GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:55
Tarih:26.01.2023

ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu ile 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, Wilson hastalığı, metabolizmanın bozulması sonucunda oluşan genetik bir hastalıktır. Karaciğer ve beyin başta olmak üzere daha pek çok organda biriken bakırın yol açtığı organ hasarları çeşitli şikâyet ve bulgulara yol açar. Wilson hastalığı tedavi edilmezse ölümcüldür. Wilson hastaları aylardır kendileri için hayati önem taşıyan "Metalcaptase" ve "Trovol" isimli ilaçların bir an önce tedarik edilmesi için çözüm bekliyor. Sağlık Bakanlığı hiç zaman kaybetmeden Wilson hastalarına gerekli olan ilaçların tedarik edilmesi için konuya müdahil olmalı ve soruna son vermelidir.

Değerli milletvekilleri, iktidarınız döneminde tarımda vazgeçemediğiniz ithalat politikaları kesintisiz bir şekilde devam etmekte. Üretimi artıracak politikaları gütmeden ithalat politikalarıyla artan fiyatları düşürmeye çalışıyorsunuz; bunlar beyhude çabalar. Türkiye, 2007 ve 2008 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle gıda krizinden en fazla etkilenen ülkelerden biriydi. O dönemde de yem fiyatları yüzde 100 artarken çiğ süt fiyatları yarı yarıya azalmıştı, o günün fiyatlarıyla çiğ sütün fiyatı 80 kuruştan 40 kuruşa düşürülmüştü. Yine, o dönemde 1 milyondan fazla süt ineği kesilmişti; sütte yaşanan kriz ette de yaşanmaya başlamış, et fiyatları artışa geçmişti. İthalat yapıp da et fiyatlarını düşürmeye çalıştınız. Bugün de seçime giden süreçte ithalatla et fiyatlarını sabit tutmaya çalışıyorsunuz. Tarım Bakanlığı hayvancılık sektörü için 2015 yılında hazırladığı raporda ithalatın çözüm olmadığını belirtmişti fakat o gün bugün kesintisiz ithalat yaparak fiyatları düşürmeye çalışıyorsunuz. Çözümün ithalat olmadığını, üretim olduğunu ne zaman anlayacaksınız?

Değerli milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanımız "Türk lirası ne kadar çok değerli olursa siz yurt dışından o kadar çok ithalatta bulunursunuz. Türkiye'de üretim yapmanıza ihtiyaç kalmaz çünkü paranız çok değerli; sanayiyi yavaşlatır, durdurur ve zaman içerisinde işsizlik gibi bir sorunu da ortaya çıkarır. Türk lirasını çok değersiz hâle getirirseniz ise bunun tam tersi oluşur." dedi. Bu, şu demek: Bir taraftan zenginliğe zenginlik katarken diğer taraftan yoksulluğa yoksulluk katıyorsunuz. Alım gücünün varlığının hissedilmediği bir ülkede vatandaşa kelime oyunu yapma ihtiyacı duymanın sebebi nedir, gerçekten anlamak mümkün değil; herhâlde epistemolojik kopuşun etkisinden olması gerekir.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz, Titanik gemisi misali her geçen gün su almaya devam ediyor, iktidar da su kaçaklarını kapatmak için her geçen gün yeni paketler açıklıyor fakat açıklanan paketler, alınan sözde önlemler de maalesef fayda etmiyor ve etmeyecek; aldığınız her türlü sözde önlem maalesef millete zam olarak geri dönüyor. Vatandaşımız geleceğe ekonomik kaygılar çerçevesinden bakmakta, artık insanımız gelecek planlamasını yarına göre ayarlamakta çünkü ekonomik açıdan her geçen gün alım gücü azalmaktadır; "Günü nasıl kurtarabiliriz?" anlayışı hâkim hâle gelmiştir.

Şimdi, iktidar, emeklilikte yaşa takılanlar, vergi afları, sözleşmelilere kadro, konut kampanyaları gibi adımlar atarak seçime giden süreçte ön almaya çalışmakta. İşte sandık korkusu böyle, koltuk elden gitmeye başlayınca unuttuğunuz seçmeni bir anda hatırlatıyor fakat bunlar da çare olmayacak, seçmen size kendisini sandıkta hatırlatacak, sizi sandığa gömecek; az kaldı, o sene bu sene diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)