| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 04.01.2023 |
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, 2014 ve 2015 yılı insanlık tarihine çok önemli iki yıl olarak geçti, tarih boyunca da asla unutulmayacak. Ne oldu? Haziran ayı başında IŞİD üç gün içinde Musul'u kuşattı ve ele geçirdi. Ağustos ayında Şengal'de Ezidilere karşı -Birleşmiş Milletlerin de uluslararası bir soykırım olarak kabul ettiği- bir katliam yaşandı ve Şengal soykırımından bir ay sonra, eylül ayında Kobani'yi IŞİD kuşattı, ekimin başında da Kürtlere karşı ciddi anlamda bir soykırıma girişmek üzere saldırılarını artırdı; tüm dünyadan bu konuda protestolar ve kınamalar peş peşe geldi ve insanlık bir seferberlik içine girdi. IŞİD vahşeti karşısında sadece HDP değil, ülkenin dört bir yanında -Diyarbakır'dan Çanakkale'ye, İstanbul'dan Hakkâri'ye, Van'a, Artvin'e, Edirne'ye kadar memleketin dört bir yanında- insanlar sokaklara döküldü. Ne istiyordu? Bir, iktidara sesleniyordu, diyordu ki: "İnsanlık için koridor açın." İkincisi de "IŞİD'e karşı askerî, ekonomik ve lojistik desteği kesin." Ne oldu? İktidar bütün bu tepkiler üzerine bir şey yaptı; 29 Ekimde sınırları açtı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne bağlı peşmerge güçleri Türkiye üzerinden Kobani'ye geçti. Bu sırada çözüm süreci devam ediyordu. Üstelik dört ay sonra, 28 Şubatta Dolmabahçe mutabakatı imzalandı ama ne oldu? 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP ilk defa bir parti olarak seçime girme kararı aldı ve yüzde 13 oy alarak da Parlamentoda yerini aldı. AKP çoğunluğu kaybetti, tek başına iktidar olamayınca da HDP yargının hedefi hâline getirildi.
Şimdi, bu "Kobane davası" diye geçen dava aslında Kobane davası değildir. Asıl Kobane davası o dönem paramiliter güçleri seferber eden ve IŞİD başta olmak üzere cihatçı çetelerle iş birliği yapanların yargılandığı dava olacaktır; o, daha henüz açılmadı. Kobane davası, şimdi açılan, talimatla açılan bir dava; iktidarın siyaseten baş edemediklerini yargı yoluyla tasfiye etme aracı olarak kullandığı bir dava, birinci amaç bu ama bir amacı daha var; iktidar o dönemde kendi resmî tarihini yazmaya çalışıyor ve arkadaşlarımız, tutuklu olan siyasetçiler şu an mahkeme salonlarının içinde tam da bu resmî tarihe karşı yani faşizme karşı hakikat mücadelesini sürdürüyor. Evet, Kobane davası, o gün "Kobane düştü düşecek." diyenler ile "Kobane düşerse insanlık düşer." diyenler arasındaki bir davadır.
Ben bu davanın özünü uzun uzun anlatmayacağım hukuken, zaten defalarca bu kürsüden anlatıldı ama sadece tek bir belgeden bahsedeceğim: 26 Ekim 2018 tarihli 5 sayfalık TEM'in bir bilgi notu yani bizzat talimatı, bu belgeye bakmanız yeterli davanın nedenini anlamanız için; diyor ki bu belgede, soruşturma ne şekilde yürütülecek, bir, onun reçetesini vermiş; ikincisi, HDP'nin kapatılması için nasıl temel dayanak yapılabileceğini de ayrıntılı bir şekilde anlatmış, "İddianame düzenlenmesi hâlinde anayasal mevzuatımıza göre parti kapatma sonucunun ortaya çıkacağı hukuken değerlendirilmektedir." denilmiş bu bilgi notunda. Kim değerlendiriyor, bu hukuki değerlendirmeyi kim yapıyor? TEM polisleri yapıyor.
Evet, 2018 Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası süreciyle Ahmet Altun dosyaya soruşturma savcısı olarak atandı ve tamamen dosyanın seyri değiştirildi, gizlilik kararı verildi; mahkeme heyeti değiştirildi hatta bir mahkeme başkanı, Bahtiyar Çolak görevden alındı. Daha sonra ortaya çıktı ki bu, Atadedeler suç örgütünün mensubu olarak gözaltına alınmış, o nedenle görevden alınmış. Ve mahkeme bir an önce dosyayı bitirmek üzere gaza bastı hatta hukuksuzluğun tarihini yazdı, savunma hakkını kısıtladı, önceki dönem eş başkanlarımız dâhil olmak üzere, daha beyanlarını bile almadan mütalaa için dosyayı savcılığa verdi. Şimdi, anlaşılmaktadır ki saray aklınca planlarını yapmış ve seçimi kazanmak için uygulamaya geçmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, elinizde hiçbir şey kalmadı, bütün yalanlarınızı tükettiniz, elinizde sözde demokrat kırıntılarınız bile kalmadı. Elinizde sadece baskı, yasak ve yok sayma var, tekrar otuz yıl öncesine döndünüz. Aklınızca HDP'yi kapatıp Kürt halkının siyasi temsiliyetini yasaklayacaksınız, böylece Kürt sorunu ortadan kalkacak, siz de dikensiz gül bahçesiyle seçimi kazanacaksınız. Öyle mi? Böyle mi düşünüyorsunuz? Başta Kürt halkı olmak üzere, tüm toplumun nasıl değiştiğini, farklılaştığını ve ilerlediğini görmeyecek kadar akılsız mısınız? HDP'yi kapatınca Kürt halkının kendi kimliğinden, dilinden, siyasi ve toplumsal ilişkilerinden vazgeçeceğini gerçekten düşünüyor musunuz? Size daha fazla öfke duyacaklar.
Peki, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkınca kadınların yıllarca mücadeleyle edindikleri haklarından vazgeçeceklerine gerçekten inanıyor musunuz? AKP'nin makbul kadını olacaklarına gerçekten inanıyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) - İran'a bir göz atın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kadınlara pozitif ayrımcılık Başkan ya.
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, aklınızı başınıza alın diyorum, kendi koltuklarınız için bu ülkeye, bu ülkenin halklarına ihanet etmekten vazgeçin. (HDP sıralarından alkışlar)