GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:58
Tarih:02.02.2023

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Boğaziçi Üniversitesinde yedi yüz elli dokuz gündür kayyuma sırtını dönerek her türlü baskıya rağmen protestolarına devam eden Boğaziçi Üniversitesindeki değerli hocalarımızı ve KHK'yle bir gecede kürsüsü elinden alınan, işini kaybeden, buna rağmen barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz diyen barış akademisyenlerini, hocalarımızı saygıyla selamlıyorum.

YÖK, 80 önceki devrimci mücadeleyi yükselten üniversiteli gençlik üzerinde baskı kurmak ve 24 Ocak Kararlarına uygun olarak üniversiteleri sermayenin hizmetine daha fazla sokmak amacıyla kurulan 12 Eylül faşist cuntasından günümüze kadar varlığını koruyan kurumlardan biridir. Askerî darbe ürünü bu kurum şimdiye kadar çoktan lağvedilmeli, kaldırılmalıydı. İktidara gelmeden önce kaldırma sözünü verenler yani sizler iktidara geldiğinizde YÖK'ü üniversiteleri hizaya getirmek için kullandınız ve bir sopaya çevirdiniz. Erdoğan her fırsatta askerî vesayeti bitirmekle övündü ama yaptığı aslında askerî vesayetin yerine kendi vesayetini, sarayın vesayetini geçirmek oldu. O nedenle 12 Eylül askerî darbesinin mirasına dört elle sarıldınız. Erdoğan rejimi 12 Eylül askerî darbesinin devamıdır.

Tekrar YÖK'e dönersek, YÖK tüm üniversitelerin yetkilerini tek elde toplayarak üniversitenin kendi içindeki demokratikliğini bütünüyle yok etmiştir. Medya, polis ve idare iş birliğiyle gençliğin haklı talepleri bastırılmaya çalışılmış, faşistler devrimci üniversite gençliğinin üzerine salınmıştır. Parasız, demokratik, ana dilinde bilimsel üniversite talebi kriminalize edilmiştir. Bugüne kadar binlerce öğrenci bu taleplerden ötürü soruşturmalara maruz kaldı, üniversitelerden uzaklaştırıldı, atıldı, işkence gördü ve hapishanelere atıldı. Dolayısıyla YÖK üniversiteye yönelik darbe sürecine kadar olan tüm saldırıların niteliğini artırdı ve iktidarın üniversiteleri sermaye lehine dönüştürme süreçlerinin özel yetkili kurumu hâline geldi. Avrupa üniversitelerinin ticarileşmesi ve piyasayla bütünleşmesini sağlamayı amaçlayan neoliberal Bologna Süreci de Türkiye'de YÖK eliyle yürütülerek şirketlere ucuz ve nitelikli kadro yetiştirme etapları için devreye sokuldu. Öte yandan üniversitelerin kontenjanı yeterli yatırım yapılmadan artırılarak apartmankondu üniversiteler açıldı. Akademinin içi boşaltıldı, üniversiteler işsizler ordusunun bekletildiği istasyonlara dönüştürüldü, işsizler havuzu yaratıldı.

Ayrıca, merkezlerde de en ücra köşelerdeki üniversitelerde de üniversite adı altında kurulan kampüslerde de ekonomik sorunlar altında öğrenciler ezilmeye devam ettiler. Yoksulluk, yurtsuzluk, faizleri silinecek denilip silinmeyen KYK bursları, yemekhane zamları gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlarla öğrenciler ekonomik krizin bedelini de ödemektedirler.

Ayrıca, aynı şekilde yurtlarda cinsiyetçi uygulamalar devam etmektedir. Örneğin bazı yurtlarda erkeklerin dışarıdaki kütüphaneye gitme izni varken kadın öğrencilerin 23.00'dan sonra bu hakkı yoktur. Ayrımcılığın her türü dokunduğunuz her kurumda maalesef kendini gösteriyor ancak bilin ki kadın öğrenciler cinsiyetçi politikalarınız karşısında susmuyor, ayrımcı politikalarınızı teşhir etmeye ve mücadele etmeye devam ediyor, devam edecek.

Bir taraftan da dindar ve kindar gençlik yaratmak uğruna izlediğiniz politikalar nedeniyle 1 milyondan fazla öğrenciyi cemaat, tarikat yurtlarına mahkûm ettiniz. Bu yurtlar gerçek anlamda denetlenmedi, gençler bu yurtlarda intiharlara sürüklendi ve istismara maruz kaldı.

Üniversitelerde öğrenme ikliminin yasaklar, suç, ceza ve disiplin mantığı üzerinden şekillendirilmeye çalışılmasında YÖK sadece başvurduğunuz araçlardan bir tanesi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Demokratik halk üniversiteleri isteyen öğrenciler; polis, özel güvenlik biriminin kuşatması ve kayyum rektörlerle sindirilmeye çalışılıyor. Eğitim hakkının kullanılmasını engelleyen yasakçı, baskıcı ve cezalandırıcı bir yönetim aklına sahipsiniz ve bu anlayış üniversite fikriyatıyla bağdaşmıyor. Bizler, üniversitelerin, tüm bileşenlerin ortak katkısıyla demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir öğrenme iklimine kavuşturulmasını savunmaya devam edeceğiz. Üniversitelerin ticarileştirilmesine son vereceğiz. Akademik iflasa ve baskılara karşı "Kampüslerden geliyoruz." diyen üniversite öğrencileriyle omuz omuza mücadele edeceğiz ve 12 Eylül faşizminin mimarisi YÖK'ü kaldıracağız. Söz, yetki, karar üniversite bileşenlerinde olacak diyoruz.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)