GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) No.lu Altı Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Evlilik Adı Altında Cinsel İstismara Maruz Bırakılması Olayının Araştırılarak Benzer Olayların Yaşanmaması ve Her Türlü Çocuk İstismarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:44
Tarih:03.01.2023

ARZU AYDIN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa'nın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması komisyonu kurulması üzerine verdiğimiz önerge dolayısıyla söz almış bulunmaktayım. Sizleri, sizlerin şahsında aziz milletimizi, Köroğlu'nun torunları değerli Bolulu hemşehrilerimin vekâletleriyle saygı ve hürmetle selamlarım.

Değerli milletvekilleri, son dönemde kamuoyunda ciddi rahatsızlık oluşturan ve vicdanları sızlatan vaka özelinde, en kıymetlilerimiz olan çocukların cinsel istismar vakalarına karşı korunması ve her türlü hak ve hukuklarının muhafaza edilmesine yönelik olarak konunun derinlemesine araştırılması ve çözüm yollarının bulunması amacıyla, ortak istişareyle, her bir parti grubunun ayrı ayrı verdiği önerge üzerine konuşmaya başlarken elbette hukuki mevzuattan bahsetmek gerekir. Lakin bunun ötesinde, yapacağımız konuşmayı, bir kadın ve bir anne hassasiyetiyle yapacağımızın bilinmesi muradıyla söze başlamak isteriz.

Elbette çocuklarımız toplumun temeli ve geleceğimizin teminatıdır. Bu bağlamda, Türk Medeni Kanunu'nun 28'inci maddesinde ifade bulduğu üzere "Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder." Hak ehliyetine sahip olan çocukla ilgili yapılan tüm düzenlemelerde göz önünde bulundurulan kavram "çocuğun üstün yararı" kavramıdır. "Çocuğun yararı" kavramı Medeni Kanun 305'te "küçüğün yararı" 346'da "çocuğun menfaati" olarak ifade edilmektedir. Çocuğun korunmasında en üst kural olan çocuğun yararı ilkesi, çocuğun yararının ve gelişmesinin tehlikeye girmesini engellemeyi amaçlamaktadır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre, kamusal veya özel yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocuğu ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yüksek yararı temel düşüncedir. Bu ilke aile hukukuyla sınırlı olmayıp başta idare hukuku olmak üzere, kamu hukuku alanını da kapsayan geniş bir çerçevede değerlendirilmelidir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğun yüksek yararı ilkesini idareyi bağlayan temel bir ilke olarak görmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu ilke, çocuğun bir hukuk öznesi olarak idarenin gündeminde olmasını sağlaması yönüyle çocuğun özgünlüğünün göz önünde bulundurulmasına imkân tanımaktadır. Bu bağlamda, Anayasa'nın 41'inci maddesine "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır." fıkraları eklenmiştir. 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'yla yasal temsilcinin izniyle evlenme yaşı kadınlar için 15'ten 17'ye yükseltilerek erkeklerle eşitlenmiştir. Yine, Türk Ceza Kanunu'nda reşit olmayan kişiyle cinsel ilişkide bulunmak ve çocukların cinsel istismarı fiilleri bağımsız suçlar olarak tanımlanmış ve bu suçlara ilişkin cezalarda artırıma gidilmiştir.

Çocuk koruma politikaları kapsamında, 2011 yılından itibaren özellikle bütüncül bir çocuk politikası izlenmektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 2018-2023 yıllarını kapsayan Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'yla ilgili çalışmalar yapılmıştır. Yine, Aile Bakanlığınca çocuğa yönelik şiddet ve/veya istismar çağrılarında Alo 183 olarak vaka hakkında detaylı bilgiler alınarak, Emniyet veya Jandarma birimlerine telefonla durum iletilmektedir. Sonrasında vaka hakkında detaylı inceleme yapılarak, her vaka kendi özelinde değerlendirilerek hangi çocuğa ne tedbir uygulanacağına karar verilmektedir. Yine, çocuk izlem merkezleri, cinsel istismara uğramış veya uğrama şüphesi altındaki mağdur çocukların ifade alma, adli muayene ve diğer işlemlerinin tek merkezde yapılması için Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler bünyesinde kurulmuştur. Gizlilik esasına göre faaliyet gösteren merkezlerde çocuğun ve ailenin kimlik bilgisi hiç kimseyle paylaşılmamakta, çocuğun hem bedensel hem ruhsal sağlığı açısından destek hizmetleri sunulmaktadır.

Tüm bunlarla birlikte, gerek dünyada ve gerek ülkemizde yapılan tüm kanuni düzenlemelere ve alınan önlemlere rağmen çocuğa yönelik kötü muamelenin bütünüyle sona erdirilmemiş olması elbette hepimiz için üzücüdür. Çocukların istismar ve taciz edilmelerinin olumsuz etkileri, yalnız çocukları değil, toplumun tamamını da önemli sorunlarla karşılaştırmakta, aile ve toplumsal yapıda sıkıntılara yol açmaktadır.

Aziz milletim, elbette herkesin hayatta öncelikleri vardır ama kim olduğu fark etmeksizin, evladı olanlar için her şeyden ve herkesten önemli olan tek varlık evlatlarıdır. Bu durumu anne veya baba olarak öncelemek çok mümkün olmasa da fıtrat gereği annelerin yüreği evlatlar için çarpar. Hani, sanki yüreklerinde bir kuş vardır ve o kuş evladın iyiliği, sağlığı, varlığı için sürekli bir telaş, endişe, umut içinde çırpınır. Öyle ki evladın yaşı veya konumu ne olursa olsun bu hiç değişmez ve fark etmez. Hatta şu an, milletin vekili olarak karşımda duran her biriniz ve elbette annesi ekran başında kendisini izleyen şahsım için de bu durum böyledir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hâl böyleyken milletin Meclisinde ortak paydada buluştuğumuz konu üzerinde sizleri ortak akılla beraber ortak ruha ve maneviyata davet ediyoruz. Hani Necip Fazıl'ın "Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk/Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk/Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür/Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür." diyerek ifade ettiği, ağzı gül kokan çocukların yalnızca yoldaki karıncayı merak etmesini, nurlu yüzleriyle gülmelerini, merhamet heykeli olan evlatların duasına sığınmayı istiyoruz. Zira bize göre çocuk, seçim kazanmanın, polemik yaratmanın, dini hedef almanın, her bir olayda iktidar partisini eleştirmenin, âdeta "Bugün de pankartların üzerine yazacak bir konu bulduk." ruh hâli içinde mal bulmuş Mağribî gibi davranmanın yolu ve yöntemi olamaz ve olmamalıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu nedenle, sizleri, çocukları siyasetüstü tutmaya davet ediyoruz. Eğer aksi söylenecekse buradan, daha dün doğum günü olan, Eren'in annesinin acısından, evladı on beş yıl önce bugün dershane saldırısında Rahmetirahman'a kavuşan Oya Eronat Vekilimin yürek yangınından, dağa kaçırılıp taciz ve tecavüze uğrayan evlatlardan bahsetmek, tüm bunlardan bahsederken de Türk aile yapısına dinamit koyan nice akıma destek verenleri de gökkuşağı renklerinden uzak tutmak gerekir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Hangi akımlara, biraz açıklar mısınız?

OYA ERSOY (İstanbul) - Dinci gerici akımlar mı mesela?

ARZU AYDIN (Devamla) - Ama biz gelin "senin" veya "benim" demeyelim, "seninki" veya "benimki" kavramlarından uzaklaşalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Akımları anlatır mısınız acaba? Ensar Vakfı gibi falan filan... Akıma hizmet eden vakıflar, açıklasanıza onları da.

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Ya, size söylemedi, PKK'ya söyledi; sen niye üstüne alınıyorsun?

ARZU AYDIN (Devamla) - Hatta "Cinsiyetçi yaklaşımlara karşıyız." dedikten sonra, konu çocuk, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı kadın, o zaman ona en çok kadınlar bağırıp hakaret etsin mantığıyla hareket etmeyi bırakıp çocuğa kimden, nereden veya nasıl gelirse gelsin, her türlü muamelenin karşısında beraberce duralım.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "İki yıldır bekleyip dava açmayanlara...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Böyle konuşup sonra...

ARZU AYDIN (Devamla) - Unutulmamalı ki her acı diner, bir tek evlat acısı sönmeyen ateş gibi yakar aileleri.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "İki yıldır haberimiz var." diyenlere...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Akımları açıklar mısınız akımları, hangi akımlar?

ARZU AYDIN (Devamla) - Bu nedenle, kıymetlilerimiz, yaşam sebeplerimiz, can kuşlarımızın masumiyetini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ARZU AYDIN (Devamla) - Bitiriyorum.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Dışarı yansıyor mu? Ondan sonra haberdar edelim, dava açalım." diyenler...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Akımları açıklayın bir dakika içinde lütfen, akımları. Kamuoyunu aydınlatın, anlamadık biz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, duyamıyoruz.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ARZU AYDIN (Devamla) - ...aynı masumiyet ve vicdanla korumaya çalışırken bizim kullandığımız birleştirici dil ile daha kurulmayan Komisyonda iyi niyetli olarak ne yapılırsa yapılsın hata aranacağı ifadeleri arasındaki zihniyet farkını milletimizin takdirine bırakıyor, sizleri saygıyla selamlıyorum vesselam. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)