GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:67
Tarih:01.03.2023

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğumuz bu maddeyle kamu kurum ve kuruluşlarında ve yüksek öğretim kurumlarında Vakfın faaliyet alanında istihdam edilen devlet memurları ile öğretim elemanlarının bir yılı geçmemek üzere Vakıfta geçici görevlendirilebileceği ve bu sürenin bir yıl olarak en fazla üç yıl uzatılabileceği öngörülmüş. Bu madde kapsamında Vakfın belli bir uzmanlık, bilgi ve deneyim gerektiren iş ve hizmetler için oluşturulan komisyon ve benzeri çalışma gruplarına katılmak üzere kurumlarındaki asli görevleri uhdelerinde kalmak şartıyla personel görevlendirilmesi talep edilebileceği düzenlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi, yakın tarihimizin en büyük acısını yaşadık. 1999 depreminden yirmi dört yıl sonra 6 Şubatta sadece deprem gerçeğiyle yüzleşmedik, geçen yirmi dört yılda yaşanan acılardan hiçbir ders alınmadığı gerçeğiyle de yüzleştik. Şüphesiz yaşadığımız bu felaketin izleri hep hafızalarımızda olacaktır değerli arkadaşlar. Enkaz altındaki yakınlarının gün geçtikçe azalan seslerini dinleyen çaresiz vatandaşlarımızı, kimsesiz kalan çocuklarımızı asla unutmayacağız. Evladını kurtarmak için yüzlerce kiloluk betonları tek başına kaldırmaya çalışan babaları, çaresizliğe mahkûm edilen anneleri, sevdiklerini battaniyeyle defneden komşuları asla unutmayacağız. Cenazelerine kefen arayan aileleri, dondurucu soğukta bir çadırı günlerce bekleyen depremzedeleri asla unutmayacağız.

Bu vesileyle, yaşanmış olan felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Allah depremzedelerimize dayanma gücü, deprem bölgesinde ter döken tüm görevlilerimize ve gönüllü vatandaşlarımıza güç, kuvvet versin. Hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun.

Değerli arkadaşlar, yaşanan felaket sonrası millet olarak büyük bir dayanışmayla birlik ve beraberlik örneği gösterdik, "Yaraları birlikte saracağız." dedik. Ancak şunu da söylemeliyim ki ne yazık ki felaket anından bugüne kadar birçok olumsuzluğun yaşandığına da şahit oluyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türk Kızılayı kurulduğu tarihten bugüne kendi kaynakları ve halk tarafından yapılan bağışlarla ayakta duran bir gönüllüler ordusudur. Kızılay, düşkünü kaldıran, yoksulu doyuran, mağduru mağrur eden, depremzedeye çadır kuran; sıcak bir çorba, sıcak bir yuva, sıcak bir eldir. Güzel vatanımızda ve dünyada yaşanan her türlü afet ve felakette yardıma koşan bu tarihî ve köklü kuruluşumuzu bir şirket gibi ya da küçük bir yandaş grubun kontrolünde olan bir dernek gibi yönetmeye kimsenin hakkı yoktur. Her derde deva, her yerde hazır ve nazır olan koskoca Türk Kızılayının bugün içine düşürüldüğü durum içler acısıdır. Kızılayın olumsuzluklarla ve usulsüzlüklerle gündeme gelmesi hepimizi derinden yaralamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Kızılayın AHBAP derneğine çadır satışı belgelerle ortaya konmuş ve taraflarca da doğrulanmıştır. Depremin en can yakıcı döneminde vatandaş ayazda çadır beklerken Kızılay onlara çadır göndermek yerine çadır satacak müşteri beklemiştir. Ne acı bir durumdur bu arkadaşlar? Yüz binlerce insanımız aç ve açıktayken bir numaralı görevi

afetzedelere barınma ve beslenme yardımı sunmak olan Kızılay çadır ve gıda ticareti yapmıştır. Peki, Kızılayı bu hâle getiren, merhametin simgesi olan Türk Kızılayını kâr amaçlı şirkete çeviren, yandaşları için arpalığa dönüştüren iktidar ne yapmıştır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Olan biteni seyretmiştir ve seyretmektedir, bu büyük skandala, bu büyük rezalete sessiz kalmaktadır. Kızılayın itibarının yerle bir olmasına engel olunmuyor. Biz söyleyince "Acılar üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Deprem üzerinden politika yapıyorsunuz." diye yeri göğü inletenler bu meselede sesini çıkarmıyor. Görev başında olduğu sürece skandal üzerine skandala imza atan, bu zor dönemde, en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda çadır ticareti rezaletiyle Kızılayın itibarını yerle bir eden Başkanın ve yönetiminin istifası bile istenmiyor arkadaşlar. Neresinden bakarsanız bakın bu büyük bir skandaldır, sorumluları derhâl istifa etmeli ya da görevden el çektirilmelidir.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.