| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 01.02.2023 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, emeklilikte yaşa takılanlar namıdiğer EYT'liler, tam yirmi dört yıldır ellerinden alınan emeklilik haklarını geri almak için mücadele ediyorlar. AKP, yirmi yıldır onların seslerine kulak vermedi, hatta Sayın Erdoğan iki yıl öncesine kadar "Seçim kaybetsem de ben bu işte yokum." diyordu ama ne hikmetse emeklilikte yaşa takılanlar onlara seçim kaybedebileceklerini gösterdiler ve seçime yalnızca üç ay kala emeklilikte yaşa takılanlar meselesi Meclis gündemine geldi. Ben, buradan, emeklilikte yaşa takılanlar mücadelesini veren milyonlarca yurttaşımızı ve onların öncülerini kutlayarak sözlerime başlamak istiyorum değerli arkadaşlar, büyük bir başarı ama değerli arkadaşlar, Meclise teklif geldi, emin olun teklif yeni mağduriyetler yaratıyor. Milyonlarca yurttaşımız yeni mağduriyetlerle karşı karşıya kalıyor.
Bakın, 1'inci mağduriyeti söylüyorum: EYT'nin yerini EPT alıyor arkadaşlar yani "emeklilikte yaşa takılanlar"ın yerini "emeklilikte prime takılanlar" alıyor. Şimdi, 8 Eylül 1999 öncesi emeklilik şartları neydi? 5000 prim ödeme gün sayısı; kadınlarda yirmi yıl, erkeklerde yirmi beş yıl sigortalılık süresi. Şimdi, geldik "Kadınlarda yirmi yıl, erkeklerde yirmi beş yıl sigortalılık süresini kabul ediyorum." diyor ama "5000 prim ödeme gün sayısını kabul etmiyorum." diyor; hadi buyurun.
Değerli arkadaşlar, bakın, buna göre bundan yalnızca iki ay önce Çalışma Bakanı Vedat Bilgin -değil mi Çalışma Bakanı Vedat Bilgin- Plan ve Bütçe Komisyonuna geldi, ne dedi biliyor musunuz? "Emeklilikte prime takılanlar olmayacak." Neden olmayacak? Çünkü "8 Eylül 1999 öncesi prim gün sayısı şartını değiştirmiyoruz." dedi. Allah Allah! İki ay önce sizin Bakanınız "Prim gün sayısını değiştirmiyoruz." dedi, buna göre de yıl başında sigorta müdürlüklerine milyonlarca vatandaşımız koştu, 5000 prim ödeme gün sayısına göre borçlandı; kredi alarak borçlandı, alyansını bozdurarak borçlandı, evdeki, kenardaki üç beş kuruşuyla borçlandı. Şimdi teklif geldi, ne diyorlar biliyor musunuz? "5000 prim ödeme gün sayısı olmayacak, 5975 güne kadar varan prim ödeme gün sayısını senden alırım." diyor. Yani bununla beraber yüz binlerce mağdur yaratıyor; hadi buyurun. Niye her işiniz eksik arkadaşlar? Niye yeni mağduriyetler yaratıyorsunuz?
2'nci mağduriyet ne? 8 Eylül 1999 öncesinde 2 milyona yakın yurttaşımız stajyer ve çırak olarak çalıştı arkadaşlar, bilfiil çalıştılar, emek verdiler, ter döktüler, çalıştılar ama ne diyor yasa? "Stajyer ve çırakların işe giriş tarihini ben saymam." diyor, "Emeklilikte bunu saymam." diyor ve "Onları EYT'li saymam." diyor. Değerli arkadaşlar, 2 milyona yakın stajyer ve çırağı mağdur ediyorsunuz. Bakın, onların öfkesiyle karşı karşıya kalacaksınız; hiç mi düşünmüyorsunuz yeni mağduriyetler yaratarak bu yasaları çıkarınca yurttaşlarımızın öfkesiyle karşı karşıya kalacağınızı? Bakın, size söyleyeyim; bu stajyer ve çırakların işe giriş tarihini ya siz sayın ya da üç ay sonra biz geldiğimizde onların işe giriş tarihlerini sayacağız ve EYT'li yapacağız onları.
3'üncü mağduriyet ne? Değerli arkadaşlar, 17 Ağustos 1999'da deprem oldu biliyorsunuz, Marmara depremi. Ben de o depremde kurtarma çalışmalarına katıldım; tam bir ay boyunca ceset çıkardık biliyor musunuz inşaatlardan. O sırada Meclis ne yapıyordu biliyor musunuz? EYT yasasını çıkarıyordu yani sigortalılık süresini uzatan yasayı çıkarıyordu. Maalesef, o dönem Meclisimiz vicdansız bir düzenlemeye imza attı ve o dönemde yine binlerce yurttaşımız işe girişlerini yapamadılar arkadaşlar. Daha sonra Düzce depremi oldu. Biz ne dedik? Gelin, 8 Eylül 1999 yerine 31 Aralık 1999'a çekelim bu EYT'nin miladını dedik. Yüz binlerce böyle talep var, bunları duymuyor musunuz arkadaşlar? Biz duyuyoruz, siz de duyun.
4'üncü mağduriyet ne? EYT'liler emekli olunca sevinecekler, evet ama büyük bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalacaklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü arkadaşlar, EYT'liler 5.500 lira maaş alacaklar. Bakın, 8 Eylül 1999 öncesi aylık bağlanma oranları eğer bugün geçerli olsaydı EYT'liler 10 bin lira, 12 bin lira, 15 bin lira maaş alabilecekti ama şimdi 5.500 lira maaşa talim edecekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
GARO PAYLAN (Devamla) - İşte, diyoruz ki: Gelin, aylık bağlanma oranlarını güncelleyelim ve en azından açlık sınırının üzerinde, yurttaşlarımızın geçinebileceği bir ücret verelim. 5.500 lirayla ne kira ödenir ne de mutfak masrafı karşılanır.
Son olarak da arkadaşlar, 8 Eylül 1999'da işe giren yurttaşımız 44 yaşında, 46 yaşında, 48 yaşında veya 50 yaşında emekli olabilecek ama bir gün sonra, 9 Eylül 1999'da işe giren yurttaşımız 60 yaşında emekli olacak yani on beş yıl daha bekleyecek. Ya, bir gün işe girme farkıyla on beş yıl emeklilik farkı olmasını siz vicdanlarınıza sığdırıyor musunuz? Ne öneriyoruz arkadaşlar? Gelin, kademeli bir geçiş yapalım diyoruz, bir günle on beş yıl emeklilik beklenmez diyoruz. Gelin, 8 Eylül 1999 sonrası emekli olacak yurttaşlarımıza da kademeli bir geçiş yapalım diye öneriyoruz.
EYT'lilerin gazabından korkun; gelin, adaletli bir düzenleme yapalım. (HDP sıralarından alkışlar)