| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 11.01.2023 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayın 11'inde başlayıp ayın 12'sinde hâlen bir yasa teklifini görüşüyoruz.
Öncelikle, ben şunu belirteyim ki "dar gelirliye ev" müjdesi oluştu ve ne yazık ki dar gelirli ev alamadı. Orta gelirliye ilişkin olan müjdeler verildi ve orta gelirli ev sahibi olamadı. Yani öyle bir ekonomik metafor oluşturuldu ki bütün bu müjdelerin hepsinin sonuçsuz kaldığına ilişkin bir Türkiye gerçeğini yaşıyoruz. En düşük emekli maaşı -sürekli tekrar edildi- 5.500, asgari ücret 8.506, memura yapılan zam yüzde 30; ekmek 5 lira; halk ayağına çorap alamıyor, ayakkabı alamıyor; okullarda çocuklar aç ve çocuklar aç bir şekilde okullara gidiyor. Bakın, okullarda mevcut olan ekmek arası bir sandviçin bedeli 80 lira, ayrıca sadece boş olan bir sandviçin bedeli 40 lira. Ulaşıma yüzde 150 oranında zam yapıldı, temel gıdaya yüzde 200 oranında zamlar var, konut kiraları zaten saymakla bitmiyor değerli arkadaşlar. Bakın, ENAG "yüzde 137 enflasyon" diyor, devlet alacaklarına yüzde 122 zam yapılıyor, yoksulluk diz boyu ve memura öngörülen zam ise yüzde 30.
Bunun yanında, bir de çok hızlı bir şekilde anlatacağım bir mesele var ve son derece de önemli bir şekilde dile getirildi bu EYT meselesi. Bakın, verilen yirmi yıllık bir mücadele sonucunda bu EYT'yle ilgili iktidar bir söz verdi ve daha henüz Meclise gelmiş değil. Peki, buradaki mesele ne? Burada teknik olarak iki üç tane mesele var değerli arkadaşlar. 8/9/1999 yılı esas alınıyor bu mevcut olan EYT'de. Fakat burada önemli bir mesele var, bu mevcut olan yasa yani 1999 yılında getirilen bu 4447 sayılı Yasa, Meclis tarafından iptal edildi. Bunun yerine başlangıcı 8/9/1999 yılı olan bu yasayı esas almak mümkün değil. Niye? Çünkü Meclis 23/5/2002 tarihinde 4759 sayılı bir Kanun çıkardı ve bu kanun 1 Haziran 2002 yılında yürürlüğe girdi. Bu bakımdan, bu meselede kanunun yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2002 yılının esas alınması gerekiyor. Burada her iki durumda da yine yasal anlamda birçok sıkıntı ortaya çıkıyor çünkü Anayasa'nın 10'uncu maddesi olan eşitlik ilkesi de mevcut olan, getirilmek istenen kanunla ihlal edilecek. Ayrıca, bunun yanında, yirmi-yirmi beş yıl emek veren ve prim ödeyen insanların artık emekliye ayrılamayacağına ve bir günle bu süreyi kaçırdığına ilişkin olan bir meseleyle de karşı karşıya kalacağız.
Peki, bu EYT'yle ilgili getirilmek istenen başka bir mesele daha var. Özellikle stajyerlerin sorunlarına gelince, staj sorununa gelince onda da şöyle bir sorun mevcut değerli arkadaşlar: Mevcut durumda stajyerler sigortalı sayılmadıkları için EYT'den faydalanamıyorlar. Emek harcıyorlar, emeklerini ortaya koyuyorlar fakat bu durumda bu mevcut olan yasa buna izin vermiyor. Peki, bununla ilgili olan hukuksal gerçeklik nedir? Hukuksal gerçeklikle ilgili size 2 tane gerçeği anlatacağım. Bunlardan bir tanesi, 1992 yılında Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu bir karar var. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi verdiği kararda şöyle bir şey diyor: "İş kazalarında özellikle meslek lisesi ile aday çırak ve işletmelerinde mesleki eğitim gören öğrencileri çalıştıran kuruluşlar sigortalılığın gerçekleşmesi bakımından işe giriş bildirgesini vermek durumundadır." Yani şunu demek istiyor: Önlüğünü giyen öğrenci, daha 18 yaşına girmemiş veya 18 yaşındaki herhangi bir öğrenci staj yapıyor ve stajda kaza geçirmesi durumunda, iş kazası geçirmesi durumunda Yargıtay 10. Hukuk Dairesi bunu iş hukukuna göre iş kazası sayıyor ve bu iş kazası nedeniyle de buradaki sigortalılık sürecini kanuna uygun bir şekilde buluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Diğer başka bir mesele daha var, o da şu: 5510 sayılı Yasa'da -bu yasa her ne kadar 2011 yılında yürürlüğe girmiş olsa da- ve ayrıca 3308 sayılı Yasa'da da yine özellikle stajyerlerin, mevcut olan bu çıraklık eğitimini almış olan kişilerin de bu kanun nedeniyle işe giriş bildirgelerinin verilmesi gerektiğine ilişkin kanuni düzenleme var. Yani başka bir deyişle şunu şu şekilde anlatmak gerekir ki buradaki mevcut olan EYT düzenlemesiyle özellikle bu staj eğitimini görmüş olanları, özellikle staj ve çıraklık eğitimini almış olanları eğer siz bu kapsam dışına alırsanız burada da yine hem kanuna karşı hem de Yargıtayın uygulamalarına karşı gelmiş olursunuz ve ciddi bir eşitsizlik yaratmış olursunuz. Bunun da giderilmesi gerekmektedir diyorum, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)