| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 02.02.2023 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Divan üyeleri, milletvekilleri, sevgili gençler; Eğitim Komisyonunda 11 öneri görüşüldü; Topkapı Üniversitesi, Kapadokya, sinema, Diyanet, öğretmenlik, spor ve YÖK. Yükseköğretim Kanunu'nda 8 kez değişiklik yapıldı bizim dönemimizde, Teşkilat Kanunu'nda ise 7 kez. Biz bir kısmına olumlu oy verdik. Ölçütümüz; kamu yararı, Anayasa, ülkenin çıkarları, gelecek kuşakların refahı, nitelikli yasa gibi ölçütler oldu. Komisyondan başladık, Genel Kurulda, Anayasa Mahkemesine kadar hep bu yönde bu temel ölçütleri dikkate alarak görüşmekte olduğumuz yasaların iyileştirilmesi için çaba gösterdik. Bu yasa önerisine Anayasa'nın konuyla ilgili kurumlarının, kurallarının ve ilkelerinin ayrı ayrı ve zincirleme bir biçimde yok sayılması, ihlal edilmesi ve daha geriye götürülmesi nedeniyle karşı çıkıyoruz.
Anayasa maddeleri olarak 2 ve 153'üncü maddeleri içerisinde kalan konuyla ilgili maddelerin en az 15-20'sine aykırılık teşkil etmektedir. Geniş anlamda baktığımız zaman demokratik devlet, madde 2, üniversiteleri de kapsamına alır ama tabii ki demokrasi sıfırlandığı için üniversitelerden söz ederken demokrasiden söz edemiyoruz.
Yargı kararlarının gereklerini yasal düzenlemeye yansıtmamak bir yana, konulan hükümlerin mantığı bir bakıma "Yıkın, hukuk arkadan gelsin." mantığını yansıtıyor. Ne demek bu? Üniversite öğrencilerinin fikrî bakımdan kendilerini ifade etmeleri, toplu bir biçimde ifade özgürlüğünü kullanmaları, eylemde bulunmaları kamu düzenini ihlal etmemeleri kaydıyla, şiddet kullanmamaları kaydıyla, suç oluşturan eylemler olmaması kaydıyla, bunlar yaptırıma tabi tutuluyor ve öğrenci okuldan uzaklaştırıldıktan sonra "Git, mahkemeden kararı getir." deniyor. Hayır, böyle bir hukuk düzeni olamaz; bu, Anayasa'ya kesinlikle aykırıdır.
Akademik ifade özgürlüğü bakımından üniversiteden atılan öğretim üyelerinin acaba kaçı intihal yaptığı için, kaçı derste yetersiz olduğu için, kaçı suç işlediği için atıldı? Bunların çok büyük bir kısmı akademik ifade özgürlükleri nedeniyle atıldılar. Bu bakımdan, yetersizlik değil, liyakat değil, bilimsel özgürlüklerini kullandıkları için atıldılar. Bu bakımdan, öneri; bilim, özgürlük ve hukuk üçlüsünü yansıtmadığı için, bunları teker teker ihlal ettiği için... Zira bilim, özgürlük ortamında yapılır. Hukuk, bilimin güvencesidir yoksa bilimi katletme aracı değildir. Bilim ve özgürlük ortamının güvencesidir kurumsallaşma. Oysa bu, nitelik ve nicelik ilişkisinde niteliğe değil, niceliğe öncelik taşıyan ve tamamen üniversiteleri kimliklerinden uzaklaştırmaya dönük bir yasal düzenlemedir.
Kısaca, üniversitelerin bilim, hizmet ve teknoloji üretiminde yarışan kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlar olarak kendi içinde denetim düzeneğini kuran ve çalıştıran özerk yapılara dönüşmesine izin verilmediği için karşıyız. Üniversitelerin yönetim ve karar organları ile kurulları cinsiyetler arası eşitlik, eşit temsil esasına uygun olarak kendileri tarafından belirlenmediği için karşıyız. Yasayla düzenlenmesi gereken hususların yönetmelikle düzenlenmesine karşıyız. Üniversite reformu gereksinimini örtbas ettiği için karşıyız. Yürürlükteki mevzuatın asgari gereklerini yerine getirmesi bir yana, bunu Boğaziçi Üniversitesi örneğinde olduğu gibi tamamen yadsıyan uygulamalara karşıyız. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasa'nın açıkça ihlal edilmesini meşrulaştırmamak için bu yasaya "hayır" diyeceğiz. Birçok Afrika üniversitesinde görev yapan bir kişi olarak -Avrupa üniversitelerini karıştırmıyorum- Afrika üniversitelerinin bir kısmından da daha geri düzenlemeye götüreceği için buna karşıyız çünkü kurumsuzlaştırma üniversitelerin düşmanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan, bizim esasen öngördüğümüz yükseköğretim reformu bilimsel, idari ve mali özerkliği yansıtan üniversite reformuna giden yolu daha sağlam hedefler ve temellerde yürütebilmemiz için buna karşı çıkıyoruz. Üniversiteler liyakat, bilimsellik, nesnellik ve yeterlilik esasına dayanmalıdır, bu da akademik ifade özgürlüğünü beraberinde getirmektedir. Akademik ifade özgürlüğü ise ancak demokratik hukuk devletinde tesis edilebilir. Demokratik hukuk devleti, demokrasi, esasen üniversitelerin kendi yönetimlerini kendilerinin belirlediği bir ortamda gerçekleşebilir. İşte bu nedenle, parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme yerine demokratik hukuk devletini kurmamız doğrultusunda üniversiteler bunun temel taşı olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bilimsel ve özerk üniversiteler, unutulmamalıdır ki akademik özerklik demokratik toplumun temel yapısıdır. (CHP sıralarından alkışlar)