GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:51
Tarih:18.01.2023

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, 27'nci Dönem hem yasama kalitesi hem de kullanmayı elinde tutan erkin kullanımı noktasında Türk tarihinin en zayıf dönemi olmuştur. Maalesef, 27'nci Dönemde Meclis, sarayın noteri işlevini yürütmektedir; noter olmakla kalmamış, bazı yetkilerini de Cumhurbaşkanına devretmiştir. Görüştüğümüz 10'ncu maddede de bunun bir örneğini görmekteyiz. Bu hususun öncesinde bir konuyu da ifade etmek istiyorum.

"Uludağ Alanı" olarak belirlenen coğrafi bölge kanunda sadece teknik bilgi sahiplerinin anlayabileceği bir kroki ve koordinatla belirlenmiştir. Bu durum, kanunların açık ve anlaşılır olması ilkesine aykırıdır. Kanunun ekinde açık bir harita konularak... Bu alan nereyi kapsıyor, millî parkın ne kadarını etkiliyor anlaşılmamaktadır ve nereyi kapsadığının da anlaşılması gerekir.

Sayın milletvekilleri, görüştüğümüz maddeyle, kanunla sınırlı koordinatları ve krokileri belirlenmiş Uludağ Alanının genişletilmesi ve daraltılması yetkisi Cumhurbaşkanına verilmektedir yani denilmektedir ki: "Siz burada bir kanun yaptınız, bir alan belirlediniz ama biz istersek bütün Bursa'yı bunun içine alabiliriz." En azından teori olarak bunu ifade ediyorsunuz. "Kafamıza göre de imar değiştiririz, inşaat yaparız." Bu asla kabul edilebilir değildir. Bununla beraber, Alan Başkanı ataması da doğrudan Cumhurbaşkanı yetkisindedir. Bursa'yla, Uludağ'la hiç ilgisi olmayan birisi bir gece kararnameyle bu Başkanlığın başına getirilebilecektir.

Her şeyi, her yetkiyi, her sorumluluğu Cumhurbaşkanına yüklemek hem bu devlete hem de Sayın Cumhurbaşkanına kanaatimce kötülüktür. Her kararı Sayın Cumhurbaşkanı verecekse bunun neresi demokrasidir Allah aşkına! Sadece seçim yapmak demokrasi sayılmaz ve demokrasi değildir. Demokrasi bütün kurumlarıyla millî iradenin ehliyet ve liyakatinin iradeye yansımasıdır. Biz bu eleştiriyi yaptığımızda bize dediniz ki: "Eskiden de buna benzer yetkiler Bakanlar Kuruluna verilirdi. Şimdi, yürütmede tek yetkili Cumhurbaşkanı." Bu da yanlış bir uygulamaydı, bu iş kanunla yapılıyorsa kanunla değiştirilmelidir. Ancak yine de eskiden en azından bir Bakanlar Kurulu vardı, bakanların iradesi vardı, istişare vardı. Bu sistem ise istifa bile edemeyen atanmış, maaşlı siyasi memurları bize bakan olarak sunmuştur.

Bu madde kesinlikle tekliften çıkartılmalıdır. Alan sınırları değişecekse yine ilgili teklif Gazi Meclise gelmeli, milletin gözünün önünde bu işlem yeniden kanunla yapılmalıdır. Başta Bursalılar olmak üzere, milletimiz bu talana karşı cevabını inşallah sandıkta verecektir.

Saygıdeğer milletvekilleri, "İşler hızlı yürüyecek, çok başlılık ortadan kalkacak." diye sunduğunuz bu alan başkanlığı sistemi vadettiği şeyleri gerçekleştirememektedir. Örneğin, Kapadokya Alan Başkanlığının kendi hazırladığı Stratejik Plan İzleme Raporu'na baktığımızda, 2022 sonu için planlanan işlerin çoğu yüzde 30-40 seviyelerindedir. Koruma kamulaştırmaları ise yüzde sıfırda kalmıştır. Kapadokya'nın dünya turizmindeki yerini güçlendirme projesi yüzde 18 başarıyla devam etmektedir. "Kapadokya Alan Başkanlığı" denildiğinde tek övünülen şey kaçak yapıların yıkılması olmuştur. Arkadaşlar, dünya turizmindeki yerini güçlendirmede yüzde 18'deysek Alan Başkanlığı ne işe yaramaktadır? Mesele sadece kaçak yapı yıkmaksa belediyenin yetkilerini genişletiriz, bunu zaten belediye yapardı. İktidar pratikte ise son derece başarısız işler yapmaktadır. Aynı durum bugün Uludağ için de geçerlidir. Yirmi senedir oturup kapsamlı bir kanun düzenlemesi yapamayan, varsa yetki karmaşasına son veremeyen iktidar bunu rant ve talana kılıf yapmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Bitireyim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Çok teşekkür ederim.

Yüzlerce endemik bitki, koruma altındaki tür, paha biçilmez su kaynakları hiç uğruna tehlike altındadır.

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Bitkiler ve ağaçlar Allah'a secde ederler." Uludağ da bu secdenin en harika, en mucizevi yerlerinden biridir yani kutsaldır. Bu kutsiyete, bu doğa harikasına dokunmak Allah'ın da gücüne gidecek, kulun da gücüne gidecektir.

Bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)