırmaları, öldürülen ve açlığa mahkûm olan çocuklar her gün uluslararası basında yer almaktadır. Diğer yandan, Çin Halk Cumhuriyeti'nde çocuk toplama kamplarında tutulan, organ mafyalarına satılan Uygur evlatlarımız vardır.

Türkiye, bugün, hem bu uluslararası gündeme karşı uluslararası platformlarda daha etkin olmalı hem de iç gündemini takip etmelidir. Uygulanan mevcut eğitim sisteminin çocukları okuldan uzaklaştırdığı ve illegal yapıların eline düşürdüğü de maalesef ortadadır. Sözde cemaatlerin yaptıkları gözümüzün önündedir. Hain terör örgütleri FETÖ ve PKK'nın çocukları istismarları da bilinmektedir. Bütün bunlara karşı gerçekten sıfır tolerans şarttır, hem toplumsal farkındalık hem uluslararası anlaşmalar hem de ağır cezalar şarttır. Eksik olan bütün hukuki düzenlemeler yapılmalı ve en önemlisi, bunların uygulanması acilen sağlanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Çok teşekkür ederim.

Biz İYİ Parti olarak çocuk istismarlarıyla mücadelede her türlü desteği vermeye hazırız. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in de hem bir siyasi lider hem de bir anne olarak konu hakkındaki titizliği ve hassasiyeti bütün kamuoyunca bilinmektedir. Bu Komisyonun göstermelik olmaması, yasak savma cinsinden görülmemesi için de elimizden geleni yapacağız. Cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında çocuk istismarının en aza indiği bir Türkiye hayal ediyoruz, bu hayali de inşallah gerçekleştireceğiz.

Bu düşüncelerle teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)