| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 25.01.2023 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; 1'inci madde kooperatiflere ilişkin. Bu torba yasanın 1'inci maddesi, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası yeniden düzenleme konusu edilmiş. Kooperatifler Kanunu ve burada yer alan diğer yasalar aslında 27'nci Yasama Döneminde birçok kez değiştirilmiş, düzenlenmiş.
Burada iki konu var 1'inci madde açısından. Birincisi, yasama işlemi açısından, hukuk devletini ilgilendiren yönü; ikincisi, düzenleme konusu bakımından, sosyal devleti ilgilendiren yönü kooperatiflerin. Ben kısaca bu konuyu her ikisi açısından değerlendirmeye çalışacağım.
Nedir hukuk devletini ilgilendiren yönü? Genellikle yasayla düzenleme yapılması gereken alanlar yönetmelikle düzenleniyor, yönetmelikle düzenleme konusu yapılıyor, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyor ve bu kez yasaya geçirilmeye çalışılıyor ama bir, çok geç; iki, eksik düzenleme yapılıyor; üç, şeklî anlamda yasal düzenleme yapılıyor. Burada değil, burada yapılmış ama genellikle böyle. Bu nedenle, hukuk devleti açısından çok ciddi bir sorunla karşı karşıya bulunuyoruz. Yani erkler ayrılığı, yasama, yürütme, yargı ve normlar hiyerarşisi, yasa mı yönetmelik mi? Bu açıdan sorun yasaya geçirildiği zaman bir düzenleme, yönetmelikten sonra belirsizlik ve öngörülemezlik ögeleri yasada kendini gösteriyor. Bu nedenle, şeklen yasayla düzenleniyor olmakla birlikte, aslında ilgili yasa maddesi her zaman yasa maddesi olma niteliğini taşımıyor. Bu, tabii, aynı zamanda genellik, nesnellik ve eşitlik ölçütlerinin yasal düzenlemede dikkate alınmamasından kaynaklanıyor.
Burada söz konusu olan, aslında yinelenerek aynı konu, aynı konu. Benzer konular var, 27'nci Yasama Döneminde diğer konular var hukuk ve liyakat açısından ama yönetmelik konusu... Sürekli ısrar ettiğimiz hâlde, yasayla düzenlenmesi gereken konu yönetmelikle düzenleniyor. Anayasa Mahkemesi iptal ediyor ve yeniden bir başka yasada yasanın konusu yönetmeliğe bırakılıyor. Zaten yasama organı birçok alanı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine bırakıyor ama onunla yetinmeden yönetmeliğe bırakıyor. Bu, ciddi olarak yasama organının, bizim sahip olduğumuz asli ve genel yetkinin, 7'nci maddenin ihlal edilmesi anlamına geliyor. Ama sıradan bir ihlal değil, kararlı, sürekli, tekrar eden bir ihlal.
Peki, acaba bunun sosyal devlete ilişkin yönü nedir? İşte, bu da tam tamına kooperatiflerdir. Kooperatifler çünkü bizim Anayasa'mızda madde 171'de hem üretim hem tüketim kooperatifleri düzenleniyor. "Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır." Üretim ve tüketim, bu çok önemli ve bunun için tabii ki genel bir yasal düzenleme gerekiyor; partimizin bu konuda çalışmaları var ama geçiş döneminde genel ve bütüncül bir yasal düzenleme yapma gereği de açık. Şimdi ilginçtir, devam eden maddeler, tüketicilerin korunması, 172; 173, esnaf ve sanatkârların korunması, kooperatif, tüketiciler ve esnaf ve sanatkârlar. Böyle bir Anayasa hatırlamıyorum ben yani bu kadar sosyal devletin yükümlülüklerini özellikle üreticiler ve tüketiciler açısından, küçük esnaf açısından bir arada düzenleyen hükümler ama gelin görün ki çok değinildi, AVM'ler konusu. Paris'te, Londra'da rastlayamazsınız şehrin içerisinde AVM'lere. Aynı zamanda, sadece çevresel koşullar ve şehircilik ilkeleri açısından değil, küçük esnafı korumak açısından da bu tür hükümler bulunmadığı hâlde o ülkelerin anayasalarında, orada bu denge söz konusu. Bu nedenle, aslında bizim sorgulamamız gereken husus, biraz önce belirttiğim, hukuk devleti açısından karşı karşıya geldiğimiz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Tamamlayacağım Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...eksikliklerin yanı sıra aslında ikisinin birlikte düşünülmesi... Bu limanlar konusu, limanlar konusu yani Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği ve iptal ettiği hâlde yeniden düzenleme yaptığımız konu. 7350 sayılı Yasa'yı iptal etti ve 7429 sayılı Yasa'yla aynı konuyu yeniden düzenledik. Ne pahasına? Özel girişim özgürlüğünü de kaldırma pahasına. Yani burada, yalnızca küçük esnafın korunmuyor olması değil, Anayasa'nın sosyal devlete ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi söz konusu değil, Anayasa'nın aynı zamanda özel girişim özgürlüğüne ilişkin hükümlerinin de ihlali söz konusu. O nedenle, mesela kapitalizm veya neoliberalizm nitelemelerine ben katılmıyorum çünkü bu, ne kapitalizmdir, ne neoliberalizmdir; bu bir kaptıkaçtı düzenidir, bunun da nedeni Anayasa'ya üstünlüğe saygı duyulmamasıdır.
Saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)