GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:54
Tarih:25.01.2023

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 395 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Kamu finansmanı ve borç yönetimi düzenlemesi; şimdi, arkadaşlar, burada "düzenleme" lafını gördüğüm zaman ben kahkahalarla güleceğim geliyor. Niye? Ya, arkadaşlar, geldiğiniz günden beri, yirmi yıldan beri neye el atmışsanız her şeyi bozdunuz. Hangi düzeni yarattınız? Hangi düzeni kurdunuz? Hangisini düzelttiniz de bir düzen yarattınız? Bize söyleyin, biz de şunu not alalım hiç olmazsa yani yirmi yılda bir hayırlı iş yapmışsınız diye.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 57 tane hükûmetin yaptıklarının hepsini teker teker sattınız; gübre fabrikalarını sattınız, şeker fabrikalarını sattınız, efendime söyleyeyim, kâğıt fabrikalarını sattınız, Süt Endüstrisi Kurumunu sattınız, Et ve Balık Kurumunu sattınız, sattınız, sattınız, sattınız...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Onlar bizden önce satıldı.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Şimdi, Toprak Mahsulleri Ofisimiz vardı değerli arkadaşlar. Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 senesinde kurulmuş. Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin kara gün dostu olarak bilinir. Bu Toprak Mahsullerinde yıllardan beri hiçbir iyileştirme yapılmadı, yirmi yıldan bu yana hiçbir çivi çakmadınız; küflendi, delindi, tabii kullanılamaz hâle geldi. Bunu kullanılamaz hâle getirmenin sebebi ne biliyor musunuz? Kendi yandaşlarına lisanslı depoculuk kurdurmak, lisanslı depoculuk. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Evet, kendi yandaşlarına para kazandırmak.

Şimdi, değerli arkadaşlar, yok pahasına kamu kuruluşlarını satarak, hatta ellerinde hiç para olmayanlara devletin bankalarından kredi çıkartarak satıp daha sonra yürütemeyecekleri için bunu 5 katına, 10 katına başkasına satarak sermaye yarattılar kendi yandaşlarına. Bu sermayeyle şimdi lisanslı depoculuk yapıyorlar.

Değerli arkadaşlar, özellikle MHP'den arkadaş var mı? Milliyetçi arkadaşlar, lisanslı depoculuk nedir? Lisanslı depoculuk, değerli arkadaşlar, lisanslı depoculuğun...

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Genel Kurula konuş! Lisanslı depoculuğun ne olduğunu biliyoruz.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Ben, burada salona konuşuyorum, sana da dönerim, oraya da dönerim, sola da dönerim arkadaşlar.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Genel Kurula konuş!

BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Lisanslı depoculukta, değerli arkadaşlar, deponun yarı parasını, yüzde 50'sini devlet hibe olarak verir geriye 1 kuruş almadan. Yani şöyle söyleyeyim: 3.500 tonluk 24 tane silo kurarsanız, serin silo; bunun 12 tanesini devlet kurar, size teslim eder ve 1 kuruş geriye almaz ve daha sonra, hububatın satışı olduğu zamanlarda, çiftçi malını getirdiği zaman Toprak Mahsulleri Ofisi malı alır, depoya koyar, depoya kira verir değerli arkadaşlar. Görebiliyor musunuz, düşünebiliyor musunuz soygunu? Aynı şekilde, çiftçiye de deniyor ki: "Malını getir, lisanslı depoya koy, altı ay hiçbir para ödemeyeceksin, hiçbir kira ödemeyeceksin."

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Alıyorlar.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Yatır oraya, depoya malını da ondan sonra çekerken görürsün kira var mı, yok mu? Bir deneyin bakalım, var mıymış, yok muymuş?

Değerli arkadaşlar, aynı zamanda, öyle bir düzen ki... Şimdi, malını teslim ediyorsun, 1'inci kalite mal; 1'inci kalite malı kim tayin ediyor? Oradaki lisanslı depoculuk. Acaba 1'inci kalite mi gösteriyor, acaba 1'inci kalitedeki depoya mı koyuyor? Diyelim ki yarın bunu almaya kalktığınız zaman, bir fabrikaya satmaya kalktığınız zaman, fabrika alıyor senden kâğıdı gidiyor, bakıyor, 2'nci, 3'üncü kalite depoda "Ben bu fiyatı verdim ama 1'inci kalite diye verdim sana, şimdi, bu 1'inci kalite deposu değil, bu parayı ben sana veremem." diyor. Çiftçi kendi verdiği vergiyle devlet tarafından lisanslı depoculuğu kendi başına bela açmıştır değerli arkadaşlar, maalesef böyle. Yirmi yıldan beri kurduğunuz, getirdiğiniz düzen, bu düzen değerli arkadaşlar. Evet, düzenin adı şimdi anlaşıldı değil mi? Ne düzeniymiş? Yağma düzeni; evet, yağma düzeni değerli arkadaşlar. Siz, bu Türkiye'ye geldiğiniz günden beri bir darülharp olarak gördünüz ve bugüne kadar yaratılmış ne kadar değer varsa bu değerlerin hepsini kendinize bir şekilde almak, yandaşlarınıza bir şekilde peşkeş çekmeyi hak gördünüz değerli arkadaşlar, maalesef böyle. Türkiye bunun için geldi, buraya dayandı. Dayandığı yer neresi? Dayandığı yer, değerli arkadaşlar, iflas. İflas niye yapılır biliyor musunuz? Bilmeyen, işten anlamayan tüccar, müsrif tüccar yahut da sanayici geçinenlerdir. İşi bilen iflas etmez değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Teşekkür ederim.

İşi bilen iflas etmez. Onun için ben buraya her çıktığımda size söylüyorum, sizden sanayici olmaz, sizden bilim insanı olmaz, sizden sanatçı olmaz, sizden sporcu da olmaz. Bunlar emek ister, bunlar yürek ister, bunlar, arkadaşlar, bir eğilim ister. Ne yaparsınız biliyor musunuz? Tüccarlık yaparsınız. O tüccarlığı da nasıl yaparsınız, onu da söyleyeyim. Devletten, iktidardan ithalat yetkisi alırsınız, o ithalat yetkisini getirirsiniz bir başkasına verip de ithalatı yaptırır, dağıtır Türkiye'nin her tarafına, siz de oradan avantasını alırsınız; sizin yaptığınız bu.

Diğerlerine de değinmek istemiyorum. Biliyorsunuz bir sürü AVM, değerli arkadaşlar, bir sürü Türkiye'nin her yerine yayılmış market var. Bu marketler sokaklara kadar indi, caddelere kadar indi. Ya, bu memleketin nesi vardı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bakkalı vardı.

BAŞKAN - Evet, Sayın Kayan, süreniz tamamlandı.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bu memleketin bakkalını bıraktınız mı? Nefes bıraktınız mı bakkalda? Türkiye'yi getirdiğiniz nokta bu.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)