| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 27.03.2012 |
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, şehit yakınlarının ve gazilerimizin yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili Meclis araştırması önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi bu vesileyle saygılarımla selamlarım.
Yine, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve o günden bugüne vermiş olduğumuz şehitlerimize -bundan sonra inşallah yeni şehitler vermeyeceğimizi düşünerek- Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum; gazilerimize de acil şifalar diliyorum.
Benim ailemden de Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, ondan önce, onlarca şehit verilmiş. Arabistan'da, Yemen çöllerinde verilen bu şehitlerin hangi topraklarda gömüldüğünü bile bilmiyoruz. Bunu, yakında Suriye konusunda Sayın Başbakanın gidişini iyi görmediğim için, hangi topraklarda yattığını bilmediğimiz şehitler vermemek için hatırlatmak istiyorum size. Benim babam Kore cephesine gönderilmiş değerli arkadaşlar, ki Kore cephesine gönderildiği zaman henüz Meclisten asker gönderme yasası çıkmamıştı, askerlerimiz Kore'ye vardıktan sonra bu yasa çıkarılmıştı. Kore'ye giderken törenlerle uğurlanmış, dönüşte gazi olarak törenlerle karşılanmış ancak karşılandıktan sonra ne arayan olmuş ne soran. Bu ülkede karnını doyuramadığı için, arayan soranı olmadığı için turist olarak o sınırdan bu sınıra, hatta tünellerden gazete kâğıtlarının ışıttığı ışıklarla geçerek Fransa'ya kadar gitmiş karnını doyurmak için. Kore'ye giderken kınalı kuzular gibi uğurlanan, geldiğinde törenler yapılan binlerden biri olan, ne aranan ne sorulan bir babanın çocuğu olarak o acıyı, o gazilerin acısını en iyi bilenlerden birisiyim. Şimdi, aynı şekilde Suriye'ye, Meclise bile haber verilmeden asker gönderilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu yeniden belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu ülkenin varlığı, birliği ve dirliği için toprağa düşen, şehadet mertebesine ulaşan binlerce şehidimiz var. Onların bize emanet bıraktığı çocukları, eşleri, anaları, babaları var. Bizim aramızda, birlikte yaşadığımız ve çoğu kez farkına bile varmadığımız malul gazilerimiz var. Onlar da bu ülkenin varlığı, birliği ve bütünlüğü için kollarını, bacaklarını, gözlerini gözlerini kırpmadan verdiler. Öğretmenlerimiz, ülkenin en ücra köşelerinde -aydınlanmayı götürmek için gittiklerinde- insan olmaktan ve aydınlanmış nesiller yetiştirmekten başka bir düşüncesi olmadığı hâlde, sadece bu ülkenin insanlarına hizmet etme kaygısıyla oralarda çalışırken şehit oldular, gazi oldular, kaçırıldılar. Sağlık hizmeti götürenler, mühendislik hizmeti götürenler, baraj yapan işçiler, petrol çıkaran işçiler öldüler, yaralandılar ve kaçırıldılar. Sadece bu ülkeye hizmet çabasıyla oralardaydılar, başka hiçbir kaygıları yoktu. Bunlar, bizim için, bu ülke için öldüler, gazi oldular. Biz onlar için ne yaptık? Onlar, kendileri toprağa düşerken ardına bakmadan gittiler, giderken "Benim geride bıraktıklarım yurduma emanettir, onlar en iyi şekilde bu ülkenin kaynaklarından yararlanacaklar, mağdur edilmeyecekler ve babalarının ya da annelerinin şehadetini şerefle taşıyacaklar." diye düşündüler. Gazilerimiz, şanlarına yaraşır bir yaşam standardında yaşayacaklarına inanarak, göz kırpmadan gözünü, kolunu, bacağını verdiler.
Biz, üzerimize düşeni yapabildik mi? Yoksul ana "Bir çocuğum şehit oldu, öbür oğlum da bu vatana feda olsun." dedi. Duyduk mu feryadını? Onun çocuğu, bedel ödeyenlerin çocuğundan daha az mı değerliydi? Onun çocuğu, yurt dışında gösterilip üç hafta askerlik yapanlardan daha mı az değerliydi? Hayır, onun çocuğu, belki hepsinden daha değerliydi çünkü bazıları "her şey para için" derken, o "her şey vatan için" dedi ve ikinci çocuğunu da bu ülkenin varlığı, dirliği ve birliği için al bayrağa sarıp göndermek istedi.
Değerli arkadaşlarım, şehitlerimizin bize emanet bıraktıkları yakınlarının çok ciddi sorunları var, gazilerimizin çok ciddi sorunları var. Yıllardan beri bu sorunları dile getirmeye çalıştılar ama duyan olmadı. AKP İktidarı on yıldır iktidarda, on yıldır da bu sorunlar, her zaman, şehit aileleri ve gaziler tarafından dile getirilir oldu ama bir tek gün bunlara ilişkin doğru düzgün bir çözüm getirilmedi. Ne bunların yaşam standartlarını yükseltmek ne de bunların kendi şanlarına yakışır, bize emanet ettikleri ailelerinin onların şanlarına yakışır şekilde yaşamalarını sağlayacak, yaşam standartları verecek bir çalışma yapıldı. Geçen aralık ayında ve ocak ayında, şahsen grubumla birlikte çalışarak, on bir ayrı yasada, şehit aileleri ve gazilerinin yaşam standartlarının yükseltilmesi ve onların mağduriyetlerinin giderilmesiyle ilgili yasa düzenlemesi için teklif verdim. Ne zaman ki Afganistan'da 12 askerimiz şehit oldu, geldi ve ardından 6 polisimiz şehit oldu, Sayın Başbakanın aklına? Bu şehitlerle ilgili "Toplumun ruhsal dünyasını nasıl ele geçirebilirim?" düşüncesiyle, şehit ailelerinin ve yakınlarının yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili bir grup konuşması yapıldı. Bu grup konuşmasını yaptığında Sayın Başbakanın topluma önerdiği, şehitlerin yakınlarının ve gazilerin yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili tekliflerin on bir adet yasada yapılacak değişiklikle önerilmesi tarafımızdan yapılmıştı. Yani burada söylenenlerin, biraz önce AKP Grubu adına konuşan arkadaşımın söylediklerinin tümünü biz daha aralık ayında öneri olarak sunmuştuk. O zaman dikkate alınmadı, Meclis gündemine bile getirilmedi ama toplum ne zaman şehitlerle karşılaşınca ve şehitlerin acısı bütün ülkeyi sarınca, bundan yararlanmak için şehit yakınlarıyla ilgili böyle bir düzenlemenin yapılacağı gündeme getirildi.
Böyle bile olmuş olsa, biz, şehitlerimizin yakınlarının yaşam koşullarının düzeltilmesi, gazilerimizin yaşam koşullarının düzeltilmesi ve yaşam standartlarının artırılması konusunda getirilen bütün düzenlemelerden yanayız. Elimizden gelen bütün katkıyı yapmaya çalışacağız ancak Sayın Başbakan bunu grupta söyledi fakat yasa gelir mi gelmez mi bilemem çünkü hangi gün hangi yasayı getirecekleri, hangi gün gündemlerine neyi alacakları belli değil. Önümüzde bir Suriye tehlikesi var. Eğer bu tehlikeyi göz önüne alarak filan getirecek olurlarsa, toplumu o yöne yönlendirmek için, bilemiyorum ama ben Sayın Başbakanın bu konudaki düzenlemeyi ne zaman getireceğinden kuşkum bulunduğundan MHP'nin bu konuda ki Meclis araştırması önergesine destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Toptaş.