GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ben konuşmama başlamadan önce özellikle saray iktidarını tebrik etmek istiyorum. Türkiye 2022 yılında dünya listelerine girdi, gerçekten bu sizin başarınız. Yanlış anlaşılmasın, enflasyon tek haneye indirildiği için değil, altın fiyatları, döviz düştüğü için değil, evet, asgari ücrete yapılan zam nedeniyle değil, emekliye, memura, işçiye yapılan zam nedeniyle değil, tabii ki konut fiyatlarının fahiş fiyat artışıyla listeye girdiniz. Küresel Konut Fiyat Endeksi 2022 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre, Türkiye yüzde 189'la 1'inci sırada yer alıyor. Bakın, bize en yakın ülke, 56 ülke içinde 2'nci sırada yüzde 27'yle Estonya var, ardından, yüzde 23'le Macaristan, Çekya ve İzlanda geliyor. İşte, dünyada en çok kira artışı olan ilk 5 şehrin yine Türkiye'de ilk 3'le yer alması da tesadüf değil. Biz buna "barınma krizi" diyoruz. Evet, Türkiye çok büyük barınma krizi içerisinde, buna siz soktunuz. Halkın barınma sorunu olduğunun gayet farkında olduğunuz için de mayıs ayından beri sürekli proje açıklıyorsunuz. 1'inci proje olarak mayıs ayında düşük faizli konut kredisi müjdesi verdiniz, adı 0,99 faizli İlk Evim Konut Finansmanı Paketi. 0,89 faizli, yine aynı paket içinde, Genişletilmiş Konut Finansman Paketi de yer aldı ve inşaat sektörüne de özel kredi garanti paketi getirdiniz. Şimdi, her 2 krediden kime ne verildiğini biz öğrenemedik. Kaç kişi bu ilk 2 krediden yararlandı, 3'üncüden kaç inşaat firması yararlandı? Bunu Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşmeleri sırasında Bakana da sorduk, bunun cevabı yok, cevapsız bıraktı.

(Uğultular)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, duyamıyoruz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, biraz sessiz lütfen.

OYA ERSOY (Devamla) - 2'nci projeyi eylül ayında açıkladınız, düşük gelirli yurttaşlar için cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi olarak pazarladığınız İlk Evim İlk İş Yerim Projesi'ydi bu. Evet, cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal projesinde 5.500 liraya geçinmeye çalışan yurttaşlara "Biraz dişinizi sıkarak, biraz eşinizden dostunuzdan alarak, biraz da ek mesai yaparak taksitleri ödeyebilirsiniz." dediniz. Bu projelerle amacınız neydi? Şöyle anlattınız: "Arzı biz artıracağız, hem konut hem de kira fiyatlarını düşüreceğiz, aşağı çekeceğiz." Ne oldu peki, kiralar düştü mü? Hayır, düşmediği gibi İstanbul'da bir evi kiralamaya giden bir yurttaş artık şu cevapla karşılaşıyor: "Sizden daha fazla veren var." Yani kiraları ihale usulüne bindirdiniz.

Şimdi de "orta gelirliler" diyorsunuz bu yasa teklifindeki projeye, Yeni Konut Finansman Programı. Buradaki, bütün bu projelerdeki sorun şu: Siz tüm bu projeleri kimin için yapıyorsunuz? Ekonomik kriz karşısında inşaat sektörünü canlandırmak için mi, yoksa halkın barınma sorununu çözmek için mi?

Şimdi, teklife bakalım, ne var bu teklifte? Yandaş müteahhitlere kaynak aktarmak var, yurttaşları borçlandırmak, finans çevrelerini yani faiz lobilerini ihya etmek var, tabii ki Cumhurbaşkanına yetki var. Amaç ne? Yurttaşların konut edinmesi, öyle mi? İstanbul'da 2 milyonun altında herhangi bir konut yok. 3 milyon liralık konut kredisi çeken bir yurttaş aylık ne kadar ödeyecek? Sadece on beş yıl üzerinden hesapladığımızda 13.500 lira kredi ödemesi yapacak; ha, bu arada, bu enflasyon koşullarında geçimini de sağlamaya devam edecek. Asgari ücret ne? 8.506 lira. En düşük memur maaşı 11.848 lira. En düşük emekli maaşı ne? 5.500 lira, o da hazine takviyesiyle. Asgari ücreti ortalama ücret hâline getirdiniz siz, artık "orta gelir grubu" diye bir şey bırakmadınız. İş gücünün üçte 2'si asgari ücretle çalışıyor, 25 milyondan fazla insanın da açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşadığı bir ülke yarattınız.

Peki, bu ülkede bu kredileri kim ödeyebilecek? Evet, tabii ki zenginler ödeyecek. Ne için alacak, kendi konut ihtiyacı için mi alacak? Tabii ki yatırım amaçlı alacak. Zaten bugün hem ev fiyatlarının hem de konut bedellerinin bu kadar artmasının sebebi, siz konutu barınma ihtiyacı olmaktan çıkardınız, yatırım aracı hâline getirdiniz; bütün sorunun kaynağı bu. 2001 krizi sonrasında siz bunu bilinçli olarak tercih ettiniz, inşaata dayalı ekonomik büyüme politikasını yürürlüğe soktunuz ve bu politika gayrimenkul yatırımlarını cazip hâle getirdi; konut, barınma değil yatırım aracı hâline geldi. Bu süreçte sadece özel değil kamu da kâr beklentisiyle projelere girişti. Bunu kimle yaptı? Tabii ki TOKİ aracılığıyla yapıldı. Kamu arazilerini kamu-özel iş birliğiyle rant yaratan projelere tahsis ettiniz. Sonuç ne? Türkiye, 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla konut fiyatlarının yıllık yüzde 189 yükseldiği bir ülke hâline geldi. Şimdi, aynı dönemde enflasyondan arındırılmış gerçek artış ne? Yüzde 58 oldu ve bu da konut fiyatlarının enflasyonun üstünde arttığını gösteriyor. Parası olan o nedenle konuta yatırım yapıyor yani altın, döviz almıyor konut alıyor çünkü konut daha fazla kâr getiriyor. Geldiğimiz noktada da mevcut konut piyasası yoksul, göçmen, öğrenci, gerçekten barınma ihtiyacı için konut almak isteyen halkın değil, tamamen üst sınıf için yatırım amaçlı lüks konut üretimine girişilmiş durumda ve bu lüks konut fiyatları tamamen kiraların da konutun da değerini yukarıya doğru çekiyor. Evet, o nedenle, sorun stok sorunu değil, sorun nitelik meselesi. Siz hâlâ bu getirdiğiniz teklifle konut arzını desteklemekten bahsediyorsunuz.

Şimdi, TÜİK verilerine bakalım: Sadece 2002 ile 2020 yılları arasında ülke genelinde 12,5 milyon yeni konut üretilmiş, aynı dönemde toplam haneye yaklaşık 4 milyon yeni hane eklenmiş; her yeni hane için -yani ne olmuş- 3 tane daha yeni konut üretilmiş. Dışarıdan göçün arttığı 2010 yılı sonrasında yılda ortalama 280 bin yeni haneye karşılık 820 bin konut üretilmiş. Özellikle büyük kentlerde konut stokunun azlığından bahsetmek mümkün değil. Mesela, İstanbul'u örnek verelim: İstanbul Planlama Ajansının konut sorununa yönelik araştırması var. Bu araştırmaya göre 1 milyon 800 bin konut boş durumda. Nerede bu konutlar, TOKİ'nin yaptıkları da dâhil olmak üzere? Özellikle bu konutların önemli bir bölümü İstanbul'un kuzeyinde, yani orman alanlarına yerleşmiş yani siz konut piyasasını yani inşaat sektörünü canlandırırken aynı zamanda doğayı da katlediyorsunuz, kurdun kuşun hakkını da gasbediyorsunuz.

Evet, bu kadar boş konut varken kiralar artmaya devam ediyor. Konut yatırım aracı olmaktan çıkarılmadıktan sonra bu artışı engellemek, halkın barınma krizini çözmek mümkün değil.

Evet, siz halkı sürekli borçlandırarak devam etmeye çalışıyorsunuz. Bakın, 2002 yılında yurttaşların bankalara tüketici ve kredi kartı borcu dâhil 6,3 milyar lira seviyesinde bir borcu var ama bugüne baktığımızda, konut, taşıt, ihtiyaç, bireysel kredi kartlarına dair toplam borç ne kadar olmuş? Bugün itibarıyla bu borç 550 kat artmış. Peki, bu borçlar ödenebiliyor mu? Hayır, ödenemiyor. 16 Eylül 2022 tarihi itibarıyla takibe alınan tüketici kredisi miktarı 22 milyar 562 milyon lira, bunun yüzde 96,5'ini 21 milyar 770 milyonla ihtiyaç kredileri oluşturuyor. Yani halk normal yaşamını geçirebilmek için krediye başvuruyor, krediyle ayakta kalıyor ve artık bu krediyi bile ödeyemez hâle geldi ama siz, bu ülkeyi, insanların sadece yaşamını sürdürebilmek için borçla ayakta kalmasına uygun hâle getirmeye çalışıyorsunuz ve şu an bu ekonomik kriz koşullarında, seçim öncesinde herkesin cep telefonlarına bankalardan 10 bin lira, 20 bin lira, altı ay vadeli, faizsiz borç reklamları geliyor.

Evet, ülkemizin şu an yaşadığı tüm sorunların kaynağı sizsiniz, saray iktidarıdır, saray rejimidir ama siz, bu sorunların nedeni kendiniz değilmişsiniz gibi sözde çözmeye çalışıyorsunuz ve göz boyama operasyonları yapıyorsunuz; bu yasa teklifi de bu göz boyama operasyonlarından bir tanesidir. Halkların sırtına yüklediğiniz yıkımı yok "Asgari ücreti artırdım." yok "Emekli maaşlarına zam yaptım." yok "Arsa dağıtıyorum, konut dağıtıyorum, tapu dağıtıyorum." diyerek saklayamazsınız, geçti artık o günler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

OYA ERSOY (Devamla) - Evet, artık geçti o günler; umut tacirliği yaparak iktidarda kalamayacaksınız. Bu ülkenin bütün sorunlarının nedeni sizsiniz, saray rejimidir, yarattığınız rejimdir. Bu ülkeyi kilitlediniz ve kilitlenen Türkiye'nin anahtarı bizde, biz açacağız. Sadece halkımızın, kadınların, işçilerin, emeklilerin, evet, istismara maruz bırakılan çocukların, geleceği çalınan gençlerin değil, aynı zamanda doğanın hakları için, kurdun kuşun hakkı için, börtü böceğin hakkı için sizi biz göndereceğiz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)