| Konu: | Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 01.03.2023 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubum adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Yirmi üç gün önce ülkemiz bir depreme maruz kaldı, hayatını kaybeden insanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifa ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Arama kurtarma faaliyetine katılanlara minnettarız. Milletimizin başı sağ olsun.
Deprem davulla zurnayla gelmiş bir felakettir, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir ferdi "Depremden haberim yoktu." diyemez. Deprem önlenemez ancak bu felaketi yıkıma çeviren Hükûmetin aymazlığıdır. Vebal, deprem vergilerini felaketi önleyici yatırımlarda kullanmayanlarındır, imar affı çıkaranlarındır, rant için yüksek binalara izin verenlerindir. Makul bir hükûmetten, yerleşim alanlarını bilim adamlarını toplayarak, aceleye getirmeden, sükûnet içerisinde bir planlama beklenmektedir. Bu şehirler yüzlerce yıllık geleceğe hitap edecektir. AK PARTİ Hükûmetinin rant uğruna apar topar bina inşaatına girişmesi bizleri şaşırtmadı.
Arkeoloji, sağlam bir gelecek için insanların yaşam içinde karşılaştığı problemlerin ve buna karşı ürettiği çözümlerin bilgisini sunar, bizlere gelecek için kabiliyet kazandırır. Arkeoloji bilimiyle kültürel mirasımıza sahip olur, mirasımızı gelecek kuşaklara aktarırız.
Vakıflar zenginliğin yeniden dağılımı ve servetin bölüşümüne hizmet eder. Vakıflar İslam ülkelerinde yapısal ve kültürel hayatta önemli bir rol oynayan "hayır müessesesi" olarak tanımlanmaktadır. Bireyin servetinin toplum kullanımına sunulmasıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde ise sermayedarlar sosyal bilimler, eğitim, sağlık, kültürel, bilimsel çalışmalar yapılması için müesseseler şeklinde vakıflar kurmuştur.
Vakıfları kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Ortaya konan bir miktar maddi varlığı şimdiki veya gelecekteki nesillerin istifadesine sunmaktır. Kanun teklifinde yeni bir vakıf kurulmasından bahsedilmektedir. Oluşturulmaya çalışılan kurumun hem Doğu hem de Batı sosyolojisinde örneği yoktur. 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin adından başka hiçbir şeyinin vakıfla ilgisi yoktur. Kanun gerekçesinde özellikle Türk bilim adamlarının yurt dışında arkeolojik çalışmalarda bulunabilecekleri söylenmektedir; kanunun gerekçesi olarak sadece bu sunulmaktadır.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk "Bu vatana sahip olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarihî olayları bilmekten, burada doğmuş uygarlıkları tanıyıp onlara sahip çıkmaktan geçer." cümlesiyle arkeoloji biliminin millet için önemini vurgulamıştır. Türk Tarih Kurumunu arkeolojik ve antropolojik çalışmalar ve kazılar yapmak için memleket içinde ve dışında mühim buluntu yerlerine uzmanlar göndermekle görevlendirmiştir. Ulu Önder bununla da yetinmemiş, ölümünden sonra araştırmalarının devam etmesi için, kazıların devam etmesi için bankalardaki varlığının önemli bir kısmını Türk Tarih Kurumuna ve Türk Dil Kurumuna bırakmıştır. Türk Tarih Kurumu yıllar önce bu görevi yerine getirmekteydi. 12 Eylül darbesiyle Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun pek çok ödenekleri engellenmiş, fonksiyonları baskılanmıştır, Türk arkeologlarının yurt dışında yapacakları çalışmalar engellenmiştir.
Hafızalarımızı yenileyelim, 2009 yılında Marmaray kazıları nedeniyle İstanbul'da yerleşimin sanıldığı gibi üç bin yıl önce değil, sekiz bin yıl önce başladığı anlaşılmıştır. Arkeolojik incelemelerde 36 gemi, liman, sur, tünel gibi 15 binden fazla eser bulundu. Buluntular, dünya arkeoloji camiasında heyecan yarattı, 29 ülkeden 130 bilim adamı gelerek bunları inceledi. Arkeolojik çalışmalar, tüp geçit inşaatını geciktirince Sayın Cumhurbaşkanı "Bize gecikme yakışmaz, erteleme yakışmaz. Sürekli yok 'Arkeolojik şey çıktı.' yok 'Çömlek çıktı.' yok 'Şu çıktı.' yok 'Bu çıktı.' diye önümüze engeller koydular, bunlar insandan çok daha mı önemliydi? Yok kuruluydu yok yargısıydı, takıldık durduk. Üç sene bizi engellediler, bundan sonra engel mengel tanımıyoruz bedeli ne olursa olsun." demiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanının arkeoloji bilimini aşağılayıcı ifadesi böyledir. 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nde AK PARTİ sözcüleri kültürel birikimden, arkeolojiden bahsetmektedirler.
Sayın milletvekilleri, bu kanun teklifinin amacı son derece belirsizdir, ne amaçla hazırlandığı meçhuldür. Böylesine sisli bir kanunun kabulü doğru değildir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.