GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:58
Tarih:02.02.2023

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 8'inci maddesi Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin denetlenmesiyle ilgidir. Tüm devlet ve vakıf üniversitelerinin denetlenmesiyle ilgili usul ve esaslar vardır ve denetim bu usul ve esaslar çerçevesinde sürdürülmektedir. Eğer, üniversite YÖK'e bağlı ise diğerleri gibi YÖK denetlemelidir. Türk-Japon Üniversitesi için neden yeni bir denetleme mekanizması kuruluyor? Bunun açıklanmasını talep ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, yükseköğrenimde iki uluslu, çok uluslu üniversite modeli gayet yararlı bir modeldir. Galatasaray Üniversitesi, Türk-Alman Üniversitesi, Türk-Japon Üniversitesi ve henüz doğru dürüst bir adım atılmamış olmasına rağmen Türk-İtalyan Üniversitesi Projesi önemli örneklerdir. Bu kurumlar genç nesillerimizin, ülkemizin bugününü ve özellikle geleceğini dünyayla daha entegre hâle getirme projeleridir, verimli alışveriş, iş birliği zeminleridir. Bu, on yıllar öncesinden geliştirilmiş olan önemli bir vizyondur. Bu sistemi dünyada uygulayan tek ülke Türkiye değildir, yurt dışında da ülkemizin benzer iş birliklerine katılmasıyla kurulmuş olan üniversiteler vardır. Bu yapıların daha da geliştirilmesi, bu ülkelerin kültürüne ve akademik hayatına, ayrıca ülkemizin yükseköğrenim yaşamına getiri sağlayacaktır.

Uluslararası iş birlikleri eğitim sistemimizi güçlendirmek ve geliştirmek için oldukça faydalıdır. Üniversitelerin nefes alması gerekir ki bu örnekler çoğalsın. Maalesef, bugünkü akademik uyuklama dönemi bu alanda ümitvar bir duruş sergilememizi önlemektedir. AK PARTİ döneminde bu tür üniversiteler iktidarın kaprislerine ve iç siyaset hamlelerine maruz bırakılmıştır. Akademisyenlere ve öğrencilere yapılan bu yanlış ülkemize ve insan kaynağımıza da zarar vermiştir, benzer yeni projelerin ilerlemesini veya geliştirilmesini önlemiştir.

Pek çok saygın üniversitemizdeki akademisyenlerimiz üniversitelerinden hatta ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştır. İktidar, üniversitelerdeki akademik özgürlüğü ortadan kaldırma ve özgür düşünceyi boğma girişimlerini her fırsatta yinelemeye devam etmektedir. Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlar bunun en canlı örneğidir. Boğaziçi Üniversitesinin onurlu akademisyenleri ve öğrencileri maruz kaldıkları hukuksuzluk karşısında iki yılı aşkın süredir haklarını aramaktan vazgeçmemişlerdir. Her gün nöbetler tutarak bu çürümüşlüğe itiraz eden, demokratik, özerk ve özgür bir üniversite amacından vazgeçmeyen tüm Boğaziçilileri bu vesileyle bir defa daha saygıyla selamlıyorum.

Boğaziçi Üniversitesindeki onurlu direniş, Türkiye'de de tek adam rejimine karşı direniş ve demokrasiye sahip çıkma mücadelesinin muhtelif ifadelerinden biridir. AK PARTİ iktidarı sandık yoluyla sona erdirildiğinde Türkiye çok kuvvetli bir şekilde akademik sağlığına kavuşacak ve yeni dönemde akademik başarılarını arttıracaktır. Yaklaşan seçimlerden hemen sonra başlatacağımız süreç "academia"mız için bir diriliş süreci olacaktır. Yükseköğrenimde süratle önemli bir reform hareketi başlatacağız. Seçimlerin hemen ardından YÖK'ü kaldıracak, üniversitelerin akademik, idari ve mali özerkliğine müdahaleleri önleyen mekanizmaları oluşturacak, üniversiteleri gerçekten bağımsız hâle getireceğiz. Huzursuzluktan dolayı başka ülkelere giden değerli hocalarımız, bilim insanlarımız yeni dönemde ülkelerine keyifle döneceklerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Türkiye'deki üniversitelerin dünyanın en yüksek standartlarına ulaşması mümkündür. Bu potansiyel AK PARTİ sonrasına aittir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)