| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 26.01.2023 |
MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Tüm halklarımızı ve cezaevinde rehin tutulan bütün yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Siyasi iktidar, geçmişten günümüze kadar hep, sürekli torba yasalarla alelacele ne yoksulu ne işçiyi ne emekçiyi ne kadını yani toplumsal kesimin neredeyse yüzde 90'ını, 95'ini esas almadan, paydaşlarına hiçbir şekilde danışmadan sürekli torba yasalarla karşımıza geliyor. Bu görüştüğümüz son torba yasa da yine alelacele, sermayedarların, sermayenin taleplerini bir an önce yerine getirmek için oluşturulan bir torba yasa, onu görüşüyoruz. Yani kamusal faydayı esas almayan, demokratik bir ekonomiyi esas almayan bir sistem yoksulu daha çok yoksullaştırırken zengini de yani küçük bir zengin azınlığı da her gün daha da zenginleştiriyor, servetlerine servet katıyor. AKP'nin şu an ekonomi politiği büyük bir yoksul çoğunluk ile küçük bir zengin azınlığın ikilemi arasında bir ekonomi politik oluşturmak yani bütün yönetim anlayışı bunun üzerine. Zaten çok bilinçli bir şekilde toplum bugün AKP tarafından yoksullaştırılıyor çünkü toplumu kutuplaştırıcı -yani hem siyasal anlamda hem de toplumsal anlamda kutuplaştırıcı- siyasetini kendi seçim stratejisine dönüştürmüş durumda, yoksullaştırma da bu anlamda onun en önemli parçalarından bir tanesi. Bugün toplumsal duruma baktığımızda sadece işsiz insanlar çaresiz değiller, yoksullaşmıyorlar; onların dışında, iş bulabilen, çalışabilen büyük bir kesim de bugün yoksullukla boğuşur hâle gelmiş durumda.
Yine, yoksulluğun diğer bir boyutuna tarihsel olarak bakıldığında, yoksulluğun da bir kimliği mevcut. Yani sadece iktidar amaçlı değil, bir de bir toplumu, bir halkı yok saymak için de bir yoksullaşma, yoksullaştırma politikası izleniyor. Bu, Kürt sorunu boyutuyla çok iyi ifade edilebilir çünkü Kürtler bugün yüz yıllık tarihte yoksullaştırılarak kendi kimliklerinden, kendi değerlerinden, kültürlerinden uzaklaştırılmış bir toplum. Ünlü Türkçülük teorisyenlerinden söz edilen, mesela kürdistanda, eğer siz doğudaki Kürt dili sorununu çözmek istiyorsanız onları ekonomik olarak batıya bağlayın. Yani ekonomilerini ellerinden alın, size bağlansınlar ki dil sorunları da bu şekilde çözülmüş olsun. Yani zaten bugün açlıkla boğuşan, sefaletle boğuşan, alacağı yardım kömürünü düşünen bir toplumun tutup da sinemayı, tiyatroyu, dilini geliştirmek gibi kültürel etkinlikleri düşünmesi ya da kendi ulusal kimliğini geliştirmesi mümkün değildir. Bu yüzden de yıllarca bu şekilde Kürtler ekonomik olarak yoksullaştırılmışlardır. Yani hem siyasal hem kültürel anlamda rekabet güçleri ellerinden alınsın diye ekonomik rekabet güçleri de ellerinden alınmıştır.
Yine, size bir Çetin Altan örneğiyle, anlattığı kısa bir öyküyle örnek vermek istiyorum. Çetin Altan, Anadolu Kulübünde Şükrü Saracoğlu'yla Kürt meselesi üzerinden sohbet eden Akşam gazetesi muhabirine şunu söylüyor... Akşam gazetesi muhabiri sohbet ederken diyor ki: "Biz oralara da biraz yatırım yapalım." Şükrü Saracoğlu da ona cevaben diyor ki: "İleride ne olacağını bilmediğimiz yere bizler niye yatırım yapalım ki?" Yani bugün işte -AKP politikası, o daha sonraki iktidarların da yürütmüş olduğu gibi- kürdistanda, Van'da, başka yerlerde, baktığınız zaman, AKP kendisine oy vermeyen, kendisi gibi düşünmeyen bütün Kürtleri o ekonomik yatırımlardan mahrum bırakıyor, hatta bir ton kömüre bile muhtaç bırakıyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Asla öyle bir şey olmaz. Milyarlarca lira yatırım yapılıyor her yere.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sadece, Van üzerinden size bir örnek vereyim: Van, ekonomik potansiyel olarak Türkiye'nin en zengin şehirlerinden bir tanesi ama sosyal yardımlaşmayla kendine bağımlı kılmak için, onları fakirleştirip kendisine biat ettirmek için sosyal yardımlaşma ağlarını kullanıyor yani Van'daki yoksul halk 1 ton kömüre bile muhtaç bırakılmış şekilde. Her gün, AKP bu kömürle övünüyor, dağıttığı yardımlarla övünüyor. O bile o kadar çarpık bir şekilde yapılıyor ki bir muhtaçlık ekonomisi yaratılmış durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Kürtlerin yaşadığı her yerde muhtaçlık ekonomisi söz konusu. Van'da, İpekyolu, Türkiye'nin birçok ilinden daha büyük bir ilçe; sadece örnek olsun diye yoksa Van'ın diğer ilçelerinde de bu mevcut. Orada kendine yandaş ettiği kişilere ihaleler vererek birbirlerini idare ediyor AKP yönetimi, AKP bürokrasisi yani sadece bizim irademize el koymuyor, sadece bizim kimliğimizi yok saymıyor, her anlamda her şeyi Kürtleri bitirmek için fırsata dönüştürüyor. 21 mahallesi olan İpekyolu'nun şu an sadece 3 mahallesine kömür dağıtılmış durumda. Muhtarlar, ne bürokratlarla ne valilerle, kimseyle görüşemiyorlar. Bu kömür yardımını bile şu an Kürtlere işkence hâline getirmiş bir durumda. Sadece şunu istiyoruz: İrademize el koyuyorsunuz, kimliğimizi hiçe sayıyorsunuz; ya, bir kömür dağıtıyorsunuz, AKP bari sadece onu insanca yapabilsin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)