GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:48
Tarih:11.01.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, bendeniz de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterimiz Sayın Kumbuzoğlu'na ve değerli ailesine başsağlığı dilerim; merhum babalarına da Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.

3 farklı kanun ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan yeni bir torba kanun teklifini görüşüyoruz. 14 milyon emeklimizi, 5 milyona yakın kamu çalışanımızı ilgilendiren, yüksek enflasyondan muzdarip milletimizin rahat bir nefes almak için beklediği teklifi görüşüyoruz. Alelacele getirilmesi bir yana, böylesine önemli bir teklifin Komisyon görüşmeleri esnasında "etki analizi" adı altında tek sayfalık bir çalışmanın dağıtılmış olması, hazırlıksız, gayriciddi sunumu konuya çözüm için değil, seçim yatırımı için yaklaşıldığının en önemli göstergesi. Seçimden öncesi yaşadığımız bu süreç AK PARTİ'nin samimiyet testidir. Önümüzde bir erken seçim ihtimali belirmeseydi, yumurta kapıya dayanmasaydı, bir ay önce kanunlaşan bütçede dahi, AK PARTİ'nin aklına gelmeyen, yetersiz bulduğumuz bu iyileştirmeler önümüze gelir miydi, birbirimize sormamız lazım.

Yetersiz ve eksik bulduğumuz kanun teklifinde milletimizin haklı talepleri doğrultusunda yaptığımız değişiklik önerileri ise Komisyon görüşmelerinde Cumhur İttifakı'nca maalesef reddedildi. AK PARTİ, ülkemizi maruz bıraktığı ve mahkûm ettiği hayat pahalılığı karşısında milletimize yapılan kısıtlı artışları lütuf gibi görüyor; kendilerini sanki milletin patronu gibi konumlandırıyorlar. AK PARTİ siyasilerinin bilinçaltlarının yansıması olan çok sakıncalı ve sağlıksız bulduğum bu durumun aksine, siyasi iktidar asla ve asla kendilerini milletin patronu olarak göremez. Milletvekilleri milletimizin hizmetkârları olarak seçilmişlerdir ve bu amaçla görev ifa etmektedirler. İktidar milletvekillerinin kendilerini patron olarak değerlendirmeleri, aziz milletimizin verdiği emanetin kutsiyetini ve mahiyetini anlamamış olmalarıdır. Ayrıca, tükenmişliğin bir tezahürü olan, 2023 yılında hâlâ 2001, 2002, 2003 yılları rakamlarından devamlı bahsetmek AK PARTİ'nin bugünü izah etmekte zorlandığını gösteriyor. Tükenmiş iktidar, gelecek projeksiyonu yapma kabiliyetini yitirmiştir.

Aslında, 2021 yılı sonundan beri talimatla düşürülen politika faiziyle birlikte rakamların pek bir değeri kalmadı, politika faizi oldu politikacı faizi. Çin modeli-Türk modeli bocalaması sonrası dengeler altüst edildi. Ekonomik rakamlar kontrolden çıktı, bu nedenle rakamlar üzerinde afaki konuşuyoruz aslında. Bilime, akla ve mantığa aykırı olarak uygulanan ön yargılı ekonomi anlayışıyla ülkemiz büyük bir batağa sürüklendi, enflasyon patlatıldı. Üzülerek ifade etmek zorundayım, ülkemizin ekonomisi bir millî güvenlik sorunu hâline geldi. Bu tespitimi daha önce de dile getirdim, hatta Sayın Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterine Kurulun gündemine Türk ekonomisini ve müsebbiplerini de almalarını bütçe görüşmelerinde tavsiye ve rica ettim.

Değerli milletvekilleri, teklifin 1'inci ve 6'ncı maddeleriyle 2023 yılı Şampiyonlar Ligi Finali organizasyonu için KDV istisnası, gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulma şartları getiriliyor. Ülkemiz geçmişte çok önemli müsabakaları ve organizasyonları başarıyla gerçekleştirdi. Bu nedenle, yarışma unsuru olarak görülen ve maddede teklif edilen vergi istisnalarına neden ihtiyaç duyulduğu açıklanmalı. Ülkemiz yeterli organizasyon birikimine ve tecrübesine sahipken böylesine tavizlere neden ihtiyaç duyuyoruz? Komisyon görüşmeleri sırasında ülkemizden başka hangi ülkelerin bu yönde tavizler sağladığı sorusuna karşılık yalnızca 2 ülke örneği verilebildi. Biri bu finale mahsus rekabet ettiğimiz Portekiz, diğeri de İngiltere'deki bir uluslararası kadın futbol müsabakası. Anlıyoruz ki teklif edilen düzenleme dünyada diğer ülkelerin uygulama ihtiyacı duymadığı bir yöntem. Ayrıca organizasyon yeteneğimizin yanında asıl maharetin bu organizasyonlarda yer almak olduğunu belirtmeliyim. AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılından beri kadın voleybolcularımız dışında üst yapılarda millî takımlar ve kulüpler bazında bir başarımız maalesef yok. Umarım gelecek yıllarda kulüplerimizle, sporcularımızla, hakemlerimizle, spor kültürümüzle birlikte uluslararası üst düzey rekabet içinde oluruz.

Teklifin 2'nci maddesiyle en düşük emekli aylığının 3.500 liradan, 5.500 liraya çıkarılması düzenleniyor.

3'üncü maddesiyle de kadrolu ve sözleşmeli personel olarak istihdam edilen kamu çalışanlarına enflasyon farkı dâhil yüzde 30 oranında zam yapılması düzenleniyor. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele eden milletimize verilen rakamların son derece yetersiz olduğunu belirtmeliyim. Aziz milletimize bir hakaret olarak görüyorum aslında. Sanki "Siz bunlarla yaşayın, daha fazlası size ne lazım?" deniyor. En düşük emekli aylığını 5.500 lira yapmak ayıptır. "Asgari ücret" diye bir tabir var. Neden adı "asgari ücret" hiç düşünüldü mü? Adı üstünde, daha aşağısı olamaz da o yüzden. Asgari ücret rakamı bugün 8.506 liraysa emekli maaşları da asgari 8.506 lira olmalıdır. Yoksulluk sınırı 26.481 lira, açlık sınırı 8.130 lira. Bu rakamlar ortadayken emekli maaşını 5.500 lira olarak açıklamak vicdana sığmaz, kabul edilemez. Bu amaçla en düşük emekli maaşının en düşük ücret olarak kabul edilen asgari ücrete eşit olmasını Komisyonda teklif ettik. Önergemiz ne yazık ki yine Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi. İnşallah, İYİ Parti iktidarında en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkaracağız. Ayrıca bu çerçevede belirlenecek adaletli bir artış oranıyla farklı rakamlarda emekli maaşı alanların yeni bir mağduriyet yaşamalarına engel olacağız. Düşük asgari ücretle ve asgari ücretten de düşük emekli maaşıyla geçinmeye çalışan, barınma, giyinme ve gıda gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çeken, doğal gaz, elektrik faturalarını ödemekte sıkıntılar yaşayan ve yoksulluğu her gün daha fazla hisseden vatandaşlarımıza kaynak bulmak bir iktidarın asli görevidir. İYİ Parti olarak bu sorumlulukla hareket edeceğiz.

Diğer yandan, emeklilerimize 2018 yılından itibaren bayram ikramiyesi ödeniyor. Bin lira olarak başlayan ikramiye 2021 yılında yalnızca 100 lira artırılarak 1.100 liraya çıkarıldı. AK PARTİ iktidarı ülkemizde yaşanan enflasyonu görmezden gelerek bayram ikramiyesi ödemelerinde bir kez ve göstermelik oranda artış yaptı. Hâlbuki o günün bin lirası bugünün 3.500 lirasına denk geliyor. Emeklilere verilen bayram ikramiyelerinin son dört yılda yalnızca 100 lira artması emekliyi hiçe saymaktır. Bu nedenle, Komisyonda verdiğimiz önergeyle bayram ikramiyelerinin 3.500 lira olarak belirlenmesini ve her yıl TÜFE oranında artırılmasını teklif ettik. Bu önergemiz de Cumhur İttifakı tarafından yine reddedildi.

Sayın milletvekilleri, kamu çalışanlarına yapılacak zammın yüzde 25 olarak açıklanıp bir gün sonra yüzde 30 olarak güncellenmesi son derece keyfî bir tutum ve yapıcı muhalefetin de gücüdür. Yüzde 5'lik bu artışın Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi'nin İYİ Parti grup toplantımızdaki ifadelerinden bir saat sonra yapıldığını da hatırlatmak isterim. Bu durum, iktidarın bu artışı belli bir planlama ve hesaplama dâhilinde millet için yapmadığını, muhalefet korkusuyla yaptığını gösteriyor. Biz, bundan tabii ki memnunuz. Aslında, AK PARTİ bu ibretlik hareketiyle milletimizin refahını düşünmek yerine öncelikli olarak panik içinde siyasi kazanç elde etmeye odaklandığını ispat etti. Refah payı, TÜİK enflasyon farkı gibi vebal taşıyan hesaplarla belirlenen artış oranının ne kadar gerçekçi yapıldığına karşı ciddi şüpheler taşıyoruz.

Teklifin 4'üncü maddesiyle, işverene sağlanan asgari ücret desteğinin aylık 400 lira yapılması öngörülüyor. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi grup toplantımızda bu konuya da değinmiş ve desteğin 400 lira olması gerektiğini vurgulamıştı. Grup toplantımızdan bir saat sonra, kendi grup toplantılarında Sayın Cumhurbaşkanı, işverene verilecek olan asgari ücret desteğinin 400 lira olacağını paylaştı. Kendilerine Sayın Genel Başkanımızın tavsiyelerine uydukları için teşekkür ederiz. İşverenlerimizin desteklenmelerini önemli ve yerinde bulmakla birlikte İşsizlik Sigortası Fonu'ndaki birikimin işverene destek amaçlı kullanılmasını uygun bulmuyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu, işini kaybeden sigortalıların işsiz kaldıkları dönemin belirli bir bölümünde geçinebilmeleri için AK PARTİ iktidara gelmeden önce kurulmuş bir kurum ancak iktidarın tercih etmekte olduğu politikalar sonucunda bu Fon, işçiler için kullanılan bir kaynak olmaktan çok, farklı amaçlar için kullanılan bir fona dönüştürüldü. 400 liralık asgari ücret desteği Hazine tarafından karşılanmalıdır. Toplam 17,1 milyar liralık asgari ücret desteğinin işçinin sigorta fonundan değil de KKM için 1 milyon kişiye milletin vergileriyle yüzlerce milyar lira ödeyebilen Hazine tarafından karşılanmasına ilişkin verdiğimiz önerge de yine Cumhur İttifakı tarafından reddedildi.

Sözlerimin sonunda, yetersiz de bulsak milletimize bir nebze nefes aldırmasını umduğumuz kanun teklifinin hayırlı olmasını umar, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)