| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 01.02.2023 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün, yetkisini mevcut kanunlara uygun olarak yerine getirmiyor; aksine, yürütmenin Anayasa'ya ve yasaya aykırı iş ve işlemlerini uygun hâle getirecek kanunlar çıkaran bir organ hâline gelmiş durumda.
Meclis, yasama üzerindeki bu vesayet yüzünden bütçe hakkını bile Cumhurbaşkanına devrettiği gibi birçok yetkisini de yürütmeye devretmiş durumda. Bu nedenle, bir yandan sürekli Anayasa Mahkemesinden, AİHM'den dönecek kararlar vermeye zorlanıyor, ancak, tabii, bu kararlar verilene kadar da çok zaman geçiyor ve sonuçta, vatandaşların hakkı ihlal ediliyor.
Diğer yandan, AYM ve AİHM kararlarını da zaten dinlemeyen bir sistemle karşı karşıyayız yani yargı uygulaması ve denetimi anlamında da çökmüş bir sistem duruyor karşımızda. Bu nedenle, vesayetin boyutunu, etki ve sonuçlarını araştırmak için, Meclisi bu vesayetten kurtaracak önerilerin tespiti için bu önergeyi destekliyoruz. Ayrıca, her yeri aile şirketine döndürdünüz yani Sayıştay Başkanının kardeşini YSK Başkanı seçtiniz; sistem, sürekli, kardeşler, akrabalar üzerine kurulu.
Özellikle, hâkimlerin, savcıların verdikleri kararlar nedeniyle de sorumlu olmaları ve kendilerine rücu edilmesi konusunu da önümüzdeki dönem açısından çok önemli buluyorum. İki somut örnek vermek istiyorum: Gazeteci Murat Ağırel hakkında ilaç sektörüne dair haber yaptığı gerekçesiyle 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında tedbir kararı verildi. Yani aslında bu bir skandal, gerçekten bir skandal ve bu kararı veren hâkimin, eğer hukuk bilmiyorsa bunun için sorumlu olması ama eğer hukuk biliyor ve bunu uyguluyorsa kanuna aykırı davranışı nedeniyle sorumlu olması gerekiyor çünkü bu kanunun varoluş amacı kadına yönelik şiddeti engellemek, bir gazetecinin haber yapma hakkını engellemek değil. Diğer bir örnek de önceki gün yaşadığımız ve 6 yaşındaki bir kız çocuğunun o yaştan itibaren yaşadığı istismar ve cinsel saldırıya karşı açılan davada gördüklerimiz yani bizlerin de yaşadıkları aslında. Şimdi, bu duruşmada, duruşma büyük salona alınsın diye mücadele ettik, SEGBİS açılsın diye mücadele ettik, iddianame okunsun diye mücadele ettik. Arkadaşlar, hukukçular da bilir, hukukçu olmayanlar da bilir; bunlar yapılmadan bir duruşmaya başlanmaz zaten.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Gerçekten olması gereken şeyler için dahi mücadeleyle başlayan bir adil yargılama olabilir mi? Mümkün değil. Bütün bunların sonunda verilen karar yayın yasağı ve duruşmaların kapalı yapılması oldu; müdahilliği kabul edilen tek kurum da aslında iki yıl boyunca durumdan haberdar olduğu hâlde bu vakıfla ilgili hiçbir girişimde bulunmamış, sadece bu genç kadının değil, o süreçte ve hâlihazırda orada olan diğer çocukların yaşadığı durumla ilgili bir araştırma yapmamış, kamuoyunu bilgilendirmemiş Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oldu. Yani bu da yargı üzerindeki vesayetin ciddi bir tezahürü. Şimdi, duruşmaya katılan yüzlerce avukat, baro ve kadın örgütünün kararlılığının gösterdiği gibi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınların ve çocukların sesi olmaya ve birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)