GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:44
Tarih:03.01.2023

ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1'inci maddede verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Genel Kurulu selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, konuşmamı 23 Aralıktaki Paris katliamına dair yapacağım. İktidar, Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünde ısrar etmektedir. Bu kapsamda, Kürt kimliğine, diline, kültürüne, siyasi mücadelesine yönelik saldırılar her geçen gün artmaktadır. Partimize yönelik siyasi soykırım operasyonları devam etmektedir. Yurttaşlar "Nevroz"a, 8 Marta, HDP'nin etkinliğine katıldı diye kolluğun pervasız saldırılarına maruz kalmakta, gözaltına alınmakta ve yargılanmaktadır. Partimize gönül verenlere, siyasetçilerimize verilen hapis cezalarıyla başka ülkelerde sürgün hayatı dayatılmaktadır. Birçok arkadaşımız, yoldaşımız, seçilmişlerimiz ailesinden, ülkesinden uzak bir yaşama zorlanmaktadır. Bu zor yaşamın yanında, bir de suikastlarla katledilmektedir. Irak Kürdistan bölgesinin Süleymaniye kentinde Mehmet Zeki Çelebi ve Nagihan Akarsel'in katledilmesinin ardından 23 Aralıkta Fransa'nın başkenti Paris'ten bir katliam haberi geldi. Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nde Emine Kara, Mir Perver -ve diğer ismiyle Mehmet Şirin Aydın- Abdurrahman Kızıl katledildi, 2'si ağır 7 kişi yaralandı. Elbette bu katliam sıradan, tesadüf değildir. Daha önce Paris'te 9 Ocak 2013'te 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez'in katledildikleri saldırının bir devamıdır, tetikçileri farklı olsa da emri veren zihniyet aynıdır. 9 Ocak Paris katliamının yıl dönümüne sayılı günler kala bu saldırı gerçekleşti. On yıl önceki Paris katliamı aydınlatılsaydı; tetikçi Ömer Güney'in MİT'le olan ilişkisi, ses kayıtları, katliam öncesi Türkiye'ye geliş gidişleri araştırılsaydı 23 Aralıkta ikinci Paris katliamı yaşanmayacaktı. Evet, bu ülkenin yurttaşları katlediliyor ama iktidardan tek bir ses yok. Aslında iktidarın katledilen 3 yurttaşı hakkındaki sessizliği Kürt düşmanlığının bir göstergesidir çünkü bırakın Fransa devletinden hesap sormayı, taziye ve başsağlığı mesajı adına tek bir söz kurmadı. En yalın hâliyle söylüyoruz: İkinci Paris katliamı da birinci katliamın devamıdır.

Değerli milletvekilleri, 23 Aralıkta Paris'te katledilenlerden birisi de Muş'lu Mir Perver'di. 29 yaşındaki Mir Perver sazıyla, sesiyle sanatını icra ediyordu, evli ve 4 yaşında bir çocuk babasıydı. Muş'ta partimizin 2018'deki çalışmalarında yer alan Mir Perver, Anayasa'da demokratik bir hak olan bir yürüyüşe katıldığı için 2016 yılında tutuklandı, iki yıl cezaevinde kaldı. Örgüt üyesi olmak iddiasıyla Perver hakkında açılan davada verilen yirmi yıllık ceza 2019'da Yargıtay tarafından onandı, ardından Mir Perver yurt dışına gitmek zorunda kaldı. Perver sanatına Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nde devam ediyordu. Ahmet Kaya da yıllar önce bu ülkede "Kürtçe şarkı yapacağım." dediği için lince maruz kaldı, sürgüne gitmek zorunda kaldı ve sürgünde hayatını kaybetti. Mir Perver de 23 Aralıkta sevgili Ahmet Kaya'nın adı verilen bu kültür merkezine yapılan saldırıda katledildi. İşte Mir Perver de Kürt olduğu için, HDP'nin demokratik mücadelesine gönül verdiği için "terörle mücadele" adı altında uyduruk dava dosyalarıyla bu şekilde adım adım ölüme sürüklendi. Her seferinde "Keşke ülkemde olsaydım." diyen Mir Perver'in maalesef, cenazesi Türkiye'ye getiriliyor. Biz de perşembe günü Muş'ta düzenlenecek olan cenaze töreninde olacağız. Bu katliama karşı, herkesi Mir Perver'in mücadelesi için dayanışmaya ve sahiplenmeye çağırıyoruz. Fransa devletine bu katliamı aydınlatması için çağrıda bulunurken katliamın arkasındaki güçler de çok iyi bilsinler ki Sakinelerin, Mir Perverlerin, Kürtlerin özlemleri; özgürlük, eşitlik, barış talepleri için verilen mücadelemiz büyüyerek devam ediyor, büyümeye de devam edecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Ölümlerle, suikastlarla, sürgünlerle bizleri mücadelemizden asla ve asla vazgeçiremeyeceksiniz. Kaybeden siz ve zihniyetiniz olacak, kazanan ortak yaşamın inşası için mücadele eden halklar olacaktır.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)