GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mal Ticareti Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:49
Tarih:12.01.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; 370 sıra sayılı -uluslararası anlaşma- Yasa Teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu ile Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan benim de üyesi olduğum Karma Komisyona dün İYİ Parti Kocaeli Milletvekilimiz Lütfü Türkkan ile Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın dokunulmazlık dosyaları geldi. Karma Komisyonda fezleke sayısı 1 Ocak itibarıyla 1.798 adet; 1.304'ü HDP'li vekillere, 271'i CHP'li vekillere, 21'i AK PARTİ'li, 15'i İYİ Partili, 9'u da MHP'li vekillere ait.

Komisyondaki dosyaların içeriğine baktığımızda, hakaret fiilinden bekleyen dosya sayısı 158. Son on yılda Komisyon gündemine alınan dosya sayısı ise sadece 1. Bugün ise 2 dosya birden gündeme alınıyor ve her 2 milletvekili de muhalefet partilerine mensup milletvekilleri. İktidar partisi milletvekillerine ait hakaret dosyaları ise Komisyonda bekletilmektedir. Sevk edilen dosyaların gerekçelerini ya da bekletilen dosyaların bekletilme gerekçelerini sevkleri yapan makam izah etmelidir.

Değerli milletvekilleri, hukukun güvenliğini sağlayacak olan unsurlar, bağımsızlık ve tarafsızlık sorunu çözülmüş olan yargı organları ile yasama ve yürütme organları arasındaki denge ve denetleme sistemidir. Hukuk devletinin temel direği olan yargı aynı zamanda devletin vicdanıdır. Bu vicdanın siyasi ve ideolojik vesayet odaklarının işgaline uğratılması, toplum hayatına verilen zararların acı örnekleri hafızalardan silinmemiştir, işgal ettiği sürece de bunları yaşamaya devam edeceğiz. Yargının vicdanını işgal edenlerin kimliği, düşüncesi ya da kusurları ne olursa olsun sonuç değişmeyecektir. Bugün itibarıyla bırakınız ceza davalarını, en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışmaya açılmakta, yargıya olan güven çok ağır yaralar almaktadır. Hatalarınızdan dönmenizi tavsiye ediyoruz, hukuk devletini tahrip etmekten artık vazgeçin. İktidarınız kurumların bağımsızlıklarını ellerinden almak ve iktidarınızın emrinde kurumlar yaratmak amacına hizmet etmenin ötesine gidememiştir. Milletin oyuyla gelmekle övünen iktidarınız ne yazık ki milletten aldığı destekle Anayasa'nın dışına çıkmıştır. Bu taşkın, önüne milletimizi almış ve uçuruma doğru sürüklemektedir. Bu taşkın, milletimizin umutlarını söndürmektedir. Bu taşkın, devletin dengesini bozmaktadır. Bu kutsal çatı altında AK PARTİ iktidarını bir kez daha uyarıyoruz: Hukuk devletini daha fazla zedelemeyin, yargının bağımsızlığına daha fazla ilişmeyin. Altını çizerek ifade etmek isterim ki AK PARTİ iktidarı yargıyı yani hâkim ve savcıları, kurdukları otoriter, tek adam sisteminin sonucu yarattıkları korku imparatorluğu neticesi bağımsız ve tarafsız görev yapamaz hâle getirmiştir. Bu durum vicdan sahibi her vatandaş tarafından üzüntüyle gözlemlenmekte, insaf sahibi kurum ve kuruluşlarımızca teyit edilmekte ve hatta uluslararası kuruluşlar dahi raporlarında durumun vahametini gündeme getirmektedir. Her konuşmamızda dile getiriyoruz, yapılan objektif araştırmalara göre, Türk milletinin yargıya olan güveni, yargının adaletle karar vereceğine olan inancı maalesef yüzde 20'lere düşmüştür.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de demokrasinin ve hukuk devletinin karşısındaki en büyük tehditlerden biri, millî irade adına hareket etme iddiasıyla siyaseti ve devleti tekeline alan AK PARTİ'dir. AK PARTİ'nin getirdiği bu sistem demokrasilerin olmazsa olmaz erkler ayrığı sistemini yok etmiş, tüm erkleri birleştirip tek kişiye bağlamıştır. Böylece her alanda olduğu gibi yargı sisteminde de "O ne derse olur." hâle gelmiştir. Bağımsız olmayan yargının tarafsızlığından söz etmek mümkün değildir. İktidara ilk geldiğiniz yıllarda yargı bağımsızlığı ve adalet konusunda en çok şikâyet eden de sizdiniz, bu sebeple de yargıyı ele geçirilmesi gereken bir hedef hâline getirdiniz. Başta kumpas davaları olmak üzere her türlü operasyonla bunu başarıp tek adama teslim edince sizden başka adaletten memnun olan kimse kalmadı. Yirmi yıl içerisinde tüm ülkede olduğu gibi yargı bürokrasisini de korku sarmış oldu. Bu durum hâkim ve savcıları, Danıştay, Yargıtay üyelerini, hatta kâtip ve mübaşirleri bile etkisi altına aldı.

Değerli milletvekilleri, adaletin, devletin idari yapısında ve faaliyetlerinde yeniden tesis edilmesi şarttır. Mevcut iktidarca planlı ve örgütlü biçimde örselenip zedelenen, hatta yok edilen demokratik hukuk devletini, İYİ Parti iktidarında tüm anayasal ve yasal düzenlemeleri hukukun üstünlüğü anlayışıyla ele alıp evrensel hukuk kurallarına göre yeniden düzenleyeceğiz. Bu kapsamda, Türk milleti adına devletin hukuka uygun olarak işleyişi temin edilecek, anayasal sistemin denge denetim mekanizması yeniden tesis edilecektir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemiyle, demokratik düzen içinde, toplumun ve bireyin geleceğine dair hukuk güvenliği sağlanacaktır. Ceza yargılamalarında "masumiyet karinesi" "suç ve cezaların şahsiliği" "şüpheden sanık yararlanır" gibi evrensel hukuk ilkelerine uyulması sağlanarak adil yargılanma hakkı ilkelerine tekrar geri dönülecektir. Soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamasında yasa dışı usul ve yöntemlere asla izin verilmeyecektir. Demokratik hukuk devletinin sigortası temel hak ve özgürlükler teminat altına alınacak, Anayasa Mahkemesi adalet hükmeden bir yargı düzenine, en yüksek mahkeme kimliğine kavuşturulacaktır. Yargı bağımsızlığını ve yargıç teminatını temin ve tesis etmekle görevli ve sorumlu olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu yapısı yeniden düzenlenecek "Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu" olarak ikili sistem tesis edilip siyaset vesayeti kurullar üzerinden kaldırılacaktır. Adalete erişim hakkı yasalarda ve uygulamalarda kolaylaştırılacak, hızlı ve etkin bir adil yargı düzeni sağlanacaktır. Hâkim ve savcıların sınavlarında mülakat mutlaka kaldırılacaktır.

Değerli milletvekilleri, dünyanın tüm ülkelerinde yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatına verilen değer ile hâkim ve savcıların sosyal ve ekonomik hakları paralellik arz etmektedir. Bu durum ülkemizde de aynıdır. Nitekim, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda neredeysek hâkimlere verilen değerde de aynı yerdeyiz yani diplerdeyiz.

Son olarak, Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, güçlendirilmiş parlamenter sistemle birlikte Türkiye'yi şahsım devletinden kurtarıp hukuk devletine dönüştürecek, yargıyı da siyasetin gölgesinden çekip çıkaracağız. Kuvvetler ayrılığını yeniden tesis edecek, kurumlarımızı şeffaf, denetlenebilir hâle getireceğiz; çok az kaldı, inanın çok az kaldı.

Sayın milletvekilleri, bugün -sizlerin de bir kısmını ziyaret ettiği- sağlık meslek liselerinin ebelik bölümünden, hemşirelik bölümünden mezun gençler Meclis koridorlarında bir ümit gezmektedirler. Talepleri şöyle: "Özel meslek liseleri açıldı, 'Devletin hemşireye ihtiyacı var.' düşüncesiyle köyde babamız -affedersiniz- ahırdaki hayvanları sattı, anamız kolundaki bilezikleri çıkarıp sattı. Bizi bu özel okullarda okutarak bir an önce meslek sahibi olmamız ve ekonomik anlamda kendilerine katma değer sağlamamız beklentisi içerisine girdiler. Anamız babamız bu kadar fedakârlık yapıp bizi okuttuğu hâlde, bugün geldiğimiz noktada sayıları 100 bini bulan bu ortaöğretim mezunu hemşirelere atamalarda gerekli öncelik ve değer verilmemektedir." Bu çocukların umutlarının yeşermesi, devlete olan gönül bağının güçlenmesi adına yapılacak atamalarda ortaöğretim mezunu hemşire gençlerimize bir imkân tanınmasını buradan AK PARTİ'li yetkililere, komisyon üyelerine iletiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)