GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 395 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 8'nci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddeyle TOBB'un gelirlerinin yüzde 2'sinin Türkiye Odalar ve Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesine tahsisini hükmeden on beş yıllık süre yirmi beş yıla yükseltilmektedir. İYİ Parti Grubu olarak bu maddeyi olumlu bulduğumuzu belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, toplamda 700 bin civarında öğrencinin eğitim aldığı ve sayısı 79'a varan vakıf yükseköğretim kurumları, yükseköğretim sistemi içerisinde önemli bir konuma gelmiştir. İstanbul'da 47, Ankara'da 13 olmak üzere birçok ilde vakıf yükseköğretim kurumu mevcuttur. Hemen ilave etmeliyim ki eğitimin niteliği ve araştırma geliştirme çalışmaları açısından devlet üniversitelerinde gördüğümüz sıkıntılar ve farklılıklar vakıf üniversitelerinde de fazlasıyla mevcuttur.

Değerli milletvekilleri, YÖK'ün hazırladığı Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2021 Raporu'nda vakıf üniversitelerinin hukuki statüsünün Anayasa'mızın 130'uncu maddesine ve 2547 sayılı YÖK Kanunu'na tabi olduğu, vakıflar hukukuna göre işleyeceği ve asla kazanç amacı güdemeyeceği belirtilse de bazı vakıf üniversitelerinde mütevelli heyet başkanlarının üniversiteyi şirket gibi bile değil, kendi özel mülkleri gibi yönettiği basına yansıyarak haberlere konu oldu.

Değerli milletvekilleri, vakıfların nasıl yönetileceği kanunda açıkça belirtildiği hâlde, milyon dolarlık servetlerle bazı vakıf üniversitelerinin satıldığı ya da mütevelli heyet üyeliğinin devri yoluyla yurt dışında paralar yatırılarak devredilen çok sayıda vakıf üniversitesi olduğu gibi bazı vakıf üniversitelerinin yabancı şirketler tarafından satın alındığı da gazetelerde haber oldu. Vakıf üniversitesinin kaynakları, kurucu vakfın katkıları ve öğrenci gelirleri olup bu üniversitelerin pek çoğunun bu gelirler dışında gelirleri bulunmamakta ve vakıf katkısı çok sınırlı kalmaktadır. TOBB'un gelirlerinin yüzde 2'sinin bir kısmının TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesine tahsisi bu açıdan değerlidir. YÖK raporunda vakıf üniversitelerinin gelir gider kalemlerinin kamu kuruluşlarındaki gibi şeffaf olması gerektiği ve kamuya açık bir tarzda denetlenmesi gerektiği dile getirilse de bu üniversiteler yeterince denetlenmiyorlar.

Değerli milletvekilleri, uluslararası arenada hiç bilinmeyen vakıf üniversitelerinin pek çoğu, bir öğrencinin üniversiteye maliyetinin katbekat üstü ücreti talep etmektedir. Bu tür üniversitelerde reklam ve tanıtım için ayrılan bütçelerin çok fazla olduğu, araştırma geliştirme faaliyetlerine ise sembolik harcamalar yaptıkları hayretle izlenmektedir. Uluslararası arenada, Dünya Üniversiteler Sıralaması'nda zaman zaman ilk 500'e giren ve Türkiye'de çok bilinen nitelikli vakıf üniversiteleri de bulunmaktadır. Dolayısıyla, vakıf üniversitelerinden bahsederken biz de bu 2 grubu ayırt etmek durumundayız yani hepsini aynı sepete koyamayız.

Değerli milletvekilleri, 2020'de kabul edilen 7243 sayılı Kanun ve Yükseköğretim Kanunu'nda yapılan değişiklik uyarınca "Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından daha az ücret verilemez." denilmesine rağmen bu üniversitelerin bazıları öğretim üyelerine yasada belirtilen ücretleri de ödemiyor. Bu yanlışlık denetlenmeli ve öğretim elemanlarının mağduriyetleri giderilmelidir.

Değerli milletvekilleri, bazı vakıf üniversitelerinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 50 ile 65 arasında olduğu bilinmektedir. Kampüsü ve yeşil alanı bile olmayan, bir binada hizmet veren bazı vakıf üniversitelerinde az sayıda öğretim üyesiyle bu kadar çok öğrenciye nitelikli bir eğitim nasıl verilebilir? Vakıf yöneticilerine bu yanlışlıkları yapma imkânını kimler veriyor? YÖK, Vakıflar Yasası'nın ve YÖK Yasası'nın ihlal edilmesine nasıl göz yumuyor, anlamakta güçlük çekiyoruz. Ayrıca, bu üniversitelerde yıllık performans değerlendirmesi yapılıyor mu, merak ediyorum.

Değerli milletvekilleri, sözlerime son vermeden önce tekrar hatırlatmak isterim ki vakıf kanunlarını ihlal edenler yetim malını çalanlar gibidir.

Sayın YÖK Başkanına sözüm var: Birçok vakıf üniversitesinin devasa reklam harcamalarıyla gençlerin umutlarını çalmalarına seyirci kalmamalısınız. TYT ve AYT'de baraj puanlarının kaldırılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - TYT ve AYT'de baraj puanlarının kaldırılması, birçok devlet ve vakıf üniversitesinin boş kalan kontenjanlarının üniversiteye giriş donanımı olmayanlarca doldurulmasından ve vakıf üniversitelerine maddi katkı sağlamaktan başka bir şeye yaramamıştır.

Değerli milletvekilleri, son olarak belirtmeliyim ki eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, eğitimi para kazanma aracı olmaktan çıkarmak, eğitimde parası olan ile olmayan arasında eşitlik sağlamak devletin birinci dereceden görevidir. Bir milletvekili, bir üniversite hocası ve eski bir rektör olarak inancım odur ki İYİ Parti iktidarında AK PARTİ'nin eğitim hayatına getirdiği bu bozuk düzeni ortadan kaldıracak ve eğitimde olmamız gereken yerde olacağız; az kaldı diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)