| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 18.01.2023 |
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Yaşamı boyunca Türkiye halklarının barış içinde bir arada yaşaması için mücadele eden sevgili Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü devletin derininde ve yüzeyinde olan pek çok karanlık odağın içinde olduğu organize bir cinayetle katledildi. Cinayetin üzerinden tam on altı yıl geçti arkadaşlar, ancak "Hrant Dink'i öldür!" diyenler yargılanmadı. Bizim önümüze Trabzon Pelitli'den yola çıkarılan bir çete konuldu ve on altı yıldır bizimle dalga geçiliyor ve Hrant Dink'le ilgili adalete bugüne kadar ulaşamadık.
Değerli arkadaşlar, Hrant Dink Ermeni halkının acılarını, hikâyesini, kayıplarını anlatıyordu ve bunu barışın diliyle yapıyordu, bu yüzden de çok etkiliydi. İnsanları etkiliyordu; "Gelin yüzleşelim." diyordu, "Gelin barışalım." diyordu, "Ermeni halkının doktoru Türk halkıdır, Türk halkının doktoru Ermeni halkıdır." diyordu, "Bizler hastalanmış toplumlarız." diyordu, "Barışalım." diyordu. İşte bir ezberi bozuyordu; Ermeni haindir, şudur budur, denilen bir ezberi bozuyordu. Hrant Dink Anadolu'nun bağrından kopmuş, sözlerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ulaştırıyordu. İşte etkili olduğu için, bir ezberi bozduğu için Hrant Dink hedefe konuldu. Hrant Dink geçmişle yüzleşmeyle ilgili haberler yapıyordu ve 6 Şubat 2004 günü Agos gazetesinde, Sabiha Gökçen'in Ermeni bir yetim olduğu iddiasını haberleştirdi. Değerli arkadaşlar, bir kişinin, bir yetimin Ermeni olduğu iddiasıyla ilgili ülkede kıyamet koptu. Oysa geçmişte her 5 kişiden 1'i Ermeni'ydi ve Ermeni halkı bu topraklardan sürülürken yüz binlerce yetim geride kaldı. Sabiha Gökçen'in de bir Ermeni yetim olabileceği iddiası ortaya konuldu. İşte, o noktada kıyamet koptu; Genelkurmay Başkanlığı çok sert bir bildiri yayınladı ve Hrant Dink'i hedefe koydu. Sabiha Gökçen'in Ermeni olması iddiasını Genelkurmay büyük bir tehdit olarak gördü.
Yetti mi? Yetmedi değerli arkadaşlar. İki gün sonra Hrant Dink valiliğe çağrıldı ve 2 MİT görevlisi tarafından tehdit edildi "Dikkatli ol!" denildi, "Ayağını denk al!" denildi. Yetti mi? Yetmedi. Ülkü Ocakları toplandı MHP Şişli İlçe Başkanlığı önünde ve Agos gazetesi önüne kadar nefret söylemleriyle yürüdü ve Agos gazetesi önünde "Hrant Dink hedefimizdir!" dedi Ülkü Ocakları il başkanı, "Hrant Dink hedefimizdir!" dedi.
Yetti mi? Yetmedi. Yargı da harekete geçti. Yargı, Hrant Dink'in bir yazısında hiç kastetmediği ve kastedemeyeceği şekilde Türklüğe hakaret iddiasıyla Hrant Dink'e dava açtı. Bilirkişinin "Böyle bir şey olamaz!" demesine rağmen, Hrant Dink mahkûm edildi ve Hrant Dink onlara göre artık tescilli bir Türk düşmanıydı ve hedefteydi. "Ergenekoncu" denilen bazı aktörler Agos gazetesinin önünde Hrant Dink'i hedef gösterdiler.
Basın da eksik kalır mı? Basın çarşaf çarşaf, manşet manşet Hrant Dink'i hedef gösterdi ve Hrant Dink "Artık hedefteyim." diye, "Niçin hedef seçildim?" diye "Ruh Hâlimin Güvercin Tedirginliği" yazısını 19 Ocak 2007 günü katledilmeden bir hafta önce yazdı ve niçin hedef seçildiğini bütün detaylarıyla anlattı. Ama o dönem AKP iktidardaydı, harekete geçmedi, Hrant Dink'i korumaya almadı. Devletin bütün istihbarat kurumları Hrant Dink'in katledileceğini bildiği hâlde; Jandarma İstihbarat, Emniyet İstihbarat Hrant Dink'i değil, Trabzon Pelitli'den yola çıkan çeteyi kolladılar ve Agos gazetesinin önüne kadar getirdiler. Yüz binler cenazesinde yürüdü Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 günü katledildikten sonra, adalet talep ettiler. Ve Hrant Dink davası bir arınma davası olabilirdi, bu devletin derinliklerindeki karanlık çeteleri ortaya çıkarmak için bir arınma davası olabilirdi ama AKP iktidarı ne yaptı? Dönemin Valisini İçişleri Bakanı yaptı, dönemin Emniyet Müdürünü Vali yaptı, İstihbarat Dairesinin bütün yetkililerini terfi ettirdi görevden alacağına, yargılayacağına. Kamera kayıtlarını yok ettiler, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? İşte, değerli arkadaşlar, Trabzon Pelitli'den yola çıkan o çeteyi bizim önümüze koydular, "Bunlardır katiller." dediler, biz dedik ki: "Biz, 'Öldür.' diyenleri arıyoruz. Kim 'Hrant Dink'i öldür.' dediyse onlardan hesap sormak istiyoruz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GARO PAYLAN (Devamla) - Önce, "Ergenekoncu" denilenleri "FETÖ'cü" denilenler yargıladılar, daha sonra darbe dinamiği devreye geçtikten sonra, daha sonra, 15 Temmuzdan sonra da "Efendim, 'FETÖ'cü' denilenler katilmiş." deyip bizim önümüze bazı FETÖ'cü aktörleri koydular ama bütünleşik sorumluluğun üzerine gidilmedi.
Ali Fuat Yılmazer, dönemin İstihbarat Daire Başkanı üç yıl önce "Mahkemede konuşacağım." dedi, 2 kızını tutukladılar konuşmasınlar diye biliyor musunuz? İşte, devletin derinindeki çete bu şekilde çalışıyor, bir tuğlayı daha çektirmiyor. Ama Hrant Dink davası bu ülkenin bir arınma davasına dönüşebilir. Bugünlerde yine güvercin tedirginliğinde yaşıyoruz Hrant "..."(*) bu şekilde yaşıyoruz, çeteler yine görevdeler çünkü yüzleşilmeyen her suç tekrarlar, bugünlerde de tekrarlıyor.
Seni hiç unutmayacağız "..."(*) (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)