GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:51
Tarih:18.01.2023

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Televizyonları başında bizleri izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

AKP'nin yirmi yıllık iktidarı döneminde en belirgin özelliği ne diye sorarsanız sanırım, ülkeyi keyfî yönetim biçimine nasıl dönüştürdüğünü söyleyebiliriz. Evet, bugün bu keyfîliğin sınırsız uygulandığı mekânların başında da elbette ki cezaevleri geliyor. Cezaevlerinde yasa yok, hukuk yok, Anayasa yok, cezai mevzuat yok. Peki, ne var? AKP yukarıdan ne söylüyorsa, kendi politik söylemleri neyi gerektiriyorsa aşağıdakiler, kurumlar bunu yasa yerine geçiriyorlar. Onun için de cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de bitmiyor. Her gün bir hak ihlali haberini alıyoruz, tutsaklara yönelik her gün şiddet uygulamalarını duyuyoruz, gündeme getiriyoruz.

Bakın, bu hak ihlallerinin en fazla yaşandığı cezaevlerinden bir tanesi de Ağrı'da bulunan Patnos Cezaevi. Patnos Cezaevinde yaşanan sorunlara dair aslında defalarca bu kürsüde bu sorunları ifade ettik, Adalet Bakanlığına önergeler verdik. Adalet Bakanlığını sorumluluğunu yerine getirmeye davet ettik ama bırakın Adalet Bakanlığının sorduğumuz sorulara cevap vermesini, cezaevinde şu an yaşanan hak ihlalleri artık pervasız bir biçime dönüştü. Yani bırakın bu sorunların çözülmesini, bu sorunlar gittikçe ağırlaşıyor, ağırlaşmış bir hâl aldı. Yani keyfiyet artık pervasız bir şekilde hiçbir hesap verilmeyeceğinin farkındalığıyla gittikçe artıyor, çok rahat bir şekilde her şeyi söylüyorlar, her şeyi de yapıyorlar.

Bakın, neler yapıyorlar mesela; Patnos Cezaevinde tutukluların, avukatların, ailelerin bize ulaştırdığı bilgilerdir bunlar. Her gün koğuş basıyorlar. Ya, zaten 7/24 izlediğiniz, gözlediğiniz, takip ettiğiniz koğuşları her gün basmanızın mantığı ne? Ya, burada işkence yapmanın dışında bir maksat, bir amaç yok. Yine, tutsaklara verilen kitaplar sınırlandırılıyor, 6 tane kitap veriliyor. Şimdi, siz tutsakların kitap okumasından neden rahatsızsınız? Neden böyle bir uygulama getiriyorsunuz? Burada nasıl bir amaç var? Evet, amaç belli; siz tutsaklara cezaevinde de işkence yapmak, hak ihlallerini aslında yükseltmek amacıyla yapıyorsunuz.

Bakın, son dönemlerde yine en fazla uygulanan yöntemlerden bir tanesi; örneğin, mahpuslar, hasta mahpuslar özellikle zaten aylarca revire götürülemiyor, zaten hastane koşulları çok zor ama diyelim, bir tanesi hasbelkader oldu da hastaneye götürüldü, bu sefer götürürken "Ağzının içini aç, arayacağım." deniyor. Ya, ağız içi arama ne? Siz ne arıyorsunuz ağzının içinde? Bakın, bu, insanlık onuruna karşı işlenen bir suçtur. Daha önce çıplak arama çok gündeme geldi, bu kürsüde çokça konuşuldu. Siz her seferinde "Hayır, biz çıplak arama yapmıyoruz." dediniz ama en sonunda bunu kabul etmek zorunda kaldınız. Şimdi de ağız içi aramayı, benzer bir işkence yöntemi olarak tutuklulara karşı kullanıyorsunuz. Bununla da yetmiyor insanları yıllardır suçsuz bir şekilde adil yargılamadan cezaevlerine attınız. Sonra ne oldu? Şimdi insanlar cezasını bitirmiş ama tahliye edilemiyor. Bu sefer "Cezaevi Gözlem Kurulu" diye bir saçmalık çıktı, gerçekten ikinci bir mahkeme hâlini aldı. Bu sefer insanlar cezasını bitiyor -otuz yıl, yirmi yıl, on yıl- geliyor işte, eften püften sebeplerle tahliyesi engelleniyor. Neymiş efendim? "Suyu fazla kullandın, elektriği fazla tükettin. Onun için sen uyum sorunu yaşıyorsun, ben seni tahliye etmiyorum." Bakın, buna benzer -örnek- onlarca tutsağın başvurusu var, avukatların itirazları var, sadece bir tanesini size anlatacağım. Mukaddes Kubilay bizim Ağrı Belediye Eş Başkanımız. 2016'da belediyemiz gasbedildi, kayyum atandı. 2017'de Mukaddes Kubilay tutuklandı, beş buçuk yıl cezaevinde yattı, cezası bitti yani cezası aslında Temmuz 2022'de bitti ama hâlâ tahliye edilmedi, altı aydır Mukaddes Kubilay tahliye edilmiyor. Gerekçe ne biliyor musunuz? Görüşe gelen diğer tutukluların ailelerine selam vermek. Selam vermek tahliyenin önüne bir engel olarak konulmuş. Şimdi, bir de ne oldu bu arada? Mukaddes Kubilay tahliyesinin engellendiği bu süre içerisinde kardeşini kaybetti. Taziyeye gitmek için başvuruda bulundu. Mukaddes Kubilay için denildi ki: "Sen bir güvenlik tehdidi oluşturuyorsun, biz güvenliği sağlayamayız." Mukaddes Kubilay bir güvenlik gerekçesi değildir. Aslında güvenlik sorunu da güvenlik gerekçesi de AKP'nin bu adaletsiz yaklaşımlarıdır, bu adaletsiz tutumlarıdır. Bu meselenin böyle ele alınması, böyle intikamvari amaçlar için kullanılması tehdidin asıl kendisidir. Bir kez daha burada söylemek istiyorum: Bu uygulamalardan, cezaevlerine yönelik bu politikalarınızdan bir an önce vazgeçin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bakın, geçen yine cezaevlerinden bir mektup aldım, orada deniliyor ki: Dışarıdan manzara fotoğrafları ya da kartları geliyor, verilmiyormuş. Gerekçe neymiş? Bu kartlardan tutuklular, tutsaklar, mahpuslar moral alıyormuş. İşte moral almaktan bile korkan, kaygı duyan bir AKP iktidarı var. Ama siz ne yaparsanız yapın, AKP iktidarının bu zulmü karşısında biz moral vermeye, moral almaya, dayanışmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)