GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:45
Tarih:04.01.2023

ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yaşanan ekonomik krizin sonunda ülkemizde alım gücünün eksikliği her alanda büyük ölçüde hissedilmekte. Özellikle vatandaşlarımızın temel ihtiyacı olan gıda sektöründe yaşanan fiyat artışlarının her geçen gün yükselmesi milleti canından bezdirmiştir. İktidar da bu yaşanan fiyat artışlarına bir türlü çözüm bulamadığı gibi ortada fiyat artışları için bir neden olmadığını, bu artışların zincir marketler tarafından yapıldığını belirterek sorumluluğu zincir marketler üzerine yıkmıştır. Hükûmet, marketlerle uğraşmaya devam ederken Türkiye'de gıda enflasyonu Türkiye İstatistik Kurumuna göre 3 haneli rakamlara ulaşmış, yıllık 102,55'e çıkmıştır. Tarımsal üretim yılın ilk yarısında yüzde 3 azalırken tarımsal girdi fiyatları artış oranı yüzde 112, aynı dönemde tarımsal destekler sadece yüzde 63 olmuştur. Tarımsal amaçlı transferlerin bütçe içindeki payı 2006 yılında yüzde 3,15 iken 2022 yılında 1,44'e düşmüştür.

Değerli milletvekilleri, özellikle bir düşünelim; gıda fiyatları neden artıyor? Gerçekten marketlerin fiyat artışlarına etkisi var mı? Bu soruları sorunca aklımıza Tarım Kredi Kooperatifleri geliyor. Madem zincir marketler olağanüstü fiyat artışları gerçekleştiriyor, o zaman vatandaşımız alışverişlerini Tarım Kredi Kooperatiflerinden yapsın ama Tarım Kredi Kooperatiflerindeki fiyatlara da baktığımız zaman, aradaki mesafe gözle görecek kadar büyük değil.

Yine, bir seçim öncesi bu duruma benzer tanzim satış mağazaları ve çadırları kurulmuştu. Üreticiden alınan ürünler, doğrudan tüketiciye sunulacak, fiyatlar düşecekti. Fakat ne oldu? Maalesef bu da sorunu çözmedi, olmadı ve çadırlar kurulduğu yerlerden sökülerek rafa kaldırıldı. Demek ki sorunun ana kaynağı, zincir marketler, marketlerin fiyat artışları değil; sorunun ana kaynağı Türkiye'nin tarımsal girdilerde dışa bağımlı olması ve yıllardır uygulanan yanlış tarım politikalarıdır. Hükûmetin, sorunu etiketlerde arayacağına, sorunun başı olan tarlada araması gerekmektedir. Zincir marketlere yapılacak olan baskılarla, suçlamalarla veya faydasız önlemlerle ne fiyatların artışını durdurabilirsiniz ne de vatandaşın alım gücünü yükseltebilirsiniz. Fiyat artışlarında zincir marketlerin hiçbir suçu yok demiyoruz ama bunların önünü açan, mahalle bakkalının, pazarcının, yerel üreticinin önünü kesen de bu iktidardı; şimdi, kimse sorumluluğu başkasına yıkmaya, kendini aklamaya çalışmasın.

Değerli milletvekilleri, gıdanın ham maddesi olan tarım ürünlerindeki girdi maliyetlerini düşürecek adımlar atmazsak etiket fiyatlarının artışına bir çare olamazsınız. Öncelikle, tarımsal faaliyet için kullanılan mazot, ilaç, gübre, elektrik ve su gibi girdi maliyetlerine önemli ölçüde deva olunarak üreticinin sübvanse edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple alınması gereken önlemler hâlen daha görmezden gelindiği takdirde, tarımsal üretim düşüşe geçer, fiyatlar yükselir. Yani kısacası, tarla sebep, etiketler sonuçtur çünkü "girdi" diye tabir edilen bu ürünlerin çoğunluğunda dışa bağımlıyız.

Değerli milletvekilleri, tarımın yanında hayvancılık yapan besicilerimiz için de temel girdi maddeleri yemdir. Ülkemizde yem maddeleri yüksek oranda dışa bağımlıdır. İzlediğimiz tarım politikaları ile artan döviz kuru neticesinde fiyatları kontrol etmek, yatay bir çizgiye çekmek oldukça zor görünmektedir. Sadece son bir yılda gübredeki fiyat artışı yüzde 192,52 olurken yapılan indirim yüzde 13; hayvan yemindeki fiyat artışı ise yüzde 140,86 olarak gerçekleşirken indirim sadece yüzde 5. Sonuç belli, çözüm belli; az kaldı, o sene bu sene.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)