| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 11.01.2023 |
CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, evet, mini bir torba kanun görüşüyoruz. Görüştüğümüz bu torba kanun teklifinde -özellikle de milyonlarca vatandaşımız bu çıkacak olan kanun teklifini bekliyor- neler var diye baktığımızda önemli maddelerden bazıları şunlar: En düşük emekli aylığı 3.500 TL'den 5.500 TL'ye çıkarılıyor, işçi ve esnaf emekli aylıklarına, kamuda çalışan memur ve sözleşmeli personel ile memur emeklilerine 2023 yılı Ocak ve Haziran dönemi için yüzde 30 oranında zam yapılması öngörülüyor, özel sektör işverenlerine 2023 Ocak-Haziran döneminde çalıştırdıkları işçi başına 400 lira aylık prim desteği veriliyor. Coronavirüs salgını sebebiyle yapılan kısa çalışma ödemelerinde hatalı işlemlerden dolayı hizmetleri Kuruma eksik bildirilen sigortalılar için yeniden beyanname verme hakkı getiriliyor değerli arkadaşlar. Tabii, bu teklifin içinde ne yok diye baktığımızda; bu teklifin içinde milyonlarca EYT'linin beklediği EYT'yle ilgili düzenleme yok. Onu bir türlü getiremediniz; milletimizin önüne, Meclisimizin önüne sunamadınız.
Şimdi, gelelim biz bu torba kanunun içindeki düzenlemelere ama önce usulle ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum çünkü bu zam oranlarının kamuoyuyla paylaşılması bile bir sorun oldu. Nasıl oldu? Ocak-Haziran 2023 dönemi memur, emekli aylıklarına yapılacak olan artış oranı önce Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna açıklandı. Neydi bu zam? Yüzde 25 zamdı. Enflasyon ve refah payı olarak hesaplanan yüzde 25 zam Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı ama ne oldu kamuoyunda yansıması? Tabii ki bir memnuniyetsizlik. Fark edilen bu memnuniyetsizlik karşısında, vatandaşın tepkisi karşısında Cumhurbaşkanı ertesi gün, daha bir gün sonrasında yüzde 5 daha zam yaptı "Yüzde 30 yaptık." dedi. Peki, bunun bu şekilde mi açıklanması gerekiyordu? Hâlbuki bu zam oranlarındaki değişiklik, yasa değişikliğiyle önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanmalıydı yani Cumhurbaşkanın "Ben yaptım, verdim." şeklindeki bu açıklaması ve bir gün arayla değişiklik yapması devlet ciddiyetinden tamamen uzaklaşıldığının da bir göstergesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün, 24 Haziran seçimleri sonrası uygulanan tek adam yönetiminin de sonuçlarıdır değerli arkadaşlar.
Şimdi, verilen zam oranları için de size, özellikle iktidar partisindeki arkadaşlarımıza şunu sormak istiyorum: Arkadaşlar, attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değdi mi? E, bakalım değmiş mi yani bir bakalım. Bugün millete dayattığınız yeni ekonomi modeli çökmüş durumda; fiyatlar aldı başını gitti, çarşı pazar kan ağlıyor. Bakın, ben sadece birkaç örnek vereceğim, birkaç rakam ya, hepsine giremiyoruz tabii. Bir yılda kuru soğan yüzde 315, mevsim sebzesi ıspanak yüzde 163, mevsim meyvesi portakal yüzde 142 zamlandı. Arkadaşlar, taze süte yüzde 113, peynire yüzde 106, elektriğe yüzde 102, doğal gaza yüzde 166 zam yaptınız. İstanbul'da kiralar aldı başını gitti değerli arkadaşlar. Bugün sizin en düşük emekli maaşı olarak reva gördüğünüz 5.500 TL'ye İstanbul'da bugün değil bir daire, bir oda bile kiralayamazsınız arkadaşlar, bir oda bile kiralayamazsınız. Bugün koşullar bu hâle gelmiş durumda sayenizde.
Evet, bugün en düşük emekli aylığını enflasyon karşısında da ezdiniz. Bakın, 3 çeşit enflasyon var, bugün bunu konuşuyoruz: TÜİK enflasyonu, ENAG enflasyonu ve İstanbul Ticaret Odasının enflasyonu. ENAG ne açıkladı yıllık 2022 enflasyonunu? Yüzde 138. TÜİK yüzde 64, İstanbul Ticaret Odası da yüzde 93. Tabii, TÜİK'e göre açıklanan enflasyon da altı aylık enflasyon da yüzde 15,4 olarak hesaplandı. Şimdi, aradaki puan farklarına baktığımızda ENAG enflasyonu ile TÜİK arasında 74 puan, İTO'nun enflasyonuyla arasında ise 29 puan fark var. Ortalamasını alsak yani yüzde 50 oranında. Bu TÜİK enflasyonu, halkın yaşadığı enflasyonun yüzde 50 altında açıklanmış oluyor. Aslında TÜİK'in de yok hükmünde bir kurum olduğunun bir göstergesidir bu. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, değerli arkadaşlar, diğer yandan bir de aralık enflasyonu var tabii. Aralık ayı enflasyonu maaş zamlarının belirlenmesinde etkili oluyor, önemli bir gösterge ve onu da ancak yüzde 1,2 olarak açıklayabildiniz. İşçinin, memurun, emeklinin cebinden bu enflasyon verisiyle de çaldınız.
Değerli arkadaşlar, sadece bu değil, emekli aylıkları asgari ücretin altında da kaldı. Bakın, 2002'de bu ülkede net asgari ücret 184 lirayken en düşük memur emekli aylığı 377 lira, en düşük işçi emekli aylığı 257 lira, en düşük esnaf emekli aylığı ise 150 lira. Mesela, sadece bir örnek, bu hesap üzerinden bugünkü oranlarla en düşük esnaf emekli aylığının 6.923 lira olması gerekiyordu; şimdi asgari ücret 8.506, en düşük emekli aylığı 5.500. Bizim, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine, 8.506 TL seviyesine yükseltilmesi önergemiz de sizlerin ret oyuyla kabul edilmedi, reddedildi Komisyonda.
Bir de en düşük emekli aylığı, açlık sınırının da altında kaldı. Bugün TÜRK-İŞ verilerine göre nedir açlık sınırı? 8.130. Yoksulluk sınırı 26.485 TL. Şimdi "İşçimizi, memurumuzu enflasyon karşısında ezdirmeyeceğiz." sözü yalan oldu; 13,9 milyon emekçimizi gerçekten ezdiniz, ezdirdiniz, cebinden çaldınız. Verdiğiniz zamlar bir iki ay sonra zaten eriyecek, temmuz ayını bile göremeyecek. Sonuç olarak enflasyonun karşısında, açlık sınırının karşısında ve asgari ücretin karşısında altta kalan, eriyen bir zam oranıyla karşı karşıyayız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, asıl sorun ne? Şimdi, neden siz yüzde 30'un üstünde bir zam veremiyorsunuz değerli arkadaşlar? Neden siz en düşük emekli aylığını 5.500 TL'nin üzerinde açıklayamıyorsunuz? Aslında biraz bunu değerlendirmek lazım yani çok mu cimrisiniz? Hayır, eliniz dar; eliniz dar, bunu yapamıyorsunuz. Neden yapamıyorsunuz? Çünkü Türkiye'de milyonlarca insanı ilgilendiren çok ciddi bir bölüşüm şoku yaşanıyor. Bu bölüşüm şokunda fakirin cebinden alıp zenginin cebine aktardığınız için eliniz dar, artıramıyorsunuz. Peki, bunu nasıl yapıyorsunuz? Milletten topladığınız vergileri, işte, milletin geçmediği garanti ödemeli köprülere, tünellere, uçmadığı havalimanlarına aktarıyorsunuz, müteahhitlere aktarıyorsunuz, aile vakıflarına milyonlarca lira aktarıyorsunuz. Yolsuzluklara yol veriyorsunuz, yolsuzluklar yoluyla milletin parasının bir avuç zenginin cebine girmesine sebep oluyorsunuz. Kur korumalı mevduatla 1 milyon mevduat sahibinin cebine hazineden para aktarılmasını sağlıyorsunuz.
Şimdi, burada, baktığımız zaman, garanti ödemelerinde büyük bir soygun olduğu görünüyor. Bir tane örnek vereceğim değerli arkadaşlar; eskiden köprü, tünel geçişlerinde sözleşme ücretleri yılda 1 defa yenileniyordu, şimdi 3-4 defa yenileniyor ve vatandaşın bundan çok rahatsız olmasından, fiyatların çok artmış olmasından dolayı artık vatandaşa bu zammı yansıtmıyorsunuz. Örneğin, Osmangazi Köprüsü'nde 2022 geçiş ücreti 690 liraydı ancak köprüden geçen araç sahibi 184 lira ödüyordu; aradaki 506 liralık fark devlet tarafından bütçeden müteahhitlere aktarılıyor. Ne oldu? Vatandaş bunu fark etmesin. Bu rakama baktığımız zaman, Ulaştırma Bakanının da açıklamalarından, geçen yılın tamamında Osmangazi Köprüsü'nden geçen araç sayısı 14,2 milyon; köprüden geçmeyenler adına 7,3 milyar TL fark ödenmiş. Bu yıl fiyatlara baktığımızda 966 lira; 11,4 milyar lira fark çıkacak. Bakın, değerli arkadaşlar, 11,4 milyar lira fark çıkacak. En düşük emekli aylığının 3.500 TL'den 5.500 TL'ye yükseltilmesinin bütçeye yansıması -bizimle paylaşılan rakam- 21,9 milyar lira hâlbuki tüm garantiler için bütçeden ayrılan paysa 55 milyar lira. Eğer bu pay müteahhitlere gitmeseydi emekliye çok daha fazla para verebilirdiniz. Aynı şekilde, kur korumalı mevduata ayrılan pay...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - 2022 yılında kur korumalı mevduata toplamda yaklaşık olarak 250-300 milyar lira pay ayrıldı değerli arkadaşlar ve bugünkü yapılan hesaplamalara göre 2023'te bunun 1 trilyon liraya yaklaşacağını bütün ekonomistler söylüyor, bizler de söylüyoruz. Kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerine ve emeklilerin aylıklarına yapılan yüzde 30 zammın bütçeye etkisi toplamda sadece kaç lira biliyor musunuz? Toplamda 259 milyar lira. Sadece 2022 yılında KKM'ye aktardığınız bu milyarlarca lira aktarılmasaydı bu maaşlara yüzde 30'dan yüksek zam yapabilirdiniz.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifinde -dediğim gibi- özellikle milyonları ilgilendiren maaşlarla ilgili düzenleme var ama hiçbir şekilde yeterli gelmeyecek ve millet sandıkta size bunun cevabını verecek.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)