| Konu: | Ülkede yaşanan deprem felaketine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 28.02.2023 |
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
6 Şubat akşamı Kahramanmaraş'ta olan depremle ilgili hem Kahramanmaraş'ımızda hem de ülkemizin diğer illerinde rahmetli olan bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun, yaralı olan kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.
Ben de pazar günü akşam Kahramanmaraş'taydım, Kahramanmaraş'ta geçirdim depremi. Bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımız görmüşlerdir, o bir hafta çok soğuktu, o gece kar da yağıyordu. Sabah saat dört on yedi gibi -yani o gürültüyü size tarif edemem ama böyle elektrikler kesildiğinde bir jeneratör çalışmaya başladığındaki gürültü veya bir traktör çalışmaya başladığındaki gürültü veya dinamitle bir şey patlatıldığında o dağlardan kayan kayaların gürültüsü, nasıl tanımlarsınız bilmiyorum- bir gürültü başladı, arkasından da o kadar sert sallandık ki hiçbir şey yapamadım ben; 3,5 yaşında oğlum var, sadece onun yatağını tuttum, "Bitecek herhâlde." dedim. Yani ya bitecek ya kafamıza göçecek ama adım atacak gibi değilim çünkü çok sağa sola sallanıyordu, sonra yukarı aşağı sallanmaya başladı; biraz yukarı aşağı, biraz sağa sola, biraz yukarı aşağı, böyle kıpırdayamadım neticede. Sonra, kırk beş-elli saniye -ne kadar hatırlamıyorum- yavaşladı, yavaşlayınca ayağa kalktım, diğer odada oğlum vardı 14 yaşında, ona "Oğlum niye hiç ses çıkarmadın?" dedim, "Baba çok bağırdım, yardım istedim ama sen beni duymadın." dedi çünkü o kadar gürültü var, bir de evin içindeki dolaplar düşüyor. Dışarıda aydınlık-karanlık, aydınlık-karanlık, böyle garip ışıklar sürekli. Sonra bir daha hızlanmaya başladı, onda böyle aşağı-yukarı, aşağı-yukarı gibi yani bitecek gibi değildi. Evden çıktım, "Herhâlde hiç ev kalmamıştır." diye düşünmüştüm çıktığımda; baktım, o civardaki evler sağlamdı. İndik, üç dakika dört dakika sürmedi, 6-6,5'luk bir deprem daha oldu. Çocukları uygun bir yere bıraktım, şehir merkezine indim. Baktım, şehir merkezindeki -Kahramanmaraş'a gelenler görmüştür zaten- hiçbir bina sağlam kalmamıştı ama herkes, ama sadece ben değil yani bütün herkes "Yardımcı olabilir miyiz?" derdinde çünkü binaların içinde sağlam olanlar da var, görünen cesetler de var. "Sadece sağlam olanlara değil de insanlara yardımcı olalım." derken öğleyin o depreme de orada yakalandık yani şehir merkezinde, bizim "Kıbrıs Meydanı" diye tarif ettiğimiz yerde yakalandık. İlk iki üç gün tabii ki çok zordu çünkü canlı kurtarma telaşı var hepimizde ama şunu söyleyelim: Ben Kahramanmaraş'ı biliyorum ancak Hatay'dan da haber aldım, Adıyaman'dan da haber aldım, Gaziantep, İslâhiye, Nurdağı'ndan da haber aldım, Malatya'dan da.
İşte, öğlenki deprem mesela bizim Elbistan'ımızda çok hasara sebep oldu çünkü ilk depremde Elbistan bizim kadar hissetmemişti -aramızda bir dağ var- onlar evlerinden çıkmamışlar. Öğlenki depreme Elbistan evlerinde yakalandığı için orada daha çok hasar oldu. Kahramanmaraş'ta 91 bin bağımsız bölüm yıkıldı ya da yıkılacak -bunlar konut- 17 bin de iş yeri; toplam 108 bin bina yıkıldı veya yıkılmak üzere. Öğlenki depremde bizim yanımızda yıkılan binalar oldu.
Şu anda 450 bin vatandaşımız çadırlarda, 76 bin çadır kurduk. 76 bin çadırda 450 bin vatandaşımız var. İşte, bir yandan da konteyner yapılıyor gerçekten, çadırlardan sonra da konteynerleri alacağız ama şunu söyleyebilirim: Yirmi günlük sürede geldiğimiz noktada, şu anda açıkta bir vatandaşımız kalmadı. Türkiye'nin her yerinden de yardım geldi. Yardım gönderen herkese minnettarız, hepsine hürmet ediyorum, hepsine saygı duyuyorum. Türkiye'nin her yerinden çok garip insanlar geldiler yardımcı olmaya; arabalarında yattılar, gündüz insanlara yardımcı oldular ama iyi bir yere geldik.
Bütün milletvekillerimize minnettarım çünkü geldiler, sahada çalıştılar, bizim gidemediğimiz yerlere gittiler, vatandaşlarımıza el uzattılar, yardımcı oldular, yardım istediler başka yerlerden. O kadar da çok yardım geldi gerçekten, o kadar da çok destek oldu.
İçişleri Bakanımız sabah dokuzda gelmişti, hâlâ Kahramanmaraş'ta, yirmi gün oldu, hâlâ orada çalışıyor. İşte, il valileri geldi, belediye başkanlarımız geldi, başka illerden belediye başkanları geldiler, yardımcı oldular.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Neticede şunu söyleyebilirim: Kahramanmaraş'ta bizim gençliğimizin geçtiği yerler, hayallerimizin olduğu yerler çöktü ama insanlık ayakta kaldı. O kadar çok insan yardım etti, o insanların hepsine minnettarız; devletimizin bütün imkânlarına minnettarız çünkü orada kullanıldı. Hâlâ da bizi arıyorlar "Yardım yapalım, ne istiyorsunuz?" diyorlar; söylüyoruz, hâlâ da yardımlar geliyor. İnşallah yeniden imar ederiz, inşallah yeniden ayağa kaldırırız.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Çadır gönderin, çadır! Çadır gönderin yeter yani.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Satmışlar, satmışlar!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Çadır satmayın!
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, bakın, sosyal medyayla konuşmayın.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sosyal medya değil, biz oradaydık.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biz oradaydık, oradaydık.
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Orada yaşadım, orada ne olduğunu biliyorum, oradaki imkânları biliyorum, burada sizinle siyasi tartışma yapmam.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz de oradaydık.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biz oradaydık Ahmet Bey, sosyal medya değil bu.
BAŞKAN - Sayın Kenanoğlu...
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ama orada her vatandaşımıza çadır ulaştırıldı, her vatandaşımızın bu imkânı var, her vatandaşımız şu anda rahat ediyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hâlâ çadır talep edenler var, hâlâ. Bugün bile çadır istiyorlar, bugün bile!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Çadır yok, çadır isteyenler var hâlâ orada.
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Oraya gel, öyle konuş! Oraya gel de öyle konuş be!
BAŞKAN - Sayın Özdemir... Sayın milletvekilleri...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yalan söylüyorsun, bugün bile çadır isteyenler var telefonumdan.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biz oradaydık, hâlâ çadır isteyenler var, hâlâ "çadır" diye bağıranlar var! Oradaydık biz!
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Buradan hamaset yapma! Gel oraya öyle konuş! Neyi gördün de konuşuyorsun sen oradan!