GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yaşanan deprem felaketi sonrası Mersin'e yerleştirilen Suriyelilere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:67
Tarih:01.03.2023

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'mizin içinde bulunduğu şu zorlu ve acılı günlerde, öncelikle Genel Kurulumuzu ve bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Depremde hayatını kaybetmiş on binlerce yurttaşımızı kalbimize gömdük, hepsine Allah rahmet eylesin, onların acısı bizim acımızdır. Yaşayanlara gelince Rabb'im hepsine şifa versin, onların ızdırapları da bizim ızdırabımızdır. 13 milyon-13,5 buçuk milyon insanın yaşadığı deprem bölgesinde insanlarımızın yaralarını bir an önce sararak kaybettiklerinin üzüntüsü dışında üzüntü bırakmamak, ellerinden tutmak, büyük Türk milletinin şefkat ve merhametini göstermek bizim önceliğimiz olmalıdır. Öyle alanlara çıkıp "helalleşme" ya da "bağışlama" gibi hitaplarla bu iş halledilecek gibi gözükmüyor, tam tersine "İlk iki günde tedbir alamadık, helalleşelim." demek insanlarımızla alay etmektir. Bunun helalleşmesi olmaz, hesaplaşması olur.

Değerli arkadaşlar, şimdi düşününüz, deprem olur olmaz ilk yapılması gereken askeri ve madencileri deprem bölgesine sokmaktı. Bu yapıldı mı? Yapılmadı. Arama kurtarma ekiplerini deprem bölgesine sokup insanlarımızı enkazdan kurtarmak gerekiyordu. Bu yapıldı mı? O yapılmadı çünkü arama kurtarma birliklerini, Sivil Savunma Kanunu'nu lağvettiniz, bunları ortadan iktidar kaldırdı. Kötü yapılaşma, kaçak yapılaşma konusunda belediyeden başlayıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığına kadar uzanan zincirin içinde yapı denetim şirketleri dâhil nelerin döndüğünü tüm kamuoyu biliyor. Bu konuda ne gibi tedbir aldınız? Hiçbir tedbir almadınız. Kaç defa imar affı çıkardınız, ben soruyorum?

Değerli milletvekilleri, baştan sona organizasyonsuzluk, baştan sona iş bilmezlik, baştan sona kepazelik. Şahsen deprem bölgesinde bulunmuş bir kişi olarak söylüyorum, burada iktidarın ağır bir kusurunun olduğu muhakkaktır ve iktidarın ağır bir sorumluluğu var.

Değerli milletvekilleri, diğer taraftan, yapılan açıklamada deniyor ki: "185 bin enkaz, 45 binden fazla vefat, 108 bin civarında yaralı var." Bu büyük bir rakam. Bu rakamlar ürkütücüdür arkadaşlar.

Şimdi, deprem bölgesinde olağanüstü hâl ilan edildi. Sayın Cumhurbaşkanı kararnamelerle ülkeyi yöneteceğini zannediyor. Hileye tevessül etmeden, OHAL statüsünü istismar etmeden, biz, adam gibi devletin yönetilmesini istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, konumuz Mersin. Mersin bölgenin yükünü çekiyor. Mersin, bugün itibarıyla 1 milyon 916 bin nüfusa sahip, kabaca 2 milyon diyebiliriz zaten 420 bin civarında geçici koruma statülü ve kaçak gelen Suriyeli var. Peki, Mersin deprem bölgesinden gelen insanlarla şu anda ne duruma geldi? Depremle birlikte Mersin'e gelen 440 bin kişidir, bu 440 bin kim bunu biliyor musunuz? Depremzede vatandaşlarımız ve yine depremzedelerle birlikte gelen Suriyeliler. Biz, depremde yurttaşlarımızı her zaman başımızın tacı yapmışızdır, evimizi, yüreğimizi onlara açmışızdır ancak deprem bahanesiyle Mersin'in Suriyelilerce istila edilmesi asla kabul edilemez. Böylece, Mersin'de 860 bin civarında dışarıdan gelen bir nüfus mevcuttur. Yani toplamda 460 bin Suriyeliden bahsediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Özetle arkadaşlar, Mersin, iktidarın kötü yönetimi yüzünden, demografik anlamda sıkıntıya düşürülmüş durumdadır. Maalesef, Mersin şu anda tıkanmış durumdadır, her yer dolu; trafik ve altyapı felç, su temininde zorluklar var ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız zaten "Mersin istiap haddini aştı." diyor. Bu konuda ne yapılıyor? Yapılan hiçbir şey yok. Devlet kaynaklarını buraya acilen göndermek gibi, depremin olumsuz etkilerini asgariye indirmek gibi iktidarın görevleri olduğunu burada hatırlatmak istiyorum. Derhâl konuya el atıp kaynak transferleri yaparak Mersin'e özel bir statü tanıyın diyorum.

Konuşmamı burada noktalarken yüce heyetinize tekrar saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.