GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:66
Tarih:28.02.2023

HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Ben de televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Evet, 6 Şubatta meydana gelen depremde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa ve ailelerine sabır diliyorum.

Bizler de depremin ilk gününden itibaren alandaydık. Yaşanan acıyı, trajediyi tarif etmek maalesef mümkün değil. 11 ilimizde bir doğal afet yaşandı ama bu afeti, zamanında müdahale etmeyen AKP bir insani felakete dönüştürdü. Binlerce insan kurtarılabilecekken AKP tarafından kurtarılamadı. İnsanları deprem öldürmedi; insanları AKP'nin yarattığı rant düzeni öldürdü, yolsuzluk öldürdü, talan öldürdü, yalan öldürdü; içini boşalttığı, arpalığa dönüştürdüğü, liyakatsizleştirdiği kurumların beceriksizliği öldürdü.

Depremin 2'nci günü sabah erkenden bizler de Pazarcık'taydık. İlçeye girdiğimizde tek bir AFAD temsilcisi, tek bir Kızılay yöneticisi, kentin belediyesi ve hatta bir bekçi bile yoktu. İnsanlar, kendi imkânlarıyla, çıplak elleriyle enkaz altında yakınlarını kurtarmaya çalışıyorlardı ama yakınlarını kurtarmak için ekipman bile bulamıyorlardı. AFAD'ı aradıklarında AFAD utanmadan ne diyordu biliyor musunuz? "Ekipmanı bulun, biz gelip kurtaralım." İnsanlardan ekipman bulmasını talep eden bir AFAD vardı. Burada bir kez daha sormak istiyorum: AFAD'da jeneratör, hilti neden olmaz? Neden olmadığını biz biliyoruz çünkü siz, bu ekipmanları Suriye'de cihadistlere peşkeş çektiniz, onun için de olmaz tabii ki.

Evet, ilk üç gün siz, insanları kaderine terk ettiniz, yalnız bıraktınız; ağır kış koşullarında insanlara çadır vermediniz, su vermediniz, yaralarını sarmadınız. İnsanlar feryat figan içinde çadır talep ederken bu çadırı tedarik etmekle sorumlu olan kurum ne yapmış? Çadırları ilk üç gün bekletmiş, sonra bu çadırları satmış.

Şimdi yok "Hava koşulları kötüydü." yok "Depremden kaynaklı yollar kapanmıştı, biz gidemedik." diye yalanlar söylüyorsunuz topluma, toplumu bir kez daha kandırıyorsunuz. Depremin ilk gününde Van'dan, Hakkâri'den, Muğla'dan, Antalya'dan gençler, gönüllüler kendi imkânlarıyla deprem bölgesine gelmişti. Siz, bu kadar olanağa sahipken, devletin bütün imkânlarını kullanırken nasıl oldu da bu bölgelere gelemediniz? Şimdi, kendi beceriksizliğinize, bu rant düzeninize kılıf uydurmaya çalışıyorsunuz ve buna da inanmamızı bekliyorsunuz.

Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu herkes biliyor. Sabah akşam bilim insanları uyarıda bulundular, sözler söylediler, hatta depremin olacağı bölgelerin haritalarını çıkardılar. Peki, siz ne yaptınız? Hiçbir şey yapmadınız.

99'dan beri vergiler alınıyor; enkaz altında bıraktığınız insanlardan vergi aldınız. Peki, nerede bu vergiler, ne yaptınız? Çarçur ettiniz; bu aldığınız vergiler de sizlere haram olsun, bin kez daha haram olsun.

Uyarılara kulağınızı kapattınız, kendi bildiğinizi okudunuz çünkü sizde şu düşünce var, diyorsunuz ki: "Tıpkı maden faciasında, Çorlu tren kazasında ve orman yangınlarında olduğu gibi biz televizyonlara çıkar 'Ya, vallahi ilahi adaletti, kader planı.' der ve işin içinden çıkarız." Ama halklarımızın artık bu yalanlara karnı toktur.

Depreme hazır hâle getirmediniz, uyarıları dikkate almadınız; şimdi, deprem olmuş, çıkıp diyorsunuz ki: "Ya, vallahi biz bir iki gün geç kaldık, hakkınızı helal edin." O bir iki günde ne oldu, siz biliyor musunuz? Canlar öldü, aileler yok oldu, çocuklar öldü, gençler öldü, kadınlar öldü, yaşlılar öldü. Bu, bir afet olarak geçiştirilemez; bu, cinayettir; bu cinayetin sorumlusu da AKP iktidarının ta kendisidir. Şimdi, bunları söylediğimiz zaman bunu söyleyenleri tehdit ediyorsunuz, not tutuyormuşsunuz. Biz sizin suçlarınızı söylemeye devam edeceğiz; asıl, halk size zamanı geldiğinde notunu verecektir. Biz, insanca yaşamak için size hesap soruyoruz, itiraz ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bir kez daha enkaz altında kalmamak için AKP iktidarından hesap sormaya devam edeceğiz.

İnsanları enkaz altından kurtarmadığınız gibi ölen insanların cenazelerini sokakta bıraktınız, hastane morglarında bıraktınız, kefensiz defnettiniz. Refakatsiz çocukları cemaatlerin, derneklerin, kişilerin insafına terk ettiniz. Kendi yapmadığınız yardımı yapan gönüllüleri, kurumları, siyasi partileri engellediniz. Alanda bağımsız haber yapan gazetecileri tehdit ettiniz, kriz koordinasyon merkezlerine kayyum atadınız. Bakın, deprem anında bir umut olan Twitter'ı kapattınız. İnsanlar sağken, çığlık çığlığayken ne yapıyordunuz? Sela okutuyordunuz. Bence bunda gülünecek bir durum yok, utanılacak bir durum var.

Tüm bu suçları işlediniz, suçlusunuz, bu tablo karşısında halk sizi istifaya davet ediyor; eğer azıcık erdem olsa, hayâ olsa, vicdan olsa bir gün bile o koltuklarda oturmazdınız.

Teşekkür ediyorum.