GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 8/2/2023 Çarşamba Günü Saat 01.00'den İtibaren Üç Ay Süreyle Olağanüstü Hâl İlan Edilmesine İlişkin 8/2/2023 tarihli ve 6785 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'na İlişkin Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:61
Tarih:09.02.2023

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri, tüm halkımız; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Herhâlde benim bu kürsüde yaptığım en zor konuşma; emsalsiz ortak acımız çok büyük. Yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Evet, enkaz altındakilerle ilgili işlemler, yerinde kurtarmalar çok acil yani orada, en yakınında bulunanların yiyecek, ilaç, giyecek, barınma gereksinimlerinin karşılanması ve zorunluluk hâllerinde başka mekânlara sevk edilmesi olmak üzere önlemlerin aşamalı bir biçimde düşünülmesi gerekir.

Bu bir ülkesel olgu, gerçeklik. Avrasya Fay Hattı, İskenderun Körfezi'nden başlayıp İzmit Körfezi'ne kadar devam eden ve Anadolu kıtasını ikiye ayıran büyük bir fay hattı. Bunun için bütün yerleşimler, insan-çevre ilişkileri şu 3 gereklilik doğrultusunda düzenlenmeli: Hukuki işlem olarak düzenleme, denetleme ve yaptırım düzeneğinin uygulanması; zaman olarak doğal afet öncesi, esnası ve sonrası bu işlemlerin yapılması ve üçüncü olarak, bütün bunların hukuk çerçevesinde, liyakat, uzmanlık ve bilimin gerekleri doğrultusunda yerine getirilmesi.

Avrasya Fay Hattı'nın güneydoğusunda meydana gelen kırılma karşısında güncel, acil önlemler nelerdir? Hukuk yoluyla, en etkili, tikel ve genel, resmî ve kamusal önlemler almak tabii ki önceliklidir. Bunun için yürürlükteki hukuk gerekli altyapıyı sağlamaktadır. Örneğin, 5902 sayılı Afet Kanunu, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu bunun için önemli bir mevzuat altyapısı oluşturmaktadır.

Yürütme ise yürürlükte olan olağan hukuku yeterli görmemiş olmalı ki Anayasa madde 119'un tanıdığı OHAL hukukunu uygulamaya geçirmeye çalışıyor. Acaba bunun gerekçeleri nelerdir? Sayın Cumhurbaşkanı teşrif etmediği için burada Yardımcısından dinlemeye çalıştık.

1) Acaba 6 Şubat saat 04.17'den itibaren hangi yasalar çerçevesinde, hangi önlemler alındı yasal zemin olarak?

2) Bu çerçevede alınması gereken ancak mevzuat elverişli olmadığı için alınamayan önlemler nelerdir? Bunu duyamadık.

3) Bu sorulara verilen veya verilecek yanıta göre, haklı olduğu varsayımıyla, böyle bir önlem neden depremi izleyen saatlerde değil de tam otuz altı saat sonra alındı?

Şimdi, burada, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, mevzuat yokmuş gibi, yürürlükteki mevzuata hiç değinmeden, mevzuat yokmuş gibi, her şey çok iyi yapılmış gibi "ama" "en" ve "daha" sıfatlarıyla ancak gerekçelendirmeye çalıştı OHAL ilanını.

Peki, bu çerçevede hangi saptamalar yapılabilir? OHAL ilanı gerekçesi demek ki hukuken, hukukumuzda oluşmuş değildir, mevzuat temeli vardır. Peki, biz, hak ve özgürlüklerle doğrudan doğruya ilgili olduğu için bu açıdan bir test yapalım:

1) Olağanüstü hâl ilanı gereği var mı?.

2) Bunun için, bu afet zararlarının giderilmesi için, felaketin hasarlarının aşılması için elverişli bir araç mı OHAL?

3) Ölçülü mü?

İşte, bu açıdan baktığımız zaman aslında yürürlükteki mevzuat, OHAL hasarlarının aşılması için gerekli altyapıyı sağlamaktadır. Elverişlilik açısından da 2935 sayılı Yasa'nın yani OHAL ilan edildiği zaman uygulanacak olan Olağanüstü Hal Yasası'nın 7 ve 8'inci maddelerinin öngördüklerini gerek 7269 sayılı Yasa gerek 5442 sayılı Yasa madde 5, 6, 7 ve 11'de karşılamaktadır. Dolayısıyla, bu açıdan gereklilik ölçütü geçerli değildir, yalnızca biraz daha fazla yetkiler tanımaktadır OHAL Kanunu madde 9, onun dışında elverişlilik açısından da OHAL, 2935 sayılı Yasa elverişli bir araçtır denemez. Zaman olarak üç gün geç ilan edilen bir olağanüstü hâlin neden üç ay devam edeceğine dair hiçbir gerekçemiz bulunmamaktadır. İlk üç saatte ilan edilmiş olsaydı -mademki tek kişilik yürütme söz konusu, hızlı karar alabiliyor- o zaman bu o açıdan tartışılabilirdi.

Ama şimdi, eğer OHAL ilan edilirse hatırlatmak gerekir ki OHAL bir hukuk rejimidir. Gerçi "Evet, biz hukuku tanımadık geçen dönemde, şimdi de tanımayabiliriz." diyebilirsiniz ama ben bunu hatırlatmak durumundayım. Konu ve amaç bakımından sınırlıdır, mekân bakımından sınırlıdır, zaman bakımından sınırlıdır. Denetime açıktır, bu nedenle bir hukuk rejimidir. Şu anda yaptığımız denetim biricik denetimdir, tek denetimdir, başlıca siyasal denetimdir ve bu denetim yetkimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak çok titizlikle kullanmak durumundayız. Yürütme eşittir Cumhurbaşkanı ama tek seçimle gelen yürütme olarak da karşımızda bulunmamaktadır, bu bakımdan çok daha dikkatli olmak durumundayız. Yargı sonradan devreye girecektir ama ne zaman ve nasıl, etkili olabilecek mi?

İşte, bu çerçevede, süreç hukuk kuralları bağlamında, bir, liyakat; iki, uzmanlık; üç, bilim gerekleri doğrultusunda yürütülmelidir. Acaba bu ne ölçüde mümkündür? Yürütme açısından bakalım: Tek kişi hiyerarşisi bugün Türkiye'de askerî hiyerarşiden daha katı bir hiyerarşik yapıyı yansıtmaktadır. Öyle ki Anayasa madde 123'e göre merkez-yerel bütünlüğü söz konusu olduğu hâlde, sanki Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü merkezî idareyle sınırlıymış gibi bir algı yaratılmaktadır oysa bütünlük merkez-yerel birlikteliğiyle sağlanmaktadır.

Üç, AFAD özerk değildir, AFAD liyakat açısından tartışılmaktadır, AFAD bütçe açısından sefalet bütçesine tabi tutulmuştur. Bu açıdan konuyu tartışmak gerekir, Türkiye Büyük Millet Meclisi kendine düşen görevi yerine getirmek durumundadır. Burada, tek kişilik hiyerarşik yapıda âdeta kişi, parti ve devlet birleşmesi söz konusudur. Bu çerçevede, özerk, uzman ve özel kuruluş ve birliklerin iş birliği yerine, eş güdümü yerine, danışma niteliğinde mekanizmaların işletilmesi yerine yalnızca hepsini kapsamına alacak bir tek kişi hiyerarşisi işletilmektedir bütün bu kuruluşlar için. İnsancıl hukuk, uluslararası insancıl hukuk, ulusal hukukta hayli hayli geçerlidir ama burada insancıl hukukun temel gerekleri ulusal ölçekte bile yadsınmıştır oysa dışarıdan gelen yardımlar uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde gelmiş bulunuyor.

Peki, bu çerçevede acaba yasama organı, bizler burada insan yerleşimleri açısından 27'nci Yasama Dönemi olarak ne yaptık? Tam 25 kez düzenleme yapmış bulunuyoruz. Burada üç örnek vereyim: Kamu İhale Kanunu'nu 8 kez değiştirdik veya İmar Kanunu'nu tam 11 kez değiştirdik. Bu yasaların hiçbirinde etki analizi bulunmamaktadır. Şu anda ise biz yalnızca yürütmeye yetki vermekle meşgulüz. Acaba sonrasında yetkilerimizi kullanabilecek miyiz?

Yargıya gelince, yapı sektöründeki kolektif suçlar karşısında yargımızın ne durumda olduğunu biliyoruz. Yargımızın daha çok düşünce suçluları ve siyasal suçluları izlemek için müteyakkız olduğu malum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, ilave süre veriyorum, tamamlayalım.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şimdi "öneriler ve uyarılar" kısmında, evet, afetler mevzuatı yeterlidir. OHAL Kanunu'na ve rejimine gerek bulunmamaktadır, hele hele OHAL CBK'lerine hiç gerek bulunmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının konuşmasından, Sayın Tunç'un konuşmasından ben bunu çıkardım ama onlardan burada "OHAL CBK'leri çıkarılmayacaktır, OHAL kanunu yeterlidir." demelerini beklerdim. En azından çıkarımları bu vaadi kapsamına alıyor diye umuyoruz.

Yasama ise ülkesel anayasa normlarını dikkate alarak bundan böyle görevini yerine getirmelidir. Evet, uygulamada Anayasa Mahkemesi artık bu düzenlemeler karşısında içtihadını değiştirmek durumundadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ve en önemlisi de 18 Haziran yolunda, 18 Haziran seçimlerine, eğer bugün bu kabul edilirse -olağanüstü hâl- bir ayağı indirilmezse, kısaltılmazsa ne yazık ki bu seçimlere, 18 Hazirana da olağanüstü hâl gölgesinde gideceğiz. O nedenle buradan uyarıyoruz, çok dikkatli olmamız gerekir. 18 Haziran seçimlerinin de gölgelenmemesi için bu OHAL'in konu bakımından, amaç bakımından, mekân bakımından, alınması gereken önlemler bakımından elverişli araçlar kullanılmalı, gerekli araçlar kullanılmalı ve de ölçülü olmalıdır.

Teşekkür ederim, saygılar sunarım.