GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:61
Tarih:09.02.2023

CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde birçok ilimiz etkilendi. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum, enkazda kurtulmayı bekleyenlere de Allah'tan sabır diliyorum. Aynı zamanda, AK PARTİ Grubuna ve Meclisimize de bir başsağlığı dilemek isterim. Adıyaman Milletvekilimizi kaybettik, Allah rahmet eylesin; ailesine, Meclisimize ve AK PARTİ Grubuna da başsağlığı diliyorum.

Bugün aslında burada çok enteresan bir olay yaşadık, belki de Meclis tarihindeki en önemli günlerden birini yaşıyoruz. On binlerce can kaybının olduğu bir konuyla ilgili OHAL tezkeresinin görüşüldüğü bir toplantıda İYİ Partinin verdiği önergeyle ilgili AK PARTİ'li milletvekillerinin "evet" oyu anlamında elini kaldırmaları, sonra "Yanlışlıkla oy kullandık." diyerek vazgeçmeleri, aslında Meclisin ve milletvekillerinin, AK PARTİ Grubunun olaylara bakış açısının ne kadar sıradan ve basit olduğunun, neye oy verdiğini bilmediğinin en güzel göstergesiydi bugün.

Şimdi, burada, 10 ilimizde OHAL ilan edildi. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanının açıklamasıyla 10 il afet bölgesi ilan edildi ama deprem 10 ilde olmadı, deprem 11 ilde oldu. Yani deprem Elâzığ'da da oldu ama ne yazık ki ne afet bölgesi ilan edilmesi kararında ne de bugün yasallaşan OHAL kararında Elâzığ yok. Niye yok Elâzığ? Elâzığ'da şu anda 98 tane bina tespit edildi, Elâzığ'ın en işlek caddesi Gazi Caddesi'nde yıkımlar başladı, yüzlerce binanın yıkım kararı çıktı, 2 can kaybımız oldu. Yani bir bölgeyi afet bölgesi ilan etmek veya o bölgede OHAL ilan etmek ölü sayısıyla mı eş değer? Deprem olmuşsa, bölge bundan etkilenmişse, depremin sonucu yalnızca ölümlerle, yıkımlarla değerlendirilecek bir süreç değil ki; oradaki sosyal hayat, oradaki insanların psikolojisi, oradaki ticaretin hareketliliği, her anlamda yeterli...

Şimdi AK PARTİ milletvekilleri burada yok, olsaydı soracaktım: Elâzığ'da deprem oldu mu, olmadı mı? Elâzığlılar günlerdir evlerine girebiliyor mu, giremiyor mu? Elâzığ'da esnaflar kapalı mı, değil mi? Elâzığ'da bankalar kapalı mı, değil mi? Elâzığ'da Valilik ve Belediye Başkanlığı afet koordinasyon merkezinde çalışma yapıyor mu, yapmıyor mu? Bunları soracaktım. Şimdi, her şey oldu, Elâzığ'da da deprem var. Sayın milletvekilleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün tespitine göre, şu anda yüzlerce bina tespit ediliyor, yüzlerce binanın yıkım kararı çıktı ve -Gazi Caddesi, Elâzığ'ın merkezidir- merkezden başladı yıkımlar. Ama ne yazık ki afet bölgesi ilan edilmediği ve Elazığ'ın OHAL ilan edilmesiyle ilgili başka farklı beklentileri olduğu için -büyük beklentileri vardı- inanılmaz bir hayal kırıklığıyla karşı karşıyayız.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Elâzığ afet bölgesi ilan edilmelidir; Malatya'ya, Maraş'a, Adana'ya, Diyarbakır'a, Kilis'e, Osmaniye'ye, Mersin'e, Hatay'a yani 10 ile Elâzığ da eklenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Elâzığ'da 2020'de yaşanan depremde ağır bedeller ödendi. Devletin almış olduğu tedbirlerle belki bugün çok ağır bedeller ödemedik ama olası bir depremde Elâzığ'ın riski hâlâ var ve Malatya'daki gibi, Adıyaman'daki gibi, Diyarbakır'daki gibi, yüzlerce binanın çökme riski ve insanları kaybetme riskimiz var. Devlet, bir olay yaşandıktan sonra müdahale edip, tedbir almaz; devlet, olabilecek sorunları, olabilecek afetleri önceden öngörür ve onların yaşanmasıyla ilgili tedbir alırsa, can ve mal güvenliğini sağlarsa orada başarı vardır.

İşte, bugün bölgede yaşanan olayları hepimiz biliyoruz; hepiniz elinizi vicdanınıza koyun, gidin, orada yaşanan dramatik hayatları bir görün. İnsanlar evlatlarının cenazeleri alamayacak düzeyde bekliyorlar. Kolay mı? Çocuklarımız donarak öldü; kurtulan çocuklarımızın ayağında çorap yok, üstünde elbise yok. Hepimiz babayız, yazık değil mi, hiç mi yüreğiniz sızlamadı?

Bunları seyrederken hiç mi yüreğiniz sızlamadı diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.