| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 11.01.2023 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Çalışanların maaşlarıyla geçinemediği, ülkenin topyekûn yoksullaştığı ve satın alma gücünün düştüğü bir yılı geride bıraktık. Yüksek enflasyonla, artan döviz kuruyla alım gücü düşen işçi, memur, emekli yeni yıla hayat pahalılığıyla ve zamlarla girdi. Bir sorun var, ne o, yönetim sorunu mu acaba? Şimdi, yönetenlerin ülkeyi iyi yönetiyor olmaları için altın kural var, altın üçgen bu. Bir, sağlam demokrasi; iki, sağlam ekonomi; üç, sağlam güvenlik gerekiyor. Bunların üçü de bir arada olmazsa altın üçgenden söz edemiyorsunuz ve o ülke iyi yönetiliyor filan da diyemiyorsunuz.
Türkiye 21'inci yüzyıla gelindiğinde eksiğiyle gediğiyle dünyanın 20 ekonomisinden biriydi, yirmi senelik iktidarın dünya ve yönetim anlayışıyla bir, kötü ekonomi yönetimiyle artan enflasyon ve düşen satın alma gücü; iki, verileri gerçek rakamlarla değil, rakamları fısıldayanlara göre ayarlayan TÜİK; üç, zam yağmuru altında ezilen milyonlar ve onların TÜİK'e göre ayarlanan maaş zamları. Sizin üçgeniniz bu şekilde oldu. Yine, gelinen yerde altın üçgen oldu yamuk. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yönetilemeyen Türkiye'nin orasından burasından delik deşik edip daha sonra açıldıkça yama diktiğiniz düzenlemelerle, pahalılık altında ezilen emeklisi, dulu, yetimi, yaşlısı, kadını, istismara uğrayan uğramayan çocuğu döndüler yüzlerini haber beklemeye başladılar; devletin baba gibi ellerini tutması, ana gibi bağrına basması için iyi bir zam beklemeye başladılar. Ve biz burada derde derman olacak yasalar yerine torbadan tavşan çıkarmaya devam ediyoruz; hokus pokus, çıka çıka yüzde 30.
Ya, arkadaş, ben şimdi soruyorum size: Bakkala, pazara gidecek, elektrik parası, doğal gaz parası ödeyecek, kira ödeyecek, çocuğuna harçlık verecek olan vatandaşlar 3.500 lirayla geçinebilirler mi ya? Hakikaten, hepinize soruyorum: Geçinebilir mi? 13 milyon emeklimiz var...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 5.500 lira oldu.
AYLİN CESUR (Devamla) - "5.500 lira oldu." diye buradan arkadaşlar övünüyorlar, 5.500 lirayla geçinilir mi ya?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, 66 liradan geliyoruz oraya, 66 liradan.
AYLİN CESUR (Devamla) - Ben size soruyorum: 13 milyon emeklimiz var, yüzde 63'ü en düşük emekli maaşı alıyor ve ekonomik krizle 2001'de siz gelmeden evvel en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katından fazlaydı, şimdi sizinle geçen yirmi yıllık ömrümüzde zam yaptıktan sonra dahi en düşük emekli maaşı asgari ücretten yüzde 35 daha az olacak. Emeklilerimizi insanca yaşama koşullarından mahrum ettiniz; utanmak lazım, hâlâ buradan bana sesleniyorsunuz "Yeter bu para." diye. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Hepimizin, burada milleti temsil eden bizlerin sokağa çıkmaması lazım. Sizi bilmem ama benim canım yanıyor, arkadaşlarımın da canı yanıyor, sıcak bir yerde sıcak bir çorba içerken boğazımız düğümleniyor; siz rahat rahat, maşallah, bir de burada savunuyorsunuz. Siz bu olanlardan razı mısınız? Allah aşkına, değerli arkadaşlar, soruyorum: Burada biz ne yapıyoruz? Hisseli Harikalar Kumpanyası mı burası? Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Neden emekliye, memura yüzde 30 zamla yetinmek zorunda kalıyoruz? (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Zorlamalarımızla asgari ücret yüzde 55 arttı ve 8.500 lirayı bir müjde diye duyurdunuz, yüzde 30 artırılan emekli ve memur maaşlarını nasıl duyuracaksınız vallahi merak ediyorum. Çalışanın alın terinin yok sayıldığı ve sadakadan öteye gitmeyen bir artıştır bu, bunun altını burada çiziyoruz. 2021'de enflasyon yüzde 36, 2022'de TÜİK'e göre ilk on bir ayda yüzde 84, son bir ayda yüzde 64'e inmiş ve ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 140. Şimdi, TÜRK-İŞ'e göre açlık sınırının 8 bin lira, yoksulluk sınırının 26 bin lira olduğu bir ülkede oluyor bunlar. O ülke Türkiye, bizim ülkemiz ve en düşük emekli maaşı yeni düzenlemeyle şunu diyor bize, hepimize birden haykırıyor: "Açlık değil sizinki, ölün." Emekliye "Ölün, ölün." diyor, "Ha, ölmezseniz, eğer ilaç lazım olursa ilaca yapılan zam da yüzde 36." diyor bir de.
Şimdi, 2022 gıda fiyatları yüzde 150 artmış, eskiden "Soğan, ekmek mi yesin?" filan denilirdi, şimdi artık "Soğan, ekmek yesin." demek de lüks oldu çünkü soğana son bir yılda yüzde 300 artış yapıldı. Şimdi, kırmızı ete on günde 3 kere zam yapıldı ve en ucuz etin kilosu 200 lira değerli arkadaşlar, buradan bana böyle "3.500, 5.500" falan diye bağırmayın, ayıp oluyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, rakamı düzelttiriyoruz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hayır, hatırlatıyoruz ya, suç mu yani hatırlatmak?
AYLİN CESUR (Devamla) - Neden biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
AYLİN CESUR (Devamla) - Sağ olun Sayın Başkan.
Çünkü kendiniz üretmek yerine, üreticiyi desteklemek yerine ucuz üreten ülkelerden ithal etmeyi tercih ettiniz ve dövizle dış borç yapıyoruz değerli arkadaşlar yıllardır. 2018'den beri döviz kurunu tutamıyorsunuz. Üretim maliyeti artıyor ve kör olası enflasyon da bir türlü düşmüyor. "2022'de 250 milyar ihracat yaptık." filan diye böyle böbürleniyorsunuz ya, "360 milyar dolar ithalatla cumhuriyet tarihinin 110 milyar dolarlık en büyük açığını da biz yaptık." demiyorsunuz; bunu da söylemeniz lazım her seferinde. Küresel enflasyonla dünya faizi artırırken siz indirmeyi tercih ettiniz, gerekçe olarak düşük kurla ihracatın artacağını gösterdiniz, başaramayınca da "Enflasyonla büyümeydi amacımız." dediniz. Peki, enflasyon pahasına büyüyebildik mi? 2022 üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyümeyle sermayenin millî gelirinden aldığı pay yüzde 54,8'e çıkmış, iş gücünün millî gelirden aldığı paysa yüzde 26,3'e düşmüş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Başkanım, bir bağlayabilir miyim.
BAŞKAN - Buyurunuz.
AYLİN CESUR (Devamla) - Sağ olun.
Bu ne demek biliyor musunuz? Yani şu sizin enflasyonla büyümenin faturası halka kesilmiş; zengin daha zengin, fakir de daha fakir olmuş demek bu.
Şimdi, gelelim turpun büyüğüne, turpun büyüğü heybede ve soru şu: Madem işçiye, memura, emekliye verilen zamlar gerçek enflasyon oranında ise çalışanların millî gelirden aldığı pay neden düşüyor? Şimdi, asgari ücret asgari ücret olmaktan çıktı, ortalama ücret oldu; toplumun büyük kısmı artık o ücretin altında çalışıyor maalesef. 200 liralık banknotlar 2009'un ilk gününde tedavüle girdi; 2009'da 1 dolar 1,5 liraydı, 131 dolar alıyordunuz; şimdi 13 kat azalmış, 10,5 dolar alabiliyorsunuz. Bu, sizin eseriniz, milyonları yoksulluğa teslim ettiniz.
Neresinden tutsanız bu yama tutmuyor. Kış sert geçiyor, doğru ama bu kışın sonu bahar ve insanlar o yüzden üzülmüyorlar bu yıla girerken.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Çünkü aşağıdan yukarıdan, bu enflasyondan, bu zamlardan yolun sonu görünüyor değerli arkadaşlar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ve çünkü o sene, bu sene diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnşallah, emeklilerimize, memurlarımıza hak ettikleri zamları biz yapacağız diyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)